"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... Mahallesi çalışma alanında, 2009 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na (3402 sayılı Kanun) göre yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 102 ada 1 parsel sayılı 11.488.523,76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş ve kadastro tespitinin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine de 14.08.2009 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesi 102 ada 1 parsel üzerinde dava dilekçesi ekinde gösterilen 18.178,218 m2 alanlı taşınmaz ile aynı yerde 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yakınında bulunan 10.000,00 m2 alanlı taşınmazın kadastro sırasında orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, bu taşınmazların müvekkili olan davacıya atalarından intikal ettiğini, taşınmazda 50 yaş üzerinde fıstık ve üzüm bağlarının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, bilahare davacı asil, 08.12.2020 tarihli duruşmada "benim dava konusu ettiğim 18.178,218 m2'lik taşınmaz ile yine aynı yerde dava konusu ettiğim ve 105 ada 1 parsele bitişik olan 10.000,00 m2'lik taşınmaz dava konusu 102 ada 1 parsel içerisinde yer almaktadır" şeklinde beyanda bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağının 14.08.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 01.12.2019 tarihinde açıldığı " gerekçesiyle, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 247,70 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.