"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama Kadastrosu sırasında Kocaeli ili Başiskele ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 121 parsel sayılı 21.320,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 173 ada 10 parsel numarasıyla ve 21.262,79 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 20 parsel sayılı 6.350,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 173 ada 11 parsel numarasıyla ve 6.126,17 metrekare yüzölçümlü olarak ve davalı Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan eski 25 parsel sayılı 19.320,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 173 ada 13 parsel numarasıyla ve 18.472,65 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında davacıya ait 173 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin eksildiği ve sınırlarının yanlış belirlendiği, eksiklik ve yanlışlığın davalı Hazineye ait 173 ada 13 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "taşınmazların ara sınırlarının kadimden beri mevcut olduğu, hatalı sınırlandırma ölçü, çizim ve heseplamardan kaynaklanan sebeplerle paftadaki sınırlar ile kadastro sırasında belirlenen ve zeminde değişmemiş sınırlar arasında yanılma sınırını aşan farklar bulunduğu, 173 ada 10 ve 11 nolu parseller ile 173 ada 13 nolu parseller arasındaki sınırın "sabit sınır" olarak değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen sarı renkle taralı kısmın 22/a çalışmaları sonucunda davalıya ait 173 ada 13 nolu parselin sınırları içinde kaldığı, (S) ile gösterilen bu kısmın 173 ada 13 nolu parselin yüzölçümünden düşülerek davacılara ait 173 ada 10 nolu parsele ilave edilmesi gerektiği, krokide (B) ile gösterilen kırmızı renkle taralı kısmın 22/a çalışmaları sonucunda davalıya ait 173 ada 13 nolu parselin sınırları içinde kaldığı, (B) ile gösterilen bu kısmın 173 ada 13 nolu parselin yüzölçümünden düşülerek davacılara ait 173 ada 11 nolu parsele ilave edilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 173 ada 13 parselin fen bilirkişinin 17.01.2018 tarihli raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen kısmının (516,55 metrekare), bu parselin yüz ölçümünden düşülerek, 173 ada 10 no.lu parsele ilave edilmesine, davalıya ait 173 ada 13 parselin aynı tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen kısmının (45,55 metrekare), bu parselin yüz ölçümünden düşülerek, 173 ada 11 no.lu parsele ilave edilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, "davanın uygulama kadastrosuna yönelik olduğu, İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırmanın usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince yukarıda yazılı gerekçelerle karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir. Uygulama kadastrosu yapılırken, tesis kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır. Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur.
Somut olaya gelince; İlk Derece Mahkemesince 26.04.2016 tarihinde yapılan keşfe istinade harita mühendisi bilirkişisinden 02.09.2016 tarihli ana rapor ve 30.01.2017 tarihli ek bilirkişi raporu alınmış, ardından İlk Derece Mahkemesince yeniden keşif yapılmasına ilişkin ara karar verilerek 23.02.2017 tarihinde farklı bir harita mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak 17.01.2018 tarihli rapor alınmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarına ekli krokiler ile rapor içeriklerinden, taşınmazların tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosuna ait paftaların çakıştırılması suretiyle oluşturulan haritadan, uyuşmazlık konusu bölüme ilişkin tesis kadastro sınırları ile uygulama kadastro sınırlarının bire bir aynı olduğu, başka bir ifade ile uygulama kadastrosu sırasında da tesis kadastrosunda oluşturulan sınırların esas alındığı, dolayısıyla tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının örtüştüğü ve uygulama kadastrosuna yönelik çalışmanın usule uygun olduğu anlaşılmaktadır. İlaveten, 17.01.2018 tarihli bilirkişi raporuna ekli olan hava fotoğrafları ile raporun içeriğine göre taşınmaz üzerindeki yapıların tesis kadastrosu sırasında mevcut olmayıp tesis kadastrosundan sonra yapıldığı gibi tesis kadastrosu sırasında taşınmazlar arasında "sabit sınır" olarak kabul edilebilecek duvar, çit, bina gibi doğal veya yapay sınırların bulunmadığı ve taşınmazların tesis kadastrosuna ilişkin teknik belgelerinde de her hangi bir hata bulunmaması nedeniyle taşınmazlar arasındaki sınırın "geçerli sınır" olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca: tesis kadastrosunun yapıldığı tarih itibariyle taşınmazlar arasında sabit kabul edilebilecek bir sınırın mevcut olmadığının ve tesis paftasında da hata bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, İlk Derece Mahkemesince, uygulama kadastrosunun amacı mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve tesis kadastrosu paftası ile uygulama paftasının çakıştırılması suretiyle tesis kadastrosu sonucu olaşan sınıra göre uygulama sınırının belirlenmesi gerektiği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygun bulunmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.