"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/137 E., 2022/10 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
Taraflar arakasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili, davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekili, davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 10.01.2024 tarihli ve 2023/183-2024/102 sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili, ... mirasçıları ..., ... ve ... ve ... mirasçıları ... ve arkadaşaları tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... Köyü 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kesinleşmiş devlet ormanı sınırları içindeyken, kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescilini istemiştir.
Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2003 tarihli ve 2001/234 Esas, 2003/187 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın 22.05.2002 tarihli bilirkişi krokisinde gösterilen 109,83 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 02.03.2004 tarihli ve 2004/1886 Esas, 2004/1329 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararı onanmış onama kararına karşı davacı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 10.02.2006 tarihli ve 2005/15191 Esas, 2006/1328 Karar sayılı kararıyla "Mahkemece imar uygulamasının hatalı yapıldığı için iptal edildiği gözetilerek, 156 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parseller hakkında Hazine tarafından aynı iddia ile açılmış bulunan davalar davacı Hazineden sorulup tespit edildikten sonra, küçük numaralı Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyada birleştirilmesine karar verilmeli, 368 ve 688 parsel sayılı taşınmazların davada taraf olmayan diğer malikleri de davaya dahil edilerek taraf oluşturularak usulünce tahdit ve 2/B uygulaması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince, bozma kararına karşı direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2006 tarihli ve 2006/20-752 Esas, 2006/753 Karar sayılı ilamıyla direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Asli müdahil Orman İdaresi, bozmadan sonra sunduğu müdahale dilekçesiyle; 688 parsel sayılı taşınmazın 2 nci maddeye çıkan kısımının eylemli orman vasfında olduğuna dayanarak eylemli orman olan bölümlerinin tapusunun iptaliyle orman vasfında Hazine adına tescil edilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile İstanbul ili ... Mahallesi 156 ada 2 parsel yönünden açmış olduğu davanın reddine, İstanbul ili ... Mahallesi 688 parsel sayılı taşınmazın dosya içersinde bulunan fen bilirkişi ...'ın 10.08.2022 tarihli raporunda ekli krokide (A), (B), (C) harfi ile gösterilen 5.364,55 metrekarelik kısmının maliki/davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile devlet ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının bu parsele yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; davacı Hazine vekili, davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekili, davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 10.01.2024 tarihli ve 2023/183 - 2024/102 sayılı ilamı ile "1-Davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekili, davalı ... mirasçısı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın evveliyatını oluşturan 368 parselin 1959 yılında tesis kadastrosu sonucu 27.250 metrekare yüz ölçümüyle ve tarla vasfında tapuya tescil edildiği, yörede tesis kadastrosundan önce 1938 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmalarında kısmen orman sınırları içinde bulunurken daha sonra 1979 yılında yapılan aplikasyon ve 2 nci madde çalışmalarında 1961 yılından önce nitelik yitirdiğinden 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) ile değişik 1744 Sayılı 6831 Sayılı Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun'un (1744 Sayılı Kanun) 2 nci maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, 1995 yılında Tapu Müdürlüğünce yapılan ifrazla 2 nci madde ile orman sınırları dışına çıkartılan kısmın 668 parsel numarasıyla ve 10.787,71 metrekare yüzölçümüyle, kalan kısmın ise eski parsel nosu olan 368 parsel numarasıyla 16.462,9 metrekare yüzölçümüyle tapuya tescil edildiği, daha sonra 368 parsel imar uygulamasına tabi tutulduğu ve imar uygulaması kapsamında yapılan 18 nci madde uygulamasıyla paftada 368 parsel çapında kaldığı görülen 685,33 metrekarelik yere 156 ada 2 parsel numarası verilerek aynı uygulamaya giren başka parsel paydaşları adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. İmar sonucu oluşan ve daha sonra imarın çözülmesiyle ortadan kalkan 156 ada 2 parselin 109,83 metrekarelik kısmının 2 nci madde ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılan alanda kaldığı ve yine bu kısmın 688 parselle mükerrerlik teşkil ettiği ve davacı Hazine tarafından da 156 ada 2 parselin 2 nci madde alanda kalan bölümüne ilişkin olarak, Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna dayanılarak eldeki davanın açıldığı; dolayısıyla davanın 109,83 metrekarelik kısma hasredildiği ve 688 parselin geri kalan kısmının dava konusu olmadığı değerlendirilmiştir.
1-a) Davacı Hazinenin davası yönüyle;
6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin; "İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya re'sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;" şeklinde başlayan birinci fıkrasının (a) bendinde; "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya Kanuni mirasçılarına iade edilir", hükmüne; aynı Kanun'un "Davalar" başlıklı 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; "Bu Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanun'da belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir" hükmüne; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, "Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir." hükmüne yer verilmiş olup, 6292 sayılı Kanun'un 7/(1)-a maddesinde yer alan bu düzenlemenin re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Zira; sözü edilen maddede, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan ve 6831 sayılı Kanun'un 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, “…bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” şeklinde âmir hüküm getirilmiştir. Yani söz konusu düzenleme ile tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik 6831 sayılı Kanun' un 2/A veya 2/B maddesi kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açılıp açılmaması veya bu iddiayla açılmış davalardan vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazineye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir.
