Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2673 E. 2024/5989 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet edinildiği iddia edilen taşınmazların davacılar adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, taşınmazların davacılar adına tesciline dair kararı, Yargıtay tarafından, taşınmazların mülkiyetinin kazanılıp kazanılmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, özellikle hava fotoğrafları ve diğer delillerin yeterince incelenmediği, ayrıca yerel bilirkişi ve tanık dinlenmesi, imar durumu, tapu kayıtları ve yasal sınırlamalar gibi hususların da değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2010/228 E., 2019/37 K.

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davanın yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın Orman İdaresi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.11.2023 tarihli ve 2021/12319 Esas, 2023/5866 Karar sayılı ilamı ile bir kısım taşınmazlar bakımından onanmasına ve bir taşınmaz bakımından bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili ve davalı ... ve Orman İdaresi tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Bursa ili ... ilçesi ... köyü 140 ada 48 parsel sayılı 1.321,60 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle senetsizden, bahçe vasfıyla, ..., ..., ..., ... ve ... adlarına; 140 ada 49 parsel sayılı 3.236,93 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, aynı nedenle, tarla vasfında, ... adına ve 140 ada 50 parsel sayılı 950,78 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise, çalılık vasfında, Hazine adına tespit edildikten sonra, tespit tutanakları Kadastro Mahkemesince davalı hale getirilmiştir.

Davacılar vekili, Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 12.11.1993 havale tarihli dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyünde bulunan, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın tapuda Temmuz 1943 tarihli ve 76 ve 77 noda kayıtlı olduğu halde tapulama harici bırakıldığını ve bugüne kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri olan davacılar yararına oluştuğunu iddia ederek, taşınmazların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi uyarınca davacılar adına tescilini istemiştir.

İlk Derece (Bursa Kadastro) Mahkemesinin 14.05.2019 tarihli ve 2010/228 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararı ile; "Alınan bilirkişi raporlarına göre taşınmazların Bursa 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/1058 esas sayılı dosyasına konu olduğu, burada kroki alındığı, krokinin dava konusu edilen yer olarak gösterme karşısında 40, 41, 42, 46, 48, 49, 50 ve 51 parselleri kısmen ve tamamen kapsadıkları bildirilerek bu yönde kroki hazırlandığı, tarım ve orman bilirkişilerinin mütalaalarında dava konusu taşınmazların orman sayılmayan, tarıma elverişli tarım arazisi oldukları, eski dikim meyve ağaçlarının bulunduğunun belirlendiği, incelenen mütalaalarla uygulanan hava fotoğrafı ve memleket haritalarının ile uyumlu olduğu, orman kadastrosunda da orman dışında bırakıldığının bildirildiği, davacıların, dava konusu ettikleri alanın 48, 50 ve 49 parsellere ilişkin olduğu, diğer parsellere yönelik herhangi bir davalarının olmadıklarını beyan ettikleri ve bu parseller üzerinde yapılan değerlendirmede zilyetlik yönünden çalışma alanında uygun ölçüde yazım bulunduğu mütalaa edildiği, dinlenen tanık anlatımları, alınan bilirkişi raporları ve ek raporları ile davacıların zilyetlik ve zilyetliğe elverişlilik bakımından davalarının kabul edilebilir nitelikte olduğunun görüldüğü, yine davacıların satış yaptıkları ibraz edilen belgelerde anlaşılanlar dışında sulh sözleşmesi yaptıkları ve ölen davacı mirasçılarının vekillerini yetkili olarak yaptıkları sulh sözleşmesine göre dava konusu taşınmazları bölünmesini ve hisselendirilmesini belirlediklerinin görüldüğü, mahkemece bunun usulüne uygun bir sulh olarak değerlendirildiği" gerekçeleriyle ... vasisine davanın niteliği gözönüne alınarak husumet yetkisi verilmesine, davacılar ..., ... ve ...'ın davalarının kabulüne, davacılar ... ve ...'in davalarının dava esnasında haklarını diğer davacılara devrettikleri anlaşıldığından bu davacıların davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar arasında ilişki yönünden sulhün kabulü ile dava konusu Bursa ili ... ilçesi ... Mahallesi, 140 ada 48, 49 ve 50 parseller 5'er hisse kabul edilerek 1'er hissesinin ... mirasçıları adlarına iştiraken, 2 hissesinin ... mirasçıları adına iştiraken ve 2 hissesinin ... adlarına tespit ve tesciline karar verilmiştir.

Hüküm davalı ... İdaresi velili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.11.2023 tarihli ve 2021/12319 Esas, 2023/5866 Karar sayılı ilamı ile 48 ve 49 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmün onanmasına ve 50 parsel sayıl taşınmaz yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiş bu karara karşı davacılar vekili ve davalı ... ve Orman İdaresi tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ncı maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davacılar vekilinin ve davalı ... İdaresinin karar karar düzeltme istemleri yerinde değildir.

2-Davalı Hazinenin karar düzeltme istemine gelince; İlk Derece Mahkemesince dava konusu 140 ada 48 ve 49 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir. Şöyle ki; 04.08.2017 tarihli orman bilirkişi raporunda 48 parselin sürülmemiş boş tarla vasfında olduğu, 49 parselin ise üzerinde ceviz ve elma ağaçları olduğu belirtilmiş bu ancak ağaçların sayısı ve taşınmazda kapalılık oluşturup oluşturmadığı açıklanmamış aynı raporda taşınmazların 1989 hava fotoğrafına göre tarım alanı olduğu olduğu belirtilmesine rağmen hava fotoğrafı ve kadastro pafta çakıştırması yetersiz olduğundan denetlenememiştir.

O halde İlk Derece Mahkemesince, yöreye ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları Mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise Mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi aracılığıyla uygulnıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı ... İdaresi vekilinin karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,

Yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin karar düzeltme dilekçesinin kabulü ile Dairemizin 06.11.2013 tarihli ve 2021/12319 Esas, 2023/5866 Karar sayılı ilamının 140 ada 48 ve 49 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kaldırılmasına ve hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.