Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2476 E. 2024/3446 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süre ve derdestlik itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın bir kısmı için aynı konuda daha önce açılmış davanın derdest olması, diğer kısmı için ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1607 E., 2024/10 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/59 E., 2022/67 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde; Muğla ili Marmaris ilçesi ... Mahallesi 346, 356, 72, 73, 74, 75, 282 ve 324 parsel sayılı taşınmazların uzun yıllardır ... ... ve oğlu ... ... tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı ve bu kişiler adına tahrir kaydı bulunduğu halde kadastro tespiti sırasında hatalı olarak davalılar Orman İdaresi, Hazine ve farklı kişiler adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde bedellerinin davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davacının dava konusu 72 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer çekişmeli taşınmazlar hakkında, eldeki davadan önce aynı hukuki sebebe dayanarak Marmaris 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/149 esasında kayıtlı davayı açtığı, anılan davanın istinaf aşamasında yargılamasının hâlen devam ettiği, eldeki davanın dava tarihinin daha sonra olması nedeniyle 346, 356, 73, 74, 75, 282 ve 324 parsel sayılı taşınmazlar yönünden derdestlik nedeniyle, 72 parsel (yeni 135 ada 1 parsel) yönünden ise, dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu" gerekçesi ile davanın dava şartlarına aykırılık nedeni ile usulden reddine karar reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, "kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebiyle 03.01.2022 tarihinde açılan davada, dava konusu eski 72 yeni 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitin kesinleştiği tarihlerden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle geçtiği, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden ise davacı ve arkadaşları tarafından aynı sebeple, aynı taşınmazlara yönelik açılan ve derdest olan dava bulunduğu gerekçesiyle mahkemece davanın hak düşürücü süre ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-ı maddesi gereğince derdestlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesi isabetli olduğu" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.