Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1056 E. 2025/1280 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çiftlik tapusu sahipleri ile kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddia edenler arasında, kadastro çalışmaları sonucu tapuya tescili istenen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çiftlik tapu kayıtlarının sınırlarının belirsiz ve geniş bir alanı kapsaması, sabit sınır tespitinin mümkün olmaması ve davacıların tapu kaydı kapsamında zilyetliklerini ispatlayamamaları gözetilerek, davacıların temyiz taleplerinin reddine, Hazine'nin temyiz talebinin ise kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/11 E., 2023/12 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı ...'ün davasının kabulüne, davacı ... ve diğer müştereklerinin ve diğer davacı ve müdahillerin davasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve arkadaşları, duruşmasız olarak, müdahil davacı ..., Hazine ve davalı-birleşen dosya davacısı ... vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı ..., asli müdahil ... vekili Avukat ..., davalı-birleşen dosya davacısı ... vekili Avukat ... ve davalı Hazine vekili Avukat ... ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Avukat ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... köyü ... mevkii 315 ada 10 parsel sayılı 8.100,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle öncesinde dava dışı 315 ada 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 sayılı parseller ile bir bütün olarak, atalarından intikalen ... zilyetliğindeyken 1992 yılında ifraz ederek 10 sayılı parseli ...'e bağışladığı, halen ... zilyetliğinde olduğu, ancak parselin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/57 Esasına kayıtlı dava dosyasında dava konusu edildiğinden söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.

Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/57 Esasına kayıtlı dava dosyasında, davacı ... tarafından, davalı sıfatıyla Hazine, Orman İdaresi ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine, sınırları ve mevkii bildirilen taşınmazın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 713 üncü maddesi hükümlerine göre tapuya tescili istemiyle açılan dava ile ... ve arkadaşları tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği ile ... taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları dava birleşmiş; ... Turizm Yatırımları ve İşletmeleri AŞ, taşınmazın 27/160 payının Ocak 1996 tarihli ve 1 sıra numaralı tapuda kendi adlarına kayıtlı olduğu iddiasıyla, tesbitin iptali ve payları oranında adlarına tescili istemiyle davaya katılmış; dava Karayolları Genel Müdürlüğüne yaygınlaştırılmıştır. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.03.2009 tarihli ve 2009/97-207 Esas ve Karar sayılı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 27 nci maddesi gereğince görevsizliğe ilişkin kararının kesinleşmesiyle dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

Davacı ... ve ... Eşelioğlu da, 315 ada 10 sayılı parselin kendisine ait Haziran 1993 gün ve 6 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, paylarına karşılık kendilerinin kullanımına terk edildiği iddiasıyla, adlarına tapuya tescili istemiyle Kadastro Mahkemesine ayrı ayrı dava açmışlar,

Davacı ..., 26.01.2009 tarihli dilekçesiyle 315 ada 10 sayılı parselin ortak muris ... 'den kaldığı, ... mirasının paylaşılmadığı iddiasıyla, miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmış, davalar birleştirilmiştir.

Mahkemece; diğer davaların reddine, ...'ün davasının kabulüne, çekişmeli parselin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, ..., Hazine, Karayolları Genel Müdürlüğü, Orman İdaresi, ..., ... ve arkadaşları ile ... mirasçısı ... vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 12.04.2013 tarihli, 2012/7795 Esas, 2013/4266 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.

