Logo

8. Hukuk Dairesi2024/301 E. 2024/2370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait parselin yüzölçümünün azalması nedeniyle, eksik kalan kısmın komşu Hazine arazisinden davacıya iadesi talebiyle açılan davada, mahkemenin eksik inceleme yapıp yapmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, hükmen ifrazdan sonra oluşan pafta ile uygulama kadastrosu paftasını çakıştırarak değerlendirme yapmadan ve davalı Hazine aleyhine açılan davanın hangi kısımlarının kabul edileceğini tespit etmeden karar vermesi, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/43 E., 2023/17 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 2197 parsel sayılı 66.974,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 118 ada 14 parsel numarasıyla 64.852,54 metrekare yüzölçümlü olarak; davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1414 parsel sayılı 39.700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 118 ada 15 parsel numarasıyla 29.240,77 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilen davacı ... ve müşterekleri dava dilekçelerinde; uygulama kadastrosu sırasında adlarına kayıtlı bulunan ... ilçesi ... Köyü 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını, eksikliğin komşu 118 ada 14 parsel sayılı taşınmazda kaldığını ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmişlerdir.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; " Mahkemece, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmadığı; teknik bilirkişiden, tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmadığı, yalnızca dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu sonucunda oluşan sınırlarını ve davacının talebine konu taşınmaz bölümünün sınırlarını gösterir teknik bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulduğu, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceği açıklanarak, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınması, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinimiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, dava konusu 118 ada 14 parsel (eski 2197 parsel) ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptaline, 118 ada 15 parsel (eski 1414 parsel) sayılı taşınmaza 13/11/2023 havale tarihli fen bilirkişi raporunun ekinde yer alan ifraza esas harflendirilmiş kroki ile koordine özet ve alan hesabı cetvelinde "B" harfi ile koordinatları ile gösterilen 20.489,76 metrekarelik kısmın eklenmesine ve 49.730,53 metrekare yüzölçümü ile tesciline, dava konusu 118 ada, 14 parsel (eski 2197 parsel) sayılı taşınmazdan "B" harfi ile koordinatları ile gösterilen 20.489,76 metrekarelik kısmın çıkartılmasına ve 44.362,78 metrekare yüzölçümü ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, fen bilirkişi raporu esas alınarak, uygulama kadastrosu çalışmasının hatalı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar 1983 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında tek parça halinde, eski 1414 parsel numarasıyla 106.675 metrekare yüzölçümlü olarak ... ve müşterekleri adına tespit edildikten sonra, Hazine'nin açtığı dava üzerine, ... Tapulama Mahkemesinin 19.06.1991 tarihinde kesinleşen 1991/1-25 Esas, Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilerek, 66.974 metrekare bölümü Hazine adına, kalan 39.700 metrekarelik bölümü ise davalılar adına tescil edilmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, tesis kadastrosuna ilişkin kroki ile uygulama kadastrosu krokisi çakıştırılmış, ve "Kroki-5" olarak gösterilmiş olup, anılan kroki incelendiğinde, uygulama kadastrosu paftası ile ifraz krokisinin çakışmadığı ve böylelikle, hükmen ifrazdan sonra oluşan paftanın dikkate alınmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi kuruluna dosya yeniden tevdii edilerek, Tapulama Mahkemesi kararı ile yapılan hükmen ifraz sonucu oluşan pafta (ifraz korkisi) ve uygulama kadastrosu paftası çakıştırılarak aynı kroki üzerinde farklı renklerle gösterildiği ek rapor düzenlemeleri istenilmeli ve bundan sonra, uygulama kadastrosu paftasının, hükmen ifraz krokisi ile çakışmayan bölümlerinin bulunması halinde, davalı Hazine aleyhine açılan davanın bu kısımlar yönüyle kabulüne karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.