Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2991 E. 2024/7785 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen eksikliğin/yanlışlığın düzeltilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosunda hata bulunmadığı, yolun ve evin tesis kadastrosundan sonra yapıldığı, uyuşmazlığın ifraz haritası esas alınarak çözümlenmesi gerektiği, uygulama kadastrosunun eski hataları düzeltmek amacıyla yapıldığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarını çözmek için kullanılamayacağı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2023/13 E., 2024/2 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairemizce bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Piraziz ilçesi Kaleyanı köyü çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 1606 parsel sayılı 8750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 430 ada 98 parsel numarasıyla 8.461,56 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edildikten sonra, davacının itirazının kadastro komisyonunca kabul edilmesi neticesinde taşınmazın yüzölçümü 10.206,92 metrekare olarak düzeltilmiş; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 442 parsel sayılı 4800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 430 ada 97 parsel numarasıyla 5.344,39 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini / sınırının yanlış belirlendiğini ve eksikliğin / yanlışlığın davalıya ait 430 ada 97 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen önceki tarihli hüküm Yargıtayca bozulmuş olup hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... dosya arasına gelen bilgi ve belgelerden, davaya konu taşınmazların 1978 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında ilk önce bir bütün olarak 442 parsel numarası altında tespit edildikten sonra 1979 tarihli kadastro komisyon kararı ile ifraz edildiği ve davacıya ait taşınmazın 1606 numarası ile tespit edildiği ve kadastro komisyon kararına ifraz haritasının ekli olduğunun görülmekte olduğu, nitekim, ifraz haritası incelendiğinde de, fiilen zeminde olan yolun bu haritada görülmediği, dolayısıyla yolun, taşınmazların ifrazen tesciliden sonra,bir başka ifade ile, tesis kadastrosu kesinleştikten sonra açıldığı haritadan anlaşıldığı gibi dosyaya yansıyan beyanlardan da davalıya ait 97 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin de kadastro tespitinden sonra yapıldığının ve yolun da 1990 lı yıllarda açıldığının anlaşıldığı, yine ifraz krokisinin incelenmesinde taşınmazlar üzerinde uygulama kadastrosu sırasında var olan yapılarda (ev, taş duvar vs.) görünmediğine göre uyuşmazlığın ifraz haritası esas alınmak suretiyle çözümlenmesinin gerektiği, zira, uygulama kadastrosunun amacının, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin, sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek olduğu, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik olup mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının da uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı açıklanarak, 22.01.2021 tarihli teknik bilirkişi raporunda da tesis kadastrosunda pafta ve tersimat hatası bulunmadığının bildirilmesine ve yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı üzere tesis kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazlar arasında sabit sınır sayılabilecek yapılarında (ev, taş duvar vs.) bulunmadığının anlaşılmasına göre mahkemece tesis kadastro paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının isabetsizliğine ... " değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ve çekişmeli 430 ada 98 parsel ve 430 ada 97 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptali ile 25.12.2023 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 495.45 m2 lik bölümün 430 ada 97 parselden ifrazı ile 430 ada 98 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline; 25.12.2023 tarihli teknik bilirkişi raporu ve eklerinin kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ulamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Davalı tarafça yatırılan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.