Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2638 E. 2024/7324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmen gerçekleştirilen mükerrer kadastro tespiti nedeniyle, mükerrer parselin tapu kaydının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce verilen ve kesinleşen mahkeme kararları ile davacıların mükerrer alandaki haklarının tespit edilmiş olması ve bu alanın davalı adına tescilinin hükmen mükerrerlik oluşturması gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/968 E., 2021/314 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/44 E., 2020/5 K.

Taraflar arasındaki mükerrer kadastronun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Antalya ili Kaş ilçesi Gökçeören Mahallesi çalışma alanında bulunan 182 ada 4 parsel sayılı 25.768,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1990 yılından beri ..., ... ve ...'ün kullanımında olduğu, 182 ada 5 parsel sayılı taşınmazın krokisinde (A) harfi ile gösterilen alanın (A2) ile gösterilen 4.913,02 metrekarelik kısmının bu parselle hükmen mükerrer olduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Aynı çalışma alanında bulunan 182 ada 5 parsel sayılı 4.939,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise zeytinlik vasfıyla ..., ..., ... ve ... adlarına hükmen tescil edilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri adına hükmen tapuya kaydedilen 182 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 4.913,02 metrekarelik kısmının, çekişmeli 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazla mükerrerlik oluşturduğunu ileri sürerek, mükerrer kısmın iptaline karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "bilirkişi raporunda; krokide (A2) ile gösterilen 4.912,95 metrekarelik kısmın hem 182 ada 4 parsel sayılı taşınmaz içerisinde hem de 182 ada 5 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı ve bu kısmın mükerrerlik oluşturduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 14.05.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ve eki krokisinde (A2) ile gösterilen 4.912,95 metrekarelik bölümünün 182 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturması nedeniyle 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince ifrazı ile bu kısmın tapu kaydının iptaline, kalan bölümlerin davalı üzerinde bırakılmasına, 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan mükerrerlik şerhinin terkinine karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "davacıların Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/284 Esas ve 2010/34 Karar sayılı dosyasında, Orman Genel Müdürlüğü ile Orman Bakanlığını hasım göstererek zeytincilik tapusuna dayalı olarak orman kadastrosunun refi ve iptali davası açtıkları, bu mahkemenin bilirkişi raporuna göre (A) harfi ile gösterilen 4.939,11 metrekarelik bölümün 182 ada 3 parselde, (B) harfi ile gösterilen 984,07 metrekarelik bölümün ise 289 ada 1 parselde kaldığının bildirildiği, mahkemece; bilirkişilerin 13.10.2009 tarihli raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin orman tahdidi içinde kaldıysa da davacıların geçerli tapu kaydı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle bu alanlara ilişkin sınırlandırmanın iptaline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak 07.12.2010 tarihinde kesinleştiği, bundan sonra davacıların Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/166 Esas ve 2014/82 Karar sayılı dosyasında önceki mahkeme hükmü ile tapuları kapsamında bulunduğu gerekçesiyle iptal edilen (A) ve (B) alanlarının adlarına tescili istemiyle dava açtıkları, mahkemece; önceki tarihli bilirkişi raporuna atıfla (A) ve (B) bölümlerinin hangi taşınmazlardan iptal edileceğine ilişkin hükümde bir tapu iptali kararı verilmeksizin davacılar adına tescil kararı verildiği, bu kararın da Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak 05.06.2015 tarihinde kesinleştiği, hükmün infazı sonucu 182 ada 3 parselde kaldığı anlaşılan ve daha sonra kullanım kadastrosuna tabi tutularak 182 ada 4 parsel olan (A) alanının, 182 ada 4 parselden iptal edilmeksizin 182 ada 5 parsel olarak davacılar adına yeniden tescil edildiği ve böylece hükmen mükerrer tapu kaydı oluşturulduğu, bu durumun dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine işlendiği, eldeki davanın yukarıda anlatıldığı üzere tapunun iptaline karar verilmeden verilen tescil hükmü ile 182 ada 4 ve 5 parselde hükmen mükerrer olan (A) bölümüne ilişkin olduğu ve mahkemece talep gibi bu kısmın Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/166 Esasında olması gerektiği şekilde 182 ada 4 parselden iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı" belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.