Bozma ilamında özetle; “davalı ... İdaresi ve Karayolları Genel Müdürlüğünün temyiz itirazlarının reddinin gerektiği; ..., ..., ... ve arkadaşları ile Hazinenin temyiz itirazları bakımından ise, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği, özellikle zilyetlikle edinme iddiasında bulunanların bir insan ömrünü aşan zilyetliklerini haber veren yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının teknik bilirkişi raporları ile denetlenmediği, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsüne ve kullanım şekline göre, zilyetliğin başlangıcı ve süresi konusunda teknik bilirkişi görüşlerine baş vurulmadığı, soyut yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ile yetinildiği, Kadastro Mahkemesinin 1996/11 Esasına kayıtlı dava dosyasında yapılan tapu kayıt uygulaması ve bu dosyada alınan bilirkişi raporlarının, bu dosyada taraf olmayan zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişileri bağlamayacağı, çiftlik tapu kayıtları değişebilir nitelikte sınır içerdiğinden, 3402 sayılı Kanun'un 20/C maddesi gereğince, kapsamının miktarına değer verilerek saptanacağının gözetilmediği, muris ...' ün mirasının paylaşılıp paylaşılmadığının yöntemince araştırılmadığı, davaya konu parselin tespit ve dava tarihi itibariyle Medenî Kanuna aykırı düşmeyen hükümlerinin bu arada Arazi Kanunu'nun 20 ve 78. maddelerinin yürürlükte bulunduğu, çiftlik tapu kayıtlarına dayanan davacılar adına tapuda yapılan intikallerin kanunî olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, ... ile ... arasındaki uyuşmazlık yönünden, uyuşmazlığın ... mirasının paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkin olduğu açıklanarak;

1. Dayanak çiftlik tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte dosya arasına alınması;

2. Tapu kayıtlarının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tapu kayıtlarının uyduğu belirlenen taşınmazlar saptanarak, tespit tutanaklarının, tespitleri kesinleşmişse tapu kayıtlarının ve hükmen kesinleşenlerin bilirkişi raporlarının dosya arasına alınması;

3. Belirlenen revizyon parselleri ile aynı şekilde dava edilen tüm parselleri birarada gösterir pafta örneklerinin getirtilmesi;

4. Vakıf taşınmazları ve Vakıf Hukuku konusunda uzman bilirkişiler belirlenip, dosyadaki tarafların tutunduğu mülknameden başlanarak tüm kayıtların ve belgelerin incelettirilmesi, ... Vakfının niteliği konusunda rapor düzenlettirilmesi;

5. Tapu kayıtlarındaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkileri bilebilecek ve bu davalarla ilgisi olmayan, olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler tespit edilmesi, gerektiğinde tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırlarında yardımcı olacak ve zilyetlik konusunda bilgi verecek tanık isimlerinin taraflardan istenmesi, önceki keşiflere katılmamış üç harita mühendisi bilirkişinin isminin yöntemince belirlenmesi;

6. Bilahare, kılavuz dosya üzerinden yapılacak keşifte; Mihrişah Valide ... Vakfiyesi ve 17 Rabiulevvel 1295 tarihli İcmali Hakani sureti; "... , Ula Kazasında vaki bir tarafı Çıtırlılı ve bir tarafı ... ve bir tarafı Karavasil Beli ve Mermeran Hududuna müntehi olup işbu hudut ile mahdut mahal derununda ... Çiftliği denmekle ... bir kıta çiftlik, ... Çiftliği denmekle ... bir kıta çiftlik ve Gelibolu Çiftliği denmekle ... bir kıta çiftlik sınırları ve ilk tesisi Mart 1290 tarihli ve D.9, V.18, aynı tarihli Varak 19, aynı tarih Varak 20 sayılı tapu kayıtları tüm tesis ve tedavülleri ile, bu kayıtlardan önce oluşturulmuş ise bu kayıtların, Ağustos 1326 tarihli tedavüllerinde yönlendirilmiş sınırları ve Eylül 1340 tarihli tedavülleri ile Mayıs 1969 tarihinde yapılan ifrazlara göre oluşan yeni sınırları itibariyle yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanması, bu çiftlik sınırları için ayrıca oluşturulan çiftliğe ait tarla ve bina nitelikli tapu kayıtları varsa onların dahi uygulanması, uygulama sırasında, tutunulan Gelibolu maa ... Çiftliği, ... Çiftliği ve Örköz Çiftliği tapularında ..., ... ve ... sınırlarının ortak sınır, Kırvasil (...), ... (İçmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırı olup olmadığı irdelenerek, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olması ve bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunması, bir kısım sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olması, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle, değişebilir nitelikte sınır içerdiği, 3402 sayılı Kanun'un 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ... Çiftliğine ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parsellere uygulandığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, Gelibolu maa ... Çiftliği tapusunun ... köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere de uygulandığı gözönünde bulundurularak, dayanılan çiftlik tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenmesi; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmesi; yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerın yöntemince giderilmesi; revizyon parselleri ile Kırvasil (...) ve ... (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek, sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilip, kayıtların 3402 sayılı Kanun'un 20 ve 21 nci maddeleri hükmüne göre sabit sınırlarla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak, genel kadastroda revizyon gördüğü çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanların tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi; harita mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişilere, tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı alanı ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını ayrı ayrı gösteren farklı renkli kalemlerle işaretli müşterek imzalı kroki düzenlettirilmesi;

