"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/560 E., 2024/549 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2017/27 E., 2022/121 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Çanakkale ili Eceabat ilçesi Alçıtepe Köyü Köyyanı Mevkii yeni 193 ada 8 parsel sayılı 18.253,36 m2 yüzölçümlü (eski 483 parsel, 19.500 m2 yüzölçümlü) taşınmaz tarla vasfıyla davacı adına tescil edilmiştir.
Davacı özetle; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın yaklaşık 350 m2'lik kısmının komşu parsele dahil edildiğini ileri sürerek, çekişme konusu kısmın tespite itirazının kabulü ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "...bilirkişinin raporunda, ilk tesis kadastrosunun 1982 yılında 766 sayılı Kanuna göre fotogrametrik yöntemle tespit edilip planimetre ile alan hesabı yapıldığını, teknik olarak yetersiz kalması nedeniyle uygulama kapsamına alınarak güncelleme yapıldığını, davacıya ait taşınmazın 19.500,00 m2 yüzölçümüyle tarla vasfıyla tapuya tescilli iken 1.246,64 m2 azalışla 18.253,36 m2 yüzölçümüyle askı ilanına alındığını, davalının taşınmazı ile ortak sınır konusunda mahalli bilirkişilerin tam bilgisi olmamakla beraber sınırdaki zeytin ağaçlarının niteliği gereği sınır olmasının doğru olmadığını beyan ettikleri, 1975 tarihli hava fotoğrafları ve ortofoto incelemeleri ile dava konusu taşınmazların sınırlarının hiç değişmediğini, ortak sınırın sabit sınır niteliğinde olduğunu, 22/a uygulaması ile tespit edilen sınırla uyumlu olduğunu , aynı harita üzerindeki farklı renklerde yapılan çakıştırma ile de durumun ortaya çıkarıldığı, davaya konu taşınmazdaki alan farklılığının nedeninin parsel sınırının değişmesinden değil dava konusu olmayan diğer parsellerle belirlenen sınır tipi, ölçü, hesaplama tekniği, sınır hattında bulunan kırıkların ölçülmeyerek düz geçirilmiş olması ve teknoloji farklılığından kaynaklandığını belirttiği, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına göre de zeytin ağaçlarının sınırlardan en az 3 metre içeride olması gerekliliğine dair beyanları , hava fotoğrafları, tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosuna ait tüm kadastral evraklar, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A maddesi, yönetmelik ve genelge hükümlerine uygun olarak..." yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; ''...tesis kadastro tespit tarihine en yakın tarihli hava fotoğrafının 1975 tarihli olmasına, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesis kadastrosunun fotogrametrik yöntem ile yapılmasına, bilindiği üzere bu yöntemde tesis kadastrosunun belirlenmesine esas alınan teknik belgenin hava fotoğrafı olmasına, hükme esas alınan bilirkişiler raporunda "1975 yılı hava fotoğrafı incelendiğinde dava konusu sınırın hiç değişmediği ve 22/a uygulaması ile belirlenen sınır ile uyumlu olduğunun" bildirilmesine, bu hali ile gerçeğin bir resmi olan hava fotoğrafları ile değişmediği belirlenen sınırın sabit sınır olarak alınmasında bir hata...'' bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun
esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.