"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/42 E., 2023/36 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosu tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Bursa İli Osmangazi İlçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 2813 parsel sayılı 21.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 10112 ada 855 parsel numarasıyla ve 20.736,60 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 2026 parsel sayılı 3.300,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 10112 ada 317 parsel numarasıyla önce 2.609,78 metrekare yüzölçümlü olarak, itiraz üzerine kadastro komisyon kararıyla 2.979,16 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmıştır.
Davalı ...; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2013/182 Esas, 2018/49 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 133,33 metrekarelik bölümün 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile davacı Hazine adına kayıtlı taşınmaza eklenmek suretiyle, 10112 ada 855 parsel sayılı taşınmazın 20.869,93 metrekare yüzölçümlü; 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazın ise 2.476,45 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Temyiz incelemesi neticesinde, Dairemizin 21.02.2022 tarihli ve 2021/6357 Esas, 2022/1366 Karar sayılı ilamıyla; "tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre, davacı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde görülmediği; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakiminin doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olduğu, somut olayda Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda çekişmeli 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 133,33 metrekarelik bölümünün bu parselden ifrazı ile davacı Hazine adına kayıtlı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda davalı 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün rapora ekli krokide ölçü değerleri gösterilmediğinden, bu bölümün davalı taşınmazdan ifrazından sonra, taşınmazın kalan bölümünün davalı parselle bir bütün olup olmadığı, davalı parselden ayrılıp ayrılmadığı, yani taşınmazın kalan bölümleri arasında kopukluk oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek; Mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için, bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın davanın kabulüne karar verilen bölümü ile kalan bölümünün ölçü ve koordinat değerlerini gösterecek şekilde ek rapor alınması, bundan sonra infazı kabil olacak şekilde hüküm kurulması" gereğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; "Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alındığı, dava konusu edilen davacı taşınmazı ve davalı taşınmazının değerlendirilen ve raporda 2183/A ile gösterilen alanın davacı parseline eklenmesi gereken alan olduğu, 2026/B ile gösterilen alanın ise davalı taşınmazın ana bütünlüğü ile bağlantısının koptuğu ve yeni bir parsel numarası verilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, bilirkişi raporuna ekli krokide (2183/A) ile gösterilen 133,33 metrekarelik bölümün davalı eski 2026 (yeni 10112 ada 317) parsel sayılı taşınmazdan ayrılarak, davacı eski 2813 (yeni 10112 ada 855) parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, (2026/B) ile gösterilen 214,30 metrekarelik bölümün ayrılarak ayrı bir parsel numarası ile davalı eski 2026 (yeni 10112 ada 317) parsel sayılı taşınmaz maliki adına tespit ve tesciline, davacı ve davalı parsellerinin kalan kısmının oluşan yeni alan ölçüsü ve sınırları ile birlikte tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 3402 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorunda olup, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde çekişmeli taşınmazların uygulama tespitlerinin iptaline karar verilmemesi, davacı Hazine adına kayıtlı 10112 ada 855 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında ifrazla 10112 ada 929 ve 930 parsel taşınmazlara ayrılarak tapuya tescil edildiği halde, dava konusu (A) bölümünün 10112 ada 930 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi gerekirken, ifrazdan önceki 10112 ada 855 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi, ek bilirkişi raporuna ekli ölçekli krokide (B) bölümünün alanının 218,262 metrekare olduğu belirtilmesine rağmen, sehven 214,30 metrekarelik bölüm hakkında tescil hükmü kurulması, ayrıca taşınmazlar hakkında yeni oluşan yüzölçümleri ile sicil oluşturulması gerekirken, infazda tereddüt oluşacak şekilde hüküm kısmına yazılmaması isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "bilirkişi raporuna ekli krokide 2183/A ile gösterilen 133.33 m2'lik alanın davalı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2026 parsel yeni 10112 ada 317 parselinden ayrılarak, davacı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2813 parsel yeni 10112 ada 855 parseline eklenmesine, 2026/B ile gösterilen 214,30 m2'lik alanın ayrılarak ayrı bir parsel numarası ile davalı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2026 parsel yeni 10112 ada 317 parsel maliki adına tespit ve tesciline, davacı ve davalı parsellerinin kalan kısmının oluşan yeni alan ölçüsü ve sınırları ile birlikte tespit ve tesciline" ibaresinin çıkarılarak yerine, "çekişmeli eski 2813 (yeni 10112 ada 855) parsel sayılı taşınmazın (ifrazla 10112 ada 930 parsel) uygulama kadastro tespitinin, eski 2026 (yeni 10112 ada 317) parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro komisyon kararının iptali ile 06.12.2022 tarihli ek bilirkişi raporuna ekli krokide 2183/A ile gösterilen 133.33 metrekarelik bölümün davalı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2026 parsel yeni 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile, davacı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2813 parsel yeni 10112 ada 855 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla oluşan 10112 ada 930 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle bu taşınmazın 15.951,61 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline; aynı bilirkişi raporunda 2026/B ile gösterilen 218,262 metrekarelik bölümün ifrazı ile ayrı parsel numarası ile davalı Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, eski 2026 parsel yeni 10112 ada 317 parsel maliki adına tapuya kayıt ve tesciline; eski 2026 parsel yeni 10112 ada 317 parsel sayılı taşınmazın ise 2.627,568 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tesciline," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına gerek olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.