Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2453 E. 2024/4953 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro Müdürlüğünün 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre yaptığı düzeltme işleminin iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uymasına rağmen, hükme esas aldığı bilirkişi raporunun denetlemeye elverişli olmaması ve eksik inceleme yapılması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

KARAR : Asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne

EK KARAR : Temyiz talebinin reddine

Taraflar arasındaki 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı - davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ek kararla, temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup iş bu ek karar, davacı - davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesine göre re'sen yapılan düzeltme işlemi sonucu, ... ili ... ilçesi ... Köyü 218 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 1604 ila 1619 parsel sayılı taşınmazlar ile ... ili ... ilçesi ... köyü 136 parsel sayılı taşınmaz arasındaki ortak sınırda mevcut tersimatın ve tapuda ... ile müşterekleri adına kayıtlı 1618 parsel sayılı 253.874,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün 228.479,16 metrekare, ... ve müşterekleri adına kayıtlı 1619 parsel sayılı ve 775.436,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün 726.432,89 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları dava dilekçelerinde; Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltmek suretiyle, ... ili ... ilçesi ... köyü 1618 ve 1619 parsel sayılı taşınmazlara elattıkları iddasıyla aleyhlerine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, bu sırada tersimat hatasının saptandığını ileri sürerek, söz konusu tersimat hatasının düzeltilmesini talep etmişlerdir.

Davacı ... ve arkadaşları ise, birleşen dava dosyasına sundukları dava dilekçelerinde; Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltmek suretiyle, 1618 ve 1619 sayılı parsellerin yüzölçümlerinin eksilmesi nedeniyle yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek, 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptalini talep etmişlerdir.