7. Çekişmeli parselin, çiftlik tapu kayıtlarının yüzölçümüyle geçerli kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde; Medenî Kanun'un yürürlüğe girdiği 1926 yılından en az 10 yıl önceden başlanarak, malik sıfatıyla, iyi niyetle, çekişmesiz ve aralıksız zilyet edilip edilmediğinin yöntemince araştırılması, bu cümleden, çekişmeli taşınmazda ziraat uzmanı bilirkişiler ve jeolog bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, özellikle eski tarihli ve yakın tarihli hava fotoğraflarındaki görüntüleri dikkate alınarak çekişmeli parsellerin imar ve ihya görüp görmediği, görmüş ise, tarihi ile imar ve ihyanın şekli, ne zaman bittiği, kaç yıl süreyle ne şekilde zilyet edildiği, kimden kime geçtiği, bu kullanımın şeklinin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı konularında, ziraat uzmanı ve jeolog bilirkişilere bilimsel verileri içeren raporlar düzenlettirilmesi; aynı konularda, özellikle zilyetliğin başlangıcının ve süresinin ne şekilde hatırlandığı veya kendilerine bu bilgilerin ne şekilde aktarıldığı yönünde somut olgulara ve olaylara dayalı yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının alınması; 1926 yılından en az 10 yıl önceden başlayan zilyetliğin tanıkla ispatlanma imkansızlığı karşısında, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ve teknik bilirkişi raporları ile bir insan ömrünü aşan zilyetliğin ispatlanması halinde, 1926 yılından en az 10 yıl önce başlayan zilyetlik olgusunun ispat edildiğinin kabul edilmesi; yerel bilirkişi ve tanıklardan, çiftlik tapu kayıtlarına tutunan davacı tarafın sunduğu delillerle ilgi bilgilerinin de sorulması; teknik bilirkişi raporları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının, yöreye ait eski ve yeni tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarındaki görüntüleriyle bağdaşıp bağdaşmadığının saptanması;

8. Davacı ...'ün iddialarına göre, muris ... ...'ün terekesini oluşturan, bu kişiden kalan yada bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan, bağışlanan veya çeşitli amaçlar için devredilen taşınır ve taşınmazların ve haklarının tümünün tespiti yoluna gidilmesi, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanması, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü hususlarını saptanması;