6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) 7/(1)-a maddesinde düzenlenen bu vazgeçme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 307 nci ve devamı maddelerinde düzenlenen; “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanan "davadan feragat" niteliğindeki vazgeçmeyle karıştırılmamalıdır. Burada Kanun'dan kaynaklanan ve davalının ... ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme söz konusudur.
Hal böyle olunca; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 6292 sayılı Kanun'un anılan ve somut davada uygulanması gereken emredici hükmü gereğince "davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerekirken Mahkemece Hazinenin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
1-b) Asli müdahil Orman İdaresinin talebi yönüyle;
Dava konusu taşınmaz; imarın çözülmesiyle ortadan kalkan 156 ada 2 parselin 688 parselle mükerrer 109,83 metrekarelik kısmı olduğuna ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 65/1 nci maddesi doğrultusunda, asli müdahale, yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia edilmesi olduğuna göre Orman İdaresinin asli müdahale davasının (6100 sayılı HMK’nin 65/2. maddesi) konusu asıl davaya konu yer olduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince dava konusu aşılarak karar verilmiş olması hatalıdır.
O halde İlk Derece Mahkemesince asli müdahil Orman İdaresinin talebinin dava konusu olan 109,83 metrekarelik kısma hasredildiği düşünülerek, bu bölüme ilişkin olarak; dava tarihine en yakın uydu görüntüsü getirtilerek önceki keşifte görev almayan, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir orman ve bir harita mühendisi elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle dava tarihi itibariyle eylemli orman olup olmadığı değerlendirilmeli; mahkeme hâkimince yapılacak gözlem, keşif tutanağına aktarılarak ve taşınmazın dört bir yandan fotoğrafları çektirilerek, eylemli durumunun tesbiti için orman bilirkişisinden taşınmazın üzerinde bulunan ağaçların yaşları, cinsleri ve sayılarını net olarak belirten rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre 688 parselin dava konusu olan 109,83 metrekarelik bölümü ile sınırlı olarak bir karar verilmelidir.
2.Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosya kapsamına ve yukarıda (1-a) bendinde belirtilen gerekçelere göre davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili, ... mirasçıları ..., ..., ve ... ve ... mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosyanıjn yeniden yapılan incelemesinde;
6292 sayılı Kanun'un 7/(1)-a maddesinin emredici hükmü gereğince "davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerekirken Mahkemece Hazinenin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunun Daire bozma ilamında kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, dava konusu 156 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında yapılan imar planının mahkemece iptal edildiği dosya kapsamında sabit ise de, dava açıldığı tarihte 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölüm olan 368 parsel sayılı taşınmaz hakkında yeniden bir imar planı yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise güncel olarak hangi taşınmazlara isabet ettiği ve isabet ettiği parsel maliklerinin eldeki davada taraf olup olmadıkları araştırılmamış, keza 688 parsel sayılı taşınmaz ile dava açıldığı tarihte 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölüm hakkındaki mükerrerliğin herhangi bir şekilde giderilip giderilmediği sorulmamış ve bu suretle taraf teşkiline ve mükerrerliğin giderilip giderilmediğine ilişkin eksik araştırma ve inceleme yapılarak hüküm tesis edilmiştir.
O halde mahkemece öncelikle dava açıldığı tarihte 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölüm olan 368 parsel sayılı taşınmaz hakkında yeniden bir imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmaz bölümünün imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar temin edilerek dosya içerisine alınmalı, dava konusu taşınmaz bölümü hakkında imar planı yapılmış olması halinde, dava konusu bölümün imar planı sonucu oluşan güncel parsellerden hangilerine isabet ettiği belirlenmeli ve isabet ettiği parsel maliklerinin eldeki davada taraf olup olmadıkları araştırılarak taraf değiller ise bu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacı hazine ve asli müdahil orman idaresine davaya dahil edilmeleri suretiyle husumetin yaygınlaştırılması için süre ve imkan tanınmalıdir.
Yine İlk Derece Mahkemesince 688 parsel sayılı taşınmaz ile dava açıldığı tarihte 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölüm hakkındaki mükerrerliğin, imar uygulaması, orman sınırlarında düzeltme yapılması veya 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu gibi herhangi bir sebeple giderilip giderilmediği ilgili kurumlardan sorulmak suretiyle araştırılmalı, mükerrirlik giderilmiş ise buna dair alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar temin edilerek dosya içerisine alınmalı, söz konusu eksiklikler giderildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Hal böyle olunca; karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekili, ... mirasçıları ..., ... ve ... ve ... mirasçıları ... arkadaşlarının karar düzeltme istemlerinin kabulüyle, Dairemizin 10.01.2024 tarihli ve 2023/183 - 2024/102 sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle BOZULMASINA, sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İstek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyenlere ayrı ayrı iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.