"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2148 E., 2024/49 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/65 E., 2021/484 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Antalya Kadastro Mahkemesince verilen ve kesinleşen hükmün tavzih edilmesinin istenilmesi üzerine 08.11.2023 tarihli ek kararla tavzih talebinin reddine karar verilmiş, iş bu ek karara karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ek kararın kaldırılmasına ve talebin reddine karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Antalya ili ......ilçesi .....Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında, 138 ada 4 parsel sayılı 4.084,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde, mülga 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanun ile 5602 sayılı Tapulama Kanunu, 509 sayılı Kanun ve 766 sayılı Kanunlara göre yapılan kadastro/tapulama çalışmalarında, kadastroya tabi tutulmayarak tespit harici bırakılan yerden olduğu belirtilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