Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6157 E. 2024/964 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz ve tapu kaydının iptali davasında hak düşürücü süre geçtikten sonra davalıların davayı kabul etmesinin hukuki sonucu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı kabul etmelerinin, kabulün kesin hüküm ve hak düşürücü süre gibi hususlara göre öncelikli olması ve davaya son vermesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davası ile 6292 ... Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 ... Kanun) gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili Beykoz ilçesi Çiftlik Mahallesi çalışma alanında bulunan 1597 ada 25 ve 27 parsel ... sırasıyla 124,57 ve 564,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, 6831 ... Orman Kanunu'nun (6831 ... Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldıkları, 1597 ada 25 parsel ... taşınmaz ve üzerinde bulunan 2 katlı kargir binanın 20 yıldan beri ... ve ...'ün, 1597 ada 27 parsel ... taşınmaz ve üzerinde bulunan 2 katlı kargir binanın 20 yıldan beri ... ve ...'un kullanımında olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 30.07.2010 tarihinde tescil edildikten sonra, 1597 ada 25 parsel ... taşınmazın 1/2 payı 11.07.2016 tarihinde ... adına, 1/2 payı ise 28.07.2016 tarihinde ... adına 6292 ... Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 ... Kanun) gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; dava dışı 1597 ada 24 parsel ... taşınmazın fiili kullanıcısı, 1597 ada 26 parsel ... taşınmazın ise maliki olduğunu, kullanım kadastrosu sırasında maliki olduğu ve fili kullanımında bulunduğu taşınmazların bazı bölümlerinin çekişmeli taşınmazlara dahil edildiğini ileri sürerek, çekişmeli 1597 ada 25 parsel ... taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tesciline, 1597 ada 27 parsel ... taşınmazın ise bir bölümünün tapu kaydının beyanlar hanesine lehine kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 1597 ada 25 parsel ... taşınmazın proje alanı kapsamında kaldığından dolayı Beykoz Belediye Başkanlığına devredildiğini, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini ve husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, çekişmeli 1597 ada 27 parsel ... taşınmazın ise proje alanı kapsamında kaldığını ancak göl mutlak koruma alanında kalmasından dolayı Beykoz Belediye Başkanlığına devrinin yapılmadığını, dava konusu taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağını ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı ...; davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu taşınmazlara ilişkin kullanım kadastrosu tespit çalışmalarının 30.07.2010 tarihinde kesinleştiği, davacının 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra, kullanım kadastrosu tespit tarihinden önceki hakka dayalı olarak 17.11.2020 tarihinde davayı açtığı, dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği" gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "İlk Derece Mahkemesince, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek" istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

6100 ... HMK’nin “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309 uncu maddesi hükmüne göre feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

HMK’nin 308 inci maddesi uyarınca davayı kabul, davalının mahkemeye yönelik olarak yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile davacının talep sonucuna muvafakat etmesidir ve dava konusu uyuşmazlık esastan sona ermektedir.

Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hallerinde kabulün iptali istenebilir (HMK mad. 311). Diğer bir anlatımla davalı irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez.

Bilindiği üzere kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, 6100 ... HMK’nin 308/2 inci maddesinde: kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder. Kesin hüküm ve hak düşürücü süre gibi benzeri durumlar ile kabul söz konusu olduğunda; kabul, bu gibi hukuki sebeplerden önce gelir. Öncelik kabule tanınır.

Somut olayda, dava konusu taşınmazlara ilişkin kullanım kadastrosu tespitleri 30.07.2010 tarihinde kesinleşmiş, davacı ise 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra, kullanım kadastrosu tespit tarihinden önceki nedene dayalı olarak 17.11.2020 tarihinde davayı açmış, çekişmeli 1597 ada 27 parsel ... taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen davalılardan ... 29.09.2021 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini bildirmiş, çekişmeli 1597 ada 25 parsel ... taşınmazın 1/2 pay oranında tapu kayıt maliki olan davalı ... ise İlk Derece Mahkemesi kararından sonra 30.09.2022 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümleri mahallinde yapılacak keşifle belirlendikten sonra, bir kısım davalıların kabul beyanları dikkate alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, davalıların tamamı yönünden doğrudan hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.