İlk Derece Mahkemesince, "... dosyada mevcut tüm delillerin hep birlikte değerlendirilmesinde, ... Kadastro Müdürlüğünün 04/10/2005 tarih 7 nolu düzeltme kararında, ... köyü (eski 218) 1604 ile 1619 nolu parseller ile ... ilçesi ... köyü eski 136 nolu parseller arasındaki ortak sınırda mevcut olan tersimatın düzeltilmesine, tapu sicilinde 1618 nolu parselin 253874,76 m2 olarak kayıtlı bulunan yüzölçümünün 228479,16 m2 olarak 1619 nolu parselin tapu sicilinde 775436,22 m2 olarak kayıtlı bulunan yüzölçümünün 726432,89 m2 olarak yeniden yapılan tersimat ve yüzölçümü hesabına göre düzeltilmesine karar verildiği, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 10.07.2003 tarihli düzeltme işleminde düzeltmeye konu ... köyü 218 nolu parselin sınırlarının aynen korunarak sadece tespit edilen yözölçüm hatası nedeniyle yözölçümünün düzeltildiği, yapılan düzeltmenin sınıra yönelik olmayıp sadece yüzölçümüne yönelik düzeltme olduğundan ve bu komşu parsel maliklerini etkilemediğinden komşu parsellere tebligat yapılmasını gerektirir bir hususun olmadığı, düzeltme sırasında 218 nolu parsele koordinat verildiği, bu kordinatların zemine uygulanması sonucu ... köyü 136 parselin yaklaşık 85,00 m lik kısmının 218 nolu parsel içerisinde kaldığı belirtilmiş ise de 10/07/2003 tarihli yüzölçüm düzeltmesi yapılmadan söz konusu sınırın tespiti yapılsa idi yine 85,00 m lik tacavüzden söz edilmesi gerektiğinden sınırdaki değişikliklerin 10/07/2003 tarihli düzeltmeyle bir ilgisinin olmadığının anlaşılmakta olduğu, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından düzenlenen 16/29/2005 tarihli raporda 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 41 maddesi kapsamına girecek bir hatadan söz edilmeyerek Bölge Müdürlüğünün yazısı ekindeki 24.02.2005 rapor gereğince sınırların çekildiğinin belirtildiği, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından verilen 04.10.2005 tarihli 7 nolu düzeltme kararında tersimatın düzeltilmesine karar verilmiş ise de karar dayanağı raporlarda tersimat hatasının tespit edilmediği, tersimat hatası veya 3402 sayılı Kanunun 41 maddesi kapsamına girecek hataların biri tespit edilmediğinden ... Kadastro Müdürülüğü tarafından verilen 04/10/2005 tarihli 7 nolu düzeltme kararının Kanun hükümlerine uymadığı, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 10/07/2003 tarihli düzeltme raporunun 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41 maddesi uygun olarak yapıldığının ve tapu siciline tescil edildiğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle verilen, davacı ... ve arkadaşlarının sübut bulmayan davasının reddine, davacı ... ve arkadaşlarının davasının kabulü ile ... Kadastro Müdürlüğünün 04.10.2005 tarihli ve 7 nolu düzeltme kararının iptaline ilişkin ilk karar, davacı ... ve arkadaşları ile kadastro müdürlüğü vekilinin temyizi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2008/12369 Esas ve 2008/14363 Karar sayılı ilamıyla; " ... asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, birleşen dava yönünden, Kadastro Müdürlüğünün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığının gözetilmesi, ayrıca Kadastro Kanunu' nun 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığının taşınmaz başında yapılacak keşifte belirlenmesi, taşınmazların geldisi olan 136 ve 218 sayılı parsellerin kadastro tespitlerine esas orjinal ölçü değerlerinin getirtilip bunların bilirkişi aracılığıyla taşınmazlarda sonradan yapılan işlemlerde uygulanarak rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda; "... somut olayda, davaya konu taşınmazların 2859 sayılı Kanuna göre düzenlenen yenileme tutanağı ile davalı olması nedeniyle yeni yüzölçümü boş bırakılarak miktarının belirlenmesi için tutanakların Kadastro Mahkemesine gönderilmiş olduğu, bu durumda Kadastro Mahkemesince, kadastro tespit tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek, yapılacak yargılama sonunda, 2859 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen yeni paftalara atıf yapmak ve yeni yüzölçümleri belirlenmek suretiyle infazı kabil şekilde hüküm kurulması gerektiği, açılan davaya bakmakta görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu " gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve davacılar vekilinin temyiz itirazı üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2013/14110 Esas ve 2014/1447 Karar sayılı ilamıyla; "... ... Köyü çalışma alanında bulunan 218 parsel sayılı taşınmazın ifraz ile 1604 ilâ 1619 parsel sayılı taşınmazlara, ... Köyü çalışma alanında bulunan 136 parsel sayılı taşınmazın ise ifraz ile 218 ilâ 329 parsel sayılı taşınmazlara ayrılmış olduğu, Kadastro Müdürlüğünce 04.10.2005 tarihinde ... Köyünün (eski 218) 1604 ilâ 1619 sayılı parseller ile ... Köyü eski 136 parsel sayılı taşınmazlar arasında ortak sınırdaki mevcut tersimat ve 1618 ve 1619 parsel sayılı taşınmazlarda yüzölçümü hatası olduğundan söz edilerek düzeltme yapıldığı, 1618 ve 1619 sayılı parsel maliklerinin 3402 sayılı Kanunun 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile dava açmış oldukları, Kadastro Müdürlüğünce ... Köyünde 2859 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince düzeltme çalışmasının yapılmadığı, ... Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince uygulama kadastrosu çalışmalarının yapıldığı, yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarında davaya konu 218 ve 319 sayılı parsellerin bu Kanun kapsamına alındığı ancak evveliyatı 136 sayılı parselin ölçü, tekometri ve zemin kullanımının birbirinden farklı olması ve ... Köyünün eski 218 sayılı parseli ile sınır uyuşmazlığının bulunması ve 218 sayılı parselin davalı olması sebebiyle davaya konu 218-319 parsellerin ... Köyünde yapılan 3402 sayılı Kanun'un 22/a kapsamından çıkarıldığının bildirilmiş olduğu, böylece davaya konu parsel ile sınırında bulunan parseller hakkında uygulama tutanaklarının düzenlenmediği ve uyuşmazlık konusu hakkında Kadastro Mahkemesine aktarılan her hangi bir davanın da bulunmadığının anlaşılmakta olduğu, davaya konu taşınmaz bölümleri hakkında tutanak düzenlenmediğine göre Kadastro Mahkemesinin görevinin başlamayacağı açıklanarak, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirtilerek ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre esastan bir karar verilmesi ..." gereğine işaret edilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "... davanın, 3402 sayılı Kanun'un 41.maddesi gereğince yapılan işlemin iptaline ilişkin olup, mahkemece Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2008/12369E.2008/14363K. sayılı ilamı ile Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 2013/14110E., 2014/1447K. sayılı bozma ilamlarına uyularak dosyanın ele alındığı, ... Kadastro Müdürlüğü'nün 04.10.2005 tarihli 7 nolu düzeltme kararında ... Köyü (eski 218) 1604 ile 1619 nolu parseller ile ... ilçesi ... köyü eski 136 nolu parseller arasındaki ortak sınırda mevcut olan tersimatın düzeltilmesine, tapu sicilinde 1618 nolu parselin 253874,76 m2 olarak kayıtlı bulunan yüzölçümünün 228479,16 m2 olarak 1619 nolu parselin tapu sicilinde 775436,22 m2 olarak kayıtlı bulunan yüzölçümünün 726432,89 m2 olarak yeniden yapılan tersimat ve yüzölçümü hesabına göre düzeltilmesine karar verildiği, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 10/07/2003 tarihli düzeltme işleminde düzeltmeye konu ... köyü 218 nolu parselin sınırlarının aynen korunarak sadece tespit edilen yözölçüm hatası nedeniyle yözölçümünün düzeltildiği, yapılan düzeltmenin sınıra yönelik olmayıp sadece yüzölçümüne yönelik düzeltme olduğundan komşu parsel maliklerini etkilemediği ve bu nedenle komşu parsellere tebligat yapılmasını gerektirir bir hususun olmadığı, düzeltme sırasında 218 nolu parsele koordinat verildiği, bu kordinatların zemine uygulanması sonucu ... köyü 136 parselin yaklaşık 85,00 m lik kısmının 218 nolu parsel içerisinde kaldığı belirtilmiş ise de 10/07/2003 tarihli yüzölçüm düzeltmesi yapılmadan söz konusu sınırın tespiti yapılsa idi yine 85,00 m lik tacavüzden söz edilmesi gerekeceğinden, sınırdaki değişikliklerin 10/07/2003 tarihli düzeltmeyle bir ilgisinin olmadığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmaz malikleri ile dava konusu taşınmazlara tüm sınır taşınmazlarının malikleri davaya dahil edilmiş olduğu, ... ve ... köyleri ilk tesis kadastro paftaları, orjinal ölçü ve sınırlandırma krokileri temin edilerek dava konusu taşınmaz başında 3 harita mühendisi eşliğinde keşif yapıldığı, alınan 09/05/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, 2003 yılında yapılan 41. madde düzeltmesinin doğru olduğunun, 2005 yılında yapılan tescil olmayan düzeltme kararının ise orjinal ölçü değerleri dikkate alınmadan oluşturulduğundan yapılan düzeltmenin hatalı olduğunun belirtilmiş olduğu, dosyaya celp edilen belgeler ve alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde, ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 2003 tarihli düzeltme işleminin 218 no'lu parselin alanındaki hata sınırı içerisinde olduğu, 2003 tarihli düzeltmenin 3402 sayılı Kanun' un 41. maddesine uygun yapıldığının anlaşılmış olduğu, kaldı ki, mahkemenin 2005/1029 E. sayılı dosyasında, davacı ... ve arkadaşları yönünden ... Kadastro Müdürlüğü' nün 2003 tarihli düzeltme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddedilmiş olduğu ve mahkemece hükmüne uyulmasına karar verilen Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2008/12369E., 2008/14363K. sayılı bozma ilamı ile davacı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları reddedilerek, dava ... ve arkadaşları yönünden hükmün kesinleşmiş olduğu " gerekçesiyle, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen davacı ... ve arkadaşlarının sübut bulmayan davasının reddine, ... Kadastro Müdürlüğü'nün 04/10/2005 tarihli 7 no'lu düzeltme kararının ise 3402 sayılı Kanun'un 41.maddesine uygun yapılmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundan ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2022/1367 E., 2022/3114 K. sayılı ilamı göz önünde bulundurularak davacı ... ve arkadaşlarının davasının kabulü ile ... Kadastro Müdürlüğü'nün 04/10/2005 tarihli 7 no'lu düzeltme kararının iptaline, bozma ilamına göre ... Kadastro Müdürlüğü'nün pasif husumetinin bulunmadığı, düzeltmeye ilişkin davaların müdürlük aleyhine değil de taşınmaz malikleri aleyhine açılması gerektiği anlaşıldığından davacı ... ve arkadaşlarının sübut bulmayan davasının reddine, davacı ... ve arkadaşlarının davasının kabulü ile, ... Kadastro Müdürlüğünün 4.10.2005 tarihli, 7 nolu düzeltme kararının iptaline, davanın davalı ... Kadastro Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün, davacı - davalı ... ve arakadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ek kararla, " Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi'nin 2008/12369E., 2008/14363K. sayılı ilamı uyarınca davacı - davalı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları reddolunduğu ve kararın ... ve arkadaşları yönünden kesinleşmiş olduğu " gerekçesiyle , temyiz talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu 07.03.2024 tarihli ek kararla birlikte asıl karar, davacı - davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2024 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yukarıda özetlenen Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2008/12369 Esas ve 2008/14363 Karar sayılı ilamında, davacı - davalıların temyiz itirazları asıl dava yönünden reddedilmiş ise de, birleşen dava yönünden haklı görülerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu durum karşısında, birleşen dava yönünden davacı - davalıların hükmü temyiz etme hakkı bulunmakta olup, yanılgılı değerlendirmeyle temyiz taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

