Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6629 E. 2024/3091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan taşınmazın kadastro tespitine itiraz ve kullanım hakkının tescili talebiyle açılan davada, davacının feragatinin geçerliliği ve feragate rağmen asli müdahilin kullanım hakkının tespit edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının feragatinin geçerli olduğu, tehdit iddiasının ispatlanamadığı ve asli müdahilin taşınmazı fiilen kullandığının tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemelerin davacının davasının reddine ve asli müdahilin davasının kabulüne ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2621 E., 2023/2568 K.

KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2019/518 E., 2022/85 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının feragat nedenile reddine, asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un (7143 sayılı Kanun) Geçici 1 inci maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, 7792 ada 4 parsel sayılı 262,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 7143 sayılı Kanun'un Geçici 1 inci maddesi hükümlerine tabi tutulduğu " şerhi yazılarak, arsa vasfıyla ... adına kullanıcısız olarak tespit edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın yaklaşık 21 yıldır kullanımında olduğunu, taşınmaz için (30 m2 için) imar barışına müracaat ettiğini, 30 m2 yerin kadastro çalışmalarında kendi adına yazılmadığını, kullandığı yerin ölçülerek kendi adına yazılmasını talep ve dava etmiştir.

Asli müdahil ... vekili dilekçesinde, 7792 ada 1,2 ve 4 parsellerin bulunduğu alanın ailesine ait olduğu, dava konusu 7792 ada 4 parselin aile içi taksim sonucu kendisne kaldığını, davacı ...'a yoksulluğu nedeniyle komşusu Sani Dündar'ın desteği ile geçici olarak kulübe yapılarak burada ikamet etmesine izin verildiğini, dava konusu parselin kendi zilyetliğinde olduğunu, dava konusu parselde kendisinin kullanıcı olarak belirlenmesini talep ve dava etmişlerdir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu parsel üzerinde bulunun depo ve garaj olarak kullanılan yapıların asli müdahil ... tarafından kullanıldığı, sadece parselin sınırına yakın yarısı parsel içerisinde kalan kulübe tarzı yapının davacı ... tarafından kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki kulübenin asli müdahil ve komşu parsel kullanıcısı ... tarafından birlikte inşa edildiği, geçici olarak kullanması için davacı ...'a izin verildiği, ...'ın kullanımının feri nitelikte olduğu yargılama sırasında davacı ... davasından feragat ettikten sonra, sonradan feragatin iptalini talep etse de feragat davaya son veren taraf işlemlerinden olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. madde uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacının davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, asli müdahilin ise dava konusu parselin üzerine depo, garaj ve kulübe inşa etmek suretiyle tespit tarihi itibariyle kendisi tarafından fiilen kullanıldığı anlaşılmakla asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı her ne kadar feragat dilekçesini tehdit üzerine verdiğini, beyan etmiş olup, söz konusu tehdit olayı ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu şikayet üzerine, davacının iddiaları yönünden takipsizlik kararı verildiği, bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311 maddesi şartlarının davacı yönünden oluşmadığı anlaşılmakla, davacının feragatın iptaline yönelik talebinin reddine ve davanın feragat nedeniyle reddine yönelik ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle; davacının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.