9. Oluşacak sonuca göre, çekişmeli parselin dayanılan tapu kaydının yüzölçümleri ile geçerli kapsamı içinde kaldığı, zilyetlikle edinme iddiasında bulunanların Medenî Kanun'un yürürlüğünden önce en az 10 yıl önce başlayan, malik sıfatıyla ve iyi niyetli zilyetliğinin bulunmadığı saptandığı takdirde, tapu malikleri adına; çekişmeli parselin çiftlik tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı içinde kaldığı, ancak, zilyetlikle edinme iddiasında bulunan davacı ve murisleri ile bayileri tarafından Medenî Kanun'un yürürlüğünden önce en az 10 yıl önce başlayan, malik sıfatıyla ve iyi niyetli zilyetliğinin bulunduğu ya da tapu kayıtlarının yüzölçümüyle geçerli kapsamı dışında kaldığı ve davacı veya katılanlar yararına dava tarihine kadar 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesinde öngörülen olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği belirlendiği takdirde, muris ... ...'ün tüm mirasçılarının katıldığı bir taksim yapıldığı ve bu taksimin bozulmadığı belirlenirse taksime göre karar verilmesi; muris ... ...' ün mirasının taksim edilmediği belirlendiği takdirde ise, taşınmazın payları oranında muris ... ...'ün tüm mirasçıları adına; taşınmazın, tapu kaydının yüzölçümüyle geçerli kapsamında kalmadığı, zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlendiği yada zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği belirlendiği takdirde ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.

Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında, müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret AŞ., çiftlik tapusuna dayanan davacıların tapudaki paylarından bir kısmını satın aldığını belirterek, taşınmazın tapudaki payı oranında adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacılar ... ve ...’nun davasının reddine, davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacı ... AŞ'nin davasının kabulüne, ... Mahallesi 315 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tamamı 3840 pay kabul edilerek payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davacısı ..., davacı ..., davalılar Hazine ve Marmaris Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 21.12.2021 tarihli, 2021/5852 Esas, 2021/12719 Karar sayılı ilamı ile kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki olması nedeni ile sair hususlar incelenmeksizin bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 315 ada 4-5-6-7-8-9-10 parseller öncesi itibarıyla davacının babası ... ...'den geldiği, ...'ın 2002'de ölümü üzerine mirasçı olarak kalan kişilerden 4 çocuğun bir araya gelerek taksim ettikleri, taşınmazları kendi aralarında paylaştıkları, ancak davacı ...'ün ve babası ...'ın eşinin ( ...) bu taksime katılmadığı, davacı ...'ün aynı kök muristen intikal eden komşu parsellere ilişkin miras payına dayalı olarak açtığı davalar sonucu, taksimin olmadığı hukuki ve maddi gerçeği kabul edilerek miras payına yönelik davalarının kabul edildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştikleri, çiftlik tapusuna dayanan ... ve arkadaşlarının davaları bakımından ise, zilyetlerin bir insan ömrünü aşan zilyetliklerinin bulunduğu, miktarıyla geçerli dayanak tapu kayıtlarına kapsam tayinin mümkün bulunmadığı, tapu kayıtlarının zilyetler lehine hukuki kıymetini kaybettiği, zilyetler lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçeleri ile davacı ...'ün davasının kabulüne, davacı ... ve diğer müştereklerinin ve diğer davacı ve müdahillerin davasının reddine, ... köyü 315 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki vasıf ve geometrik bilgi ile; 3/20 payının davacı ..., 17/20 payının davalı ... adına kadastro tespit tutanağındaki vasıfla tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ..., Hazine ve davalı-davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Davalı birleşen dosya davacısı ...'ün temyiz itirazları bakımından;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı-birleşen dosya davacısı ...'ün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davacı ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... vekillerinin temyiz itirazları bakımından; ... mevkiinde kain 4000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 Tarih, 9/18 defter varak sayılı, sınırları “...”, “Kırvasilbeli”, “...” ve “... Çiftliği” olan, Ergös (Ergöz/Öküz/...) mevkiinde kain 3000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 Tarih 9/19 defter varak sayılı, sınırları “...”, “İnbükü”, “...”, “...” ve “... Çiftliği” olan, Gelibolu Maa ... Çiftliği mevkiinde kain 7000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 Tarih 9/20 defter varak sayılı, sınırları “... Dağı ve Balan Dağı”, ”Taşbük”, “...”, “Gökbel”, “Karadağ”, “...” ve “... Gediği” olan üç adet kök tapu kayıtları ile bu kayıtlardan gelme Ağustos 1326 tarihli ve 2, 3 ve 4 numaralı ve Şubat 1962 tarihli ve 1, 2 ve 3 numaraları tapu kayıtlarına tapu kayıtlarına dayalı olarak, ... ve arkadaşlarının, ..., ..., ... Köylerinde yapılan kadastro tespitlerine itiraz ederek çok sayıda dava açtıkları, uzun yıllardır yargılamalarının sürdüğü, ... köyü kadastro çalışma alanında kalan taşınmazlar hakkında Mahkemece, davalılar / zilyetler lehine Arazi Kanunnamesi'nin 20 ve 78 nci maddelerinin lehlerine gerçekleştiği gerekçesiyle davaların reddine dair verilen kararların büyük çoğunluğunun Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, bir kısım davaların da (eldeki davada da olduğu üzere) Arazi Kanunnamesi'nin 20 ve 78 nci maddelerinin zilyetleri lehine gerçekleşmediği anlaşılan taşınmazlar hakkında davacıların dayandıkları çiftlik tapularının uygulanması yönüyle araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, bu kararların temyiz incelemesi için Dairemizde bulunduğu ve başta Mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dosya olmak üzere diğer dosyaların temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 2021/11106, 5537, 5538, 5540 ve diğer esas sayılı ilamlarında özetle; “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 20/C maddesi uyarınca tapu kaydına, ancak birbiriyle çakışan iki sabit hududun bulunması halinde bu hudutlardan başlanmak suretiyle miktarıyla kapsam tayin edilmesinin mümkün olduğu, Yargıtayın gayrimenkul davalarının incelemesinin yapıldığı Yargıtay (Kapatılan) 7., 16. ve 17. Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulunun uygulamasının da bu yönde olduğu, davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları ... ve Erkös (Ergöz/Öküz/Örköz) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebildiği, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, her ne kadar vergi kayıtlarının tam ve doğru bir şekilde keşif esnasında uygulaması yapılıp dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ise de; davacı çiftlik tapu maliklerinin 1936 yılında tek taraflı beyanına dayalı olarak düzenlenen tahrir vergi kayıtlarının zilyetlik iradesinin devam ettirildiğine dair karine sayılamayacağı, zira tahrir kayıtlarının düzenlendiği 1936 yılından kadastro tespitlerinin yapıldığı 2007 yılına kadar aynı Kanun’un 20/C maddesi gereğince tapu maliklerince çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olmadığı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde hem 1970 yılında hem de 2007 yılında yapılan kısmi kadastro çalışmalarında tapu malikleri adına tapuya dayalı olarak tespit görüp kesinleşen ya da yine tapu kaydına dayalı olarak tapu malikleri adına hükmen kesinleşen bir taşınmazın mevcut olmadığı, bu haliyle tapu kayıtlarına miktarıyla kapsam tayinin mümkün bulunmadığı, ortada sabit sayılabilecek tek bir sınır bile olmadığından, bunun aksine olarak her ne şekilde olursa olsun tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışılması halinde subjektif bir uygulamaya yol açılacağı, diğer bir anlatımla; davacı ... ve arkadaşlarının tutundukları ... ve Ergös (Ergöz/Öküz/...) mevkili tapu kayıtlarına kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı açıklandıktan sonra, Mahkemece, ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazların miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davacı ... ve arkadaşlarının davalarının reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek, Mahkeme kararlarının bozulduğu anlaşılmaktadır.