Bu açıklamalar doğrultusunda, İlk Derece (... 1. Sulh Hukuk) Mahkemesinin 07.03.2024 tarihli ek kararının usul ve kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından, temyiz talebinin reddine dair ek kararın kaldırılması suretiyle esas yönünden temyiz incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

2. Davanın esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince, birleşen dava yönünden bozma ilamına uyulduğu halde, gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda eksik evraklar ilgili kurumlardan getirtilerek mahallinde keşif yapılmış ise de, keşif sonucu aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ve ekinde yer alan krokilerin denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan söz edilemez. Söz konusu bilirkişi raporunda, " 2003 yılındaki 41. Madde düzeltmesinin doğru olduğu, 2005 yılında tescil olmayan düzeltme kararının ise orjinal ölçü değerleri dikkate alınmadan oluşturulduğu için hatalı olduğu " kanaati bildirilmiş ve bu durum, açıklamalar kısmında, taşınmazlara ait tasarruf krokisi, orijinal ölçü değerleri numarası verilerek bildirilmiş ise de, rapor ekinde yer alan krokiler, raporun açıklamalar kısmında geçen değerlendirmeleri karşılaştırmaya ve denetleme elverişli şekilde düzenlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, dava dosyası, hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişilere tevdi edilerek, niza konusu taşınmazların ilk tesis kadastrosu paftası, 2003 yılındaki düzeltme ve 2005 yılındaki düzeltme kararlarındaki durumunu, aynı harita üzerinde ayrı renkli kalemlerle gösterir şekilde denetime elverişli rapor hazırlanması istenilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu husus gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

İlk Derece Mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine dair 07.03.2024 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA ve davacı - davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin esasa ilişkin kararının 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz eden davacı - davalılara iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.