Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6519 E. 2025/490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, vakfın gelir fazlasından (galle) yararlanma hakkına sahip vakıf evladı olduğunun tespiti ve geçmiş dönemlere ait ödenmeyen galle alacağı istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile vakfeden arasında kan bağı yoluyla soybağının kurulamaması ve davacının vakıf evladı olduğunu ispatlayamaması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti davası sonucunda verilen hükme davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde; davacı ...'nun daha önce galle fazlası almakta iken galle fazlası ödemesi yapılmadığı ileri sürülerek davacının ... Şeyh ... ... ... İbn ... Vakfı'nın evladı olduğunun tespiti istenmiş, ıslah dilekçesi ile de fazlaya dair haklar saklı tutularak 23.500,00 TL istenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; davacının 1997-1998 yılı galle fazlası alan evlat listesinde isminin geçtiği, ... galle fazlasının kız ve erkek çocuklar arasında eşit şekilde paylaştırdığı, 1997-1998 yıllarına ait galle fazlası alanlar listesinde davacının yanında annesi ve akrabalarının da bulunduğu gerekçesi ile davacının ... ... ... Vakfı'nın galleye müstehak evladı olduğunun tespitine; alacak talebinin ise, 1997-1998 yıllarındaki listede davacının isminin geçmesi alacak davasının haklılığının kabulü için yeterli olmadığı zira o liste Mahkeme kararına dayanmadığı gerekçesi ile iş bu talebin reddine karar verilmiştir.

Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacının 1997-1998 yılı galle fazlası alan evlat listesinde yer aldığı, İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen alanında uzman bilirkişi tarafından sunulan raporun denetime elverişli ve yapılan tespitlerin yerinde olduğu, bu suretle davacının galleye müstehak vakıf evladı olduğunun dosya kapsamından sabit olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davalı ... vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı verdiği temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler tekrar edilerek davacının vakıf evladı olduğuna dair dosyada yeterli delil olmadığını, davacının, vakfedenin soyundan geldiğini ispat edemediğini, hükme esas alınan raporunun eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve raporlara itirazlarının yeterince değerlendirilmediğini, galle fazlası için ... şartlarının yeterince incelenmediğini, istinaf istemlerinin yeterince incelenmediğini, arz ve izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33 üncü maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.

Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti ile geçmiş dönemler ödenmediği iddia edilen galle alacağı istemine ilişkindir.

5737 sayılı ... Kanunu'nun (5737 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinde mülhak vakıf, Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise, bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek ... ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı ... Kanunu gereğince ... Genel Müdürlüğünce yönetilen ... olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddelerinde ise mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanun'un (5737 sayılı ... Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce mazbut ... arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut ... arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

... Kanunu ve ... Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.

Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, ... uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.

Galle fazlası evlada şart kılınan Vakıflarda, galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da ... öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacı ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada ... galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır. Bir Vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş Mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir. Dolayısı ile idarenin (... veya Mülhak Vakıf Yönetiminin) tek taraflı olarak evlat listesine yaptığı dayanaksız bir kayıt yeterli olmayıp, açıkça galle fazlasını almaya hak kazanıldığını gösterir bir Mahkeme ilamına dayalı olarak vakıf evlat listesine eklenen kişiler, daha sonra açılacak vakıf evlatlığı davalarında kesin hüküm olmasa da güçlü delil olarak değerlendirilebilecektir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; galle fazlası için ... öngörülen şartların incelenmesinden önce davacı ile vakfeden ... oğlu ... arasında kan bağına dayalı olarak soybağı kurulmasının üzerinde durulması gerektiği, davacı ile vakıfta daha önce görev yapan mütevelliler arasında bağ kurulamadığı için 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının somut olayda uygulama yeri olmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi Prof. Dr. ... raporunda davacı ... ile vakfeden arasındaki soybağının, dava konusu vakfın ... tarafından emaneten yönetildiği dönem içerisinde 1997 ve 1998 yıllarına ait galle fazlası dağıtımına esas evlat listesi üzerinden kurulduğu, galle fazlası dağıtım listelerine dayanak Mahkeme kararı bulunmadığı gibi iş bu listlerin ne şekilde oluşturulduğunun belli olmadığı, nitekim Mahkeme kararına dayalı olarak dava konusu vakıftan galle fazlası alan evlat bulunmadığı, mevcut delil durumuna göre vakfeden ile davacı arasında kan bağı yolu ile kurulmuş soybağının yöntemince kurulamadığı anlaşılmakla davanın tümden

reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulü doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.