Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1052 E. 2024/2267 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, 2/B taşınmazı üzerindeki kullanım hakkını devrettikten sonra açtığı tapu iptal ve tescil davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kullanım hakkını devrettiği için dava konusu taşınmaz üzerindeki hukuki ilişkisinin kalmadığı ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/518 E., 2023/535 K.

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın davacının aktif dava ehliyetinin son bulması nedeniyle reddine, asli müdahilin davasının vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; ... Köyünde bulunan dava konusu 208 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, hak sahipleri tespit komisyonu tarafından bu taşınmazın 5.000,00 metrekarelik bölümünün hak sahibi olarak müvekkilinin belirlendiğini, müvekkili tarafından bu bölüm için belirlenen rayiç bedelin ödendiğini, dolayısıyla 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun (2924 sayılı Kanun) hükümlerine göre satışın tekemmül ettiğini ancak tapuda devir işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasanın “Atıflar ve sonuçlandırılamayan işlemler” başlıklı 14. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince “Diğer mevzuatta 2924 sayılı Kanuna ve 4070 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi olduğu tespit edilenler hakkında yapılan ve tamamlanamayan işlemler, malî yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getiren kişilerin hakları korunarak bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca sonuçlandırılır.”. Aynı Yasanın “Davalar” başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, “Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir.” hükümleri uyarınca, davacı gerçek kişilerin, 6292 sayılı Kanun'da öngörülen haklarını kullanabilmesine imkan verilerek, sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.

Asli müdahil ... vekili müdahale dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın 5.000,00 metrekarelik bölümünde 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahipliği tespiti yapılan ve bedeli ödenerek hak sahibi olan davacı ...'ın, Antalya 17. Noterliğinin 09.10.2012 tarihli ve 09734 yevmiye numaralı muvafakatnamesi ile müvekkiline haklarını devir ve temlik ettiğini belirterek, davaya katılmıştır.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "davacının, kullanıcılık haklarını asli müdahile devrettiğinden aktif dava ehliyetinin kalmadığı ancak idari iade işlemlerinin sorunsuz gerçekleşebilmesi için devir ile ilgili tespit hükmünün kurulması gerektiği" gerekçesiyle davanın davacının aktif dava ehliyetinin son bulması nedeniyle reddine, asli müdahilin davasının vazgeçme nedeniyle reddine, davacı ...'ın çekişmeli eski 208 yeni 28222 ada 1 parsel (ifraz sonucu 28222 ada 26 parsel) sayılı taşınmazın 5.000,00 metrekarelik kısmına ilişkin zilyetlik ve kullanıcılık haklarını müdahil davacı ...'e devretmiş olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA, davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.