Logo

8. Hukuk Dairesi2024/262 E. 2024/3402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin, davalılar adına tescil edilen taşınmazların mera vasfında olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescili istemiyle açtığı davada, taşınmazların mera vasfında olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 102 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının reddine, diğer parsel için ise mahkemenin yeterli araştırma yapmadığı, 3116 sayılı Orman Kanunu, 4785 sayılı Kanun ve 5658 sayılı Kanun karşısındaki durumunun, taşınmazın niteliği, kullanım durumu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesindeki orman içi açıklık vasfında olup olmadığının tespiti için eksik inceleme yapıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca gerekli araştırmanın yapılmadığı gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/71 E., 2022/71 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/225 E., 2018/64 K.

Taraflar arasındaki mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın davacının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sonucunda, Erzincan ili Tercan ilçesi ... Köyü 102 ada 43 ve 46 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 31.602,01 m2, 4.801,67 m2 yüzölçümüyle, tarla vasfında davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı Hazine 22.12.2015 tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların kadim mera vasfında olduğunu belirterek tapu kayıtlarının iptali ile mera vasfında özel siciline kaydedilmesi talebiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazların mera vasfında olmadıkları ve davalılar yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmekle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ilamı ile esas yönünden istinaf başvurusunun reddine, vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile davacı Hazine aleyhine verilen vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

1. Dava konusu 102 ada 46 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Davacı Hazine temsilcisinin dava konusu 102 ada 43 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir. Şöyle ki; davacı Hazinenin talebi, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası kapsamında olduğu halde yöntemince mera, orman ve zilyetlik araştırması yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın çevresinde mera parselleri olduğu halde taşınmazın bu parsellerden ayırı unsuru olup olmadığı değerlendirilmemiş taşınmazın tespit tarihi olan 2009 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait herhangi bir hava fotoğrafı incelenerek taşınmazın bu belgelerde nasıl göründüğü araştırılmadan soyut mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek karar verilmiştir.

O halde Mahkemece, yöreye ait en eski ve tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek 1 orman mühendisi bilirkişi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun), 4785 sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine Ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun) ve 5658 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun'lar (5658 sayılı Kanun)

karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 17/2 nci maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu,mera vasfında olup olmadıkları, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

S O N U Ç : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dava konusu 102 ada 46 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dava konusu 102 ada 43 parsel sayılı taşınmaza yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.