Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6367 E. 2024/2714 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazların kadastro tespitine itiraz davasında, mirasçı davacının payının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekedeki taşınmazların mirasçılar arasında usulüne uygun paylaştırılmadığı ve mirasçıların zilyetliğinin tereke adına olduğu gözetilerek, davacı mirasçının payının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2009/34 - 2014/12

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli ve 2016/3069 Esas, 2018/6424 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Zonguldak ili Devrek ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 5 ve 118 ada 25 parsel sayılı, sırasıyla 7.108,84 ve 33.767,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların 1/8 payı; 118 ada 38, 53, 123 ada 7, 10, 21, 127 ada 2 ve 130 ada 11 parsel sayılı, sırasıyla 11.217.43, 9.254.10, 67.91, 1.300.93, 6.293.56, 1.571.28 ve 1.035.62 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların 1/4 payı; 118 ada 60, 127 ada 3, 7, 130 ada 2, 7, 154 ada 18, 26, 155 ada 4, 155 ada 10 ve 177 ada 3 parsel sayılı, sırasıyla 412.39, 2.037.25, 206.08, 4.158.3, 570.59, 1.247.65, 873.87, 290.44, 452.69 ve 1.624.66 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların ise tamamı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ..., paylı olarak tespiti yapılan taşınmazlarda ... payına, diğerlerinde ise taşınmazların tamamına yönelik çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak ... adına yapılan tespitlerin iptali ile 1/2 payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçıları davaya katılmıştır.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiş, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli ve 2016/3069 Esas, 2018/6424 Karar sayılı ilamı ile hüküm onanmış, onama ilamına karşı davacı mirasçıları vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Mahkemece, davacı ve davalıların kök murisi ... ... oğlu ...'in 1912 yılında öldüğü, bu tarihte Türk Medeni Kanunu hükümlerinin yürürlükte olmadığı, dolayısıyla mirasçıların zilyetliklerini paylı mülkiyet hükümlerine göre sürdürdükleri, mahalli bilirkişi ve tanık sözlerinden dava konusu yerlerde zilyetliğin uzun süredir ölü tespit maliki ... ve mirasçıları tarafından sürdürüldüğü gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve Yargıtayın yerleşik uygulamalarına uygun bulunmamaktadır.

Davacı ..., ... adına tespit gören taşınmazların kök muris ... ... oğlu ...'ten geldiğini, kendisinin mirasçısı olması sıfatıyla 1/2 miras payının bulunduğunu öne sürerek bu payın adına tescilini istemiş, davalılar davaya cevap vermemiş, taşınmazlar başında keşif yapılmasından sonra davalılardan ... (...'ın torunu) vekili esas hakkında beyan dilekçesi vermiş ve taşınmazların bizzat ... oğlu ...'dan geldiğini, davacının kendi murisi ...'dan intikal eden bir hakkının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.

Dosya arasına getirtilen nüfus kayıtları ve mirasçılık belgelerine göre; tarafların kök murisi ... ... oğlu ...'in 1912 yılında 21 yaşında öldüğü, ölümüyle geriye oğulları 4 yaşındaki ... (davacının babası) ile 5 yaşındaki ...'in (davalı tarafın murisi ve tespit maliki) kaldığı, ...'ın da 1927 yılında henüz 19 yaşında iken ölmesiyle geriye aynı yıl ... davacı ...'ın mirasçı olarak kaldığı, ...'in ise 1994 yılına kadar yaşadığı, ölümüyle de çok sayıda mirasçısının kaldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu taşınmazların tespit tutanaklarının incelenmesinde; 109 ada 5, 118 ada 25, 118 ada 38, 53, 123 ada 7, 10, 21, 127 ada 2 ve 130 ada 11 parsel sayılı taşınmazların paylı olarak davalıların kendi murisi ... adına tespit gördüğü diğer payların ise ... ... evlatları olduğu ve tespit tarihili itibariyle ölü oldukları belirtilen Hakkı Kocaman, ... Kocama ve ... Kocaman adlarına tespit edildiği, her ne kadar nüfus kayıtları dosyada bulunmasa da miras yoluyla gelen hakka ve taksime dayalı olarak tespit yapıldığı da dikkate alındığında bu taşınmazların ... ...'tan geldiği ve adı geçen Hakkı, ..., ... ile birlikte eldeki dosyanın taraflarının kök murisi ... ... oğlu ..."in kardeşleri olduğu, diğer 118 ada 60, 127 ada 3, 7, 130 ada 2 , 7, 154 ada 18, 26, 155 ada 4, 155 ada 10 ve 177 ada 3 parsel sayılı taşınmazların ise tam paylı olarak davalı tarafın kendi murisi ... adına tespit görmüş ise de, edinme sebebinde yine miras yoluyla gelen hakka ve taksime dayalı olarak ... adına tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece yapılan 2013 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile davalı tanığı, ... taşınmazların öncesinin kime ait olduğunu bilemediğini ifade etmiş ise de; davacı tanığı ve aynı zamanda tespit bilirkişisi ..., davacı tanığı ... (aynı zamanda tespit maliki ...'in torunu olur) ile davalı tanığı aynı zamanda tespit bilirkişisi ...'ın beyanlarına göre ise taşınmazların kök muris ... ... oğlu ...'ten geldiği anlaşılmaktadır.

Tarafların kök murisi ... ... oğlu ...'ten geldiği anlaşılan bu taşınmazların kök murisin ölümüyle mirasçılarına kaldığı, mirasçılardan birinin yada bir kısmının kullanımının tereke adına sayılacağı, diğer bir anlatımla mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde taksim bulunmadığı sürece zilyetlikle iktisap koşullarının mirasçılar arasında gerçekleşmeyeceği açıktır.

Davalı taraf taksime dayanmadığı gibi taşınmazların bizzat kendi murisi ...'e ait olduğunu keşiften sonra verilen davalılardan ... vekilince, soyut olarak savunulmuş ise de; gerek tespit tutanaklarının içeriğinde, gerekse keşifte alının beyanlarda ...'in sağlığınında bu taşınmazları nasıl edindiğine dair bir ibare bulunmadığı, kök muris ...'in 21 yaşında ölmesi, geriye 4 ve 5 yaşlarındaki ... ve ...'in kalıp, ...'ın da yine 19 yaşında ölmesi nedeniyle henüz bir yaşında bile olmayan davacı ...'ın mirasçı kalması karşısında taşınmazların diğer mirasçı ... tarafından tereke adına kullanıldığının kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; davanın kabulü ile ... adına tespit edilen payların 1/2 sinin davacı ... (yargılama sırasında ölmekle mirasçıları adına), geri kalan 1/2 payının ise ... mirasçıları adına, ... adına tespit görmeyen ve dava dışı bulunan payların ise tespit gibi tescil edilmesine, 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ahşap samanlığı ... mirasçılarına ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın reddine dair hüküm kurulmasında isabet bulunmadığı halde, temyiz incelemesi sırasında maddi hataya dayalı olarak hükmün onandığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin bu nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir

SONUÇ ; Yukarıda açıklanan nedenlerle; (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli ve 2016/3069 Esas, 2018/6424 Karar sayılı ONAMA ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.