"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1723 E., 2024/93 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne/davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/14 E., 2022/70 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Muğla ili Bodrum ilçesi Mazı Mahallesi çalışma alanında bulunan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 218 ada 91, 339 ada 2, 340 ada 1, 343 ada 1, 352 ada 17, 353 ada 7, 356 ada 11, 373 ada 1, 374 ada 4, 386 ada 104, 393 ada 10 parsel sayılı taşınmazlar ... (... oğlu) adına, 352 ada 18, 353 ada 5, 356 ada 10, 36, 371 ada 1, 374 ada 6, 393 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar ... (... oğlu) adına ve 393 ada 6, 29, 218 ada 90 parsel sayılı taşınmazlar eşit paylarla ..., ..., ... ve ... adına; 373 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetiği nedeniyle eşit paylarla ... ve ... adına, 352 ada 19 parsel sayılı taşınmaz aynı nedenle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 218 ada 90, 91; 339 ada 2; 340 ada 1; 343 ada 1; 352 ada 17, 18, 19; 353 ada 5, 7; 356 ada 10, 11, 36; 371 ada 1; 373 ada 1, 2; 374 ada 4, 6; 386 ada 104; 393 ada 5, 6, 10 ve 29 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi ...'a ait olup vefat etmesi nedeniyle mirasçılarına intikal ettiğini belirterek taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek kök muris mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; 40 yıldan bu yana kesintisiz zilyetliği altında bulunduğunu, arazilerin kıraç olup susuz tarım yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının miras hissesinden fazlasının adlarına tespit edildiğini, 353 ada 5 parsel sayılı taşınmazı 30.09.1994 tarihli köy senedi ile kök muristen satın aldığını ve bu tarihten beri kendisinin zilyet olduğunu, 356 ada 36 parsel sayılı taşınmazın kök murisin eşi ...'ye ait kendisine 1976 yılında hibe ettiğini ve bu tarihten beri kendisinin zilyet olduğunu, 371 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 1984 yılında kendisinin imar ve ihya ettiğini ve bu tarihten beri kendisinin zilyet olduğunu, 1988 yılında kök murisin, çocukları arasında taşınmazlarını paylaştırdığını, paylaştırma neticesinde de 352 ada 18, 356 ada 10, 374 ada 6, 393 ada 5 parsel sayılı taşınmazların ise paylaştırma neticesinde kendisine verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ortak muris ...'ın mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapıldıysa çekişmeli taşınmazın kime isabet ettiği noktasında toplandığı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tarafların bildirdiği ve bildireceği delil listelerinde isimleri yazılı tüm tanıkların ayrı ayrı dinlendiği, kök muris ... hayatta iken 1988 yılında üç oğlu ..., ... ve ... arasında kendisi ve eşine ait taşınmazların bir kısmının taksim edildiğini, bu taksimden bu yana dava konusu taşınmazlardan davalılar adına tespit edilenlerinin kendileri tarafından kullanıldığını, 30.09.1994 tarihli dört ayrı senedin mevcut olduğu ve kök muris ...'ın 353 ada 5 parseli oğlu ...'a, diğer üç senetle de 339 ada 2 parsel, 340 ada 1 parsel ve 374 ada 4 parselin oğlu ...'a satıldığı, ...'ın öğretmen olması nedeniyle annesinin 09.06.1983 tarihli senetle 356 ada 36 parseli kendisine hibe ettiğinin iddia edildiği, tüm senetlerin keşif esnasında uygulandığı, davalı yeğen ...'ın ise 1988 yılında davalıların belirttiği gibi bir taksimin olmadığı, babaları ...'ın 1991 yılında intihar ettiği, kızkardeşleri ... ve ...'in evlendikten sonra Mazı köyünde yaşamadığı, sadece kendisinin köyde kaldığını kadastro tespiti sırasında amcaları ile arasında anlaşmazlık çıkması sonucu tespiti terk ettiği ve bu nedenle bir kısmını kendi üzerine bir kısım taşınmazı ise hisseli olarak kendisi ve kardeşleri adına yazdırdığı ancak böyle bir taksimin bulunmadığını belirttiği, davacı ...'in de dava konusu 352 ada 19 parseli kapsadığını belirttiği 10/09/1979 tarihli senedi sunduğu ve keşif esnasında uygulandığı, keşif esnasında dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının 1988 yılında yapıldığı iddia edilen taksime dair bilgisinin olmadığı, davalıların muris ...'dan kalan yerlerin bir kısmın taksim edildiğini belirtilmişse de yöntemince yapılmış bir taksimin olmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı hususlarının ispatlanamadığı, davalılar tarafından 30.09.1994 tarihli dört ayrı senedin ...'ın vefatından sonra Gökbel Mahallesi muhtarlığında yapıldığı, senet tanıklarının dahi ...'ın neden bu yerleri sattığını bilmediği, ...'ın mirasçılarının da bilgisi olmadan yapılan satışın muvazaalı olduğu, davacının 352 ada 19 parseli kapsadığını belirttiği 10.09.1979 tarihli senet sunmuşsa da dava konusu taşınmazların tamamı yönünden miras payı oranında tescilini talep ettiği, taraflar arasında usulüne uygun bir taksim yapıldığı ispatlanamadığı için taşınmazın murisin mirasçılarına intikalinin gerektiği, davalının taksim ve kendisine ait taşınmazlar olduğu iddialarının davalı tarafça ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, 218 ada 90, 91; 339 ada 2;340 ada 1; 343 ada 1; 352 ada 17, 18, 19; 353 ada 5, 7; 356 ada 10, 11, 36; 371 ada 1; 373 ada 1, 2; 374 ada 4, 6; 386 ada 104; 393 ada 5, 6, 10 ve 29 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin ayrı ayrı iptali ile tamamı 9 pay kabul edilerek ... mirasçıları adına hüküm yerinde gösterilen paylar ile her bir taşınmaz için ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalılar ... ve ... vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "dosya kapsamı, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif ve alınan beyanlara göre davada, kök mirasbırakanın mirasçıları arasında yapılan bir taksim bulunmadığı, mirasbırakan ... ve eşi tarafından, bu kişilerin kendileri hayatta iken, kadastro tespit tarihinden önce, davalılar ile aralarında yaptıkları harici satış ve bağış sözleşmeleri bulunduğu, davalı tarafça mirasın taksimine dayanılmayıp kadastro tespitinden önceki bu satış ve bağış sözleşmelerine dayanıldığı, davalılar ... ve ... tarafından ileri sürülen senetlerin dava konusu yerlere uyduğunun belirlendiği, senetlerin sahteliğinin ispatlanamadığı ve davalılar adına tespiti yapılan çekişmeli taşınmazların da dayanılan sözleşme tarihlerinden bu yana davalılarca fiilen kullanıldığı ve terekeye dahil olmadıkları bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ve tespit gibi tescile karar verilmesi gerekirken taraflar arasında miras taksiminin gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu" gerekçesiyle davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, 218 ada 90, 91; 339 ada 2; 340 ada 1; 343 ada 1; 352 ada 17, 18, 19; 353 ada 5, 7; 356 ada 10, 11, 36; 371 ada 1; 373 ada 1, 2; 374 ada 4, 6; 386 ada 104; 393 ada 5, 6, 10 ve 29 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; kararın, davacı ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.03.2024 tarihli ek kararıyla "davacı vekilinin temyiz dilekçesini süresinden sonra sunduğu" gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş; ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verild