"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/3 E., 2018/6 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 103 ada 1 sayılı parsel sayılı, 4.759.162,60 m2 yüzölçümlü taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar, Kasım 1972 tarihli ve 10 ile 5 sayılı tapu kayıtları kapsamında kalan taşınmazlarının orman parseli içinde bırakıldığı iddiasıyla dava açmışlardır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 5.570,35 m2’lik bölümü yönünden kadastro tespitinin iptali ile kayıt maliki muris ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, davalı ... İdaresi ile bir kısım davacılar vekili ve davacı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2011 tarihli ve 2011/9422 Esas, 2011/13634 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 29.11.2011 tarihli ve 2011/9422 Esas, 2011/13634 Karar sayılı bozma kararında özetle; "mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, hükme esas alınan 11.10.2010 tarihli orman bilirkişi raporunda taşınmazın (A1 ve A2) rumuzları ile gösterilen bölümlere ayrıldığı ve (A2) işaretli bölümün orman, (A1) işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtildiği halde, 25.03.2011 tarihli ek raporda taşınmazın 1969 tarihli hava fotoğraflarında tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirtildiği, oysa ki, rapora ekli 1969 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın tamamen ağaçlarla kaplı olduğu ve bitişikteki orman alanı ile konum ve görünümünün aynı olduğu, ormandan ayırt edici hiçbir unsurun bulunmadığı görülmesine rağmen bu konuda raporda hiçbir açıklama yapılmadığı, bu haliyle raporun yetersiz ve çelişkili olup hükme esas alınamayacağı, diğer taraftan davacıların dayandığı tapu kayıtlarının davalı taşınmaza uyduğu belirtilmiş ise de, taşınmaza komşu parsel tutanak ve dayanak belgeleri getirtilerek tapu kayıt uygulamasının denetlenmemesinin de doğru olmadığı açıklanarak, dayanılan tapu kayıtlarının tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin araştırılması, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları ile komşu taşınmazlara ait tutanak örnekleri ile dayanak belgeleri getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğraflarının çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmesi; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, davacıların dayandığı tapu kaydının mahalli bilirkişiler eliyle mahallinde uygulanması, sınır denetimi yapılması ,dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığının tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınması, taşınmazın dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı Kanun kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmediğinin araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma kararlarına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda, "davacılar tarafından açılan davanın kısmen kabul ve kısman reddi ile 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitlerinin iptali ile fen bilirkişisi ... 'in 11.09.2014 havale tarihli raporunda ekli krokide belirtilen (A1) (5.570,35 m²) ile (B) (23.927,65 m²) gösterilen kısmın toplam 29.498,00 m² alanın adanın son parsel sayısı verilmek suretiyle taşınmazın 18816 hisse kabul edilmek suretiyle; 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 216/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 168/18816 payın ..., 168/18816 payın ... , 168/18816 payın ..., 168/18816 payın ... , 16128/18816 payın Hazine adlarına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi ... 'in 11.09.2014 havale tarihli raporunda ekli krokide belirtilen (C) harfi ile gösterilen 8.600,00 m² alanın adanın son parsel numarası verilmek suretiyle DSİ Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 15.11.2017 tarihli ve 2016/14012 Esas, 2017/9476 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 15.11.2017 tarihli ve 2016/14012 Esas, 2017/9476 Karar sayılı ilamında özetle; "incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığına ilişkin yapılan belirlemede bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak; çekişmeli (C) harfli bölümün fen bilirkişisi tarafından yöntemince yapılan araştırma sonucu DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 1987 yılında yapılan kamulaştırma sırasında kamulaştırma kapsamında kaldığı belirlenmiş olup, mahkemece bu bölüme yönelik olarak davacı kişilerin davasının reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davada taraf sıfatı bulunmayan, bu bölüme yönelik davası ya da davaya katılımı da olmayan DSİ Genel Müdürlüğü lehine tapuya tesciline yönelik hüküm kurulmasının doğru görülmediği, ayrıca, davacılar adına tapuya tesciline karar verilen çekişmeli (A1) ve (B) harfli bölümlere yönelik olarak kurulan hükümde söz konusu taşınmazların vasfının belirtilmemiş olması ile eldeki davanın 103 ada 1 sayılı orman parselinin kadastro tespitine itiraz davası olduğu dikkate alındığında, davacılar adına tesciline karar verilen bölüm dışında 103 ada 1 sayılı parselde geriye kalan bölümle ilgili sicil oluşturulmamış olmasının da doğru görülmediği" açıklanarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca, "davacılar tarafından açılan davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, fen bilirkişisi ... Ataç'in 11.09.2014 havale tarihli raporunda ekli krokide belirtilen (A1) (5.570,35 m²) ile (B) (23.927,65 m²) gösterilen kısmın toplam 29.498,00 m² alanın 103 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfıyla taşınmazın 18816 hisse kabul edilmek suretiyle; 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 288/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 216/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 72/18816 payın ..., 168/18816 payın ..., 168/18816 payın ... , 168/18816 payın ..., 168/18816 payın ... , 16128/18816 payın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın iptal edilen toplam 29498,00 m² alandan geriye kalan 4655286,37 m² alanın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi Y.A'nın 11.09.2014 havale tarihli raporunda ekli krokide (C) ile gösterilen kısım bakımından DSİ Genel Müdürlüğü'nün davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine," karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
Taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.