Eldeki dosya kapsamına gelince; davacılar ... Efendi vereselerinin dayandığı miktarıyla geçerli bulunan çiftlik tapu kayıtlarının ... köyünde bulunan taşınmazlar yönüyle kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı Dairemizin 2021 Esasına kayıtlı dosyalarda yapılan temyiz incelemesiyle belirlenmiş bir gerçek olup, dava konusu ... köyü 315 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ... köyünde bulunduğu, davacıların dayandıkları ... ve Erkös (Ergöz/Öküz/Örköz) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazın da ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebilen alanda kaldığı anlaşılmakta ise de, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, sabit bir sınırının bulunmadığından tapu kayıtlarına miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığı, bu haliyle ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazların miktarıyla geçerli çiftlik tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ispatlanamadığından, davacılar ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından;

Mahkemece, davacı ... ve ... yararına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da eksik inceleme ile karar verilmiştir. Mahkemenin önceki tarihli kararıyla, taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş ve bu hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi neticesinde, davacı ... ve arkadaşlarının ve davalı Hazine, Orman İdaresi vekillerinin temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları çiftlik tapu kayıtlarının uygulanarak miktarıyla geçerli kapsamının belirlenmesi ve Arazi Kanunamesi'nin 20 ve 78 nci maddesinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamı dışında kalması ya da tapu kaydının zilyetler lehine değerini yitirdiğinin saptanması halinde, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gereğine işaret edilerek bozulmuş, ne var ki Mahkemece, bozma ilamı sonrasında belirtilen hususlarda yeniden inceleme ve araştırma yapmaksızın hüküm kurulmuş ve bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.

Dosya kapsamı, mahallinde yapılan keşif, alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ... ve Erkös (Ergöz/Öküz/Örköz) mevkili çiftlik tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, Arazi Kanunnamesi'nin 20 ve 78 nci maddesi şartlarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinin hukuken bir önemi kalmamış ise de, ilk tescil davasının açıldığı 1990 tarihi itibariyle, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddesinde düzenlenen iktisap koşullarının lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmekte olup, bu kapsamda; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritaları, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğrafları, streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliği, konumu ve kullanım durumu belirlenmeli; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu, komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı belgelerin uygulanması suretiyle ve resmi belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli ve bundan sonra toplanan delillere göre oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Kabule göre de; hüküm kısmında davacı ...'ün davası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle;

Davalı - birleşen dosya davacısı ...'ün, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ... ve arkadaşları, müdahil davacı ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddine;

(3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 28.000,00 TL avukatlık ücretinin davacılar ... ve arkadaşlarından alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

M U H AL E F E T Ş E R H İ

Kararı temyiz eden tapu malikleri; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerlere ait üç adet tapu kayıtlarının olduğunu, tapu kaydı olan yerde zilyetliğe üstünlük verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak kendi adlarına tesciline karar verilmesini istediklerini, daha önce Mahkemece tapu kayıtlarına dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliğini yitirdiği ve uygulama kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verildiği, tapuya dayanan davacılar tarafından reddedilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Dairelerince tapuya dayanan davacıların dayanak tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararların lehlerine bozulduğu, bozma üzerine Mahkeme Hakimince önceki kararda direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca takriben 20 adet dosyada tapuya dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararlarının bozulduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dayanak tapu kayıtlarının geçersiz olduğuna ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacılara ait bir kısım yerin kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerinden bedeli ödenerek bir çok yerin satın alındığı, satın alınmaya çalışıldığı veya kiralanmak istendiği, ... Mahallesindeki taşınmazlara revizyon görerek bir kısım parsellerin tapu malikleri adına kesinleştiği, revizyon gören tapu kaydının iki sınırı ile ...’nü kapsayan tapu kaydının iki sınırının aynı olduğu, dolayısı ile diğer tapu kayıtlarının da hukuken geçerli olduğu, bazı davalar da tapu malikleri adına tesciline karar verilen dosyaların (örn.2022/8001 Esas) Dairemizce onandığı ve tapuya dayanan davacıların, tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğuna değer verilmesi gerektiği, Mahkemece yeniden taşınmazların başında keşif yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenerek davacıların tapusunun kapsamında kalan yerlerin tapu malikleri, ırsi veya akdi halefleri adına yazılması gerektiği kanaatinde olduğumdan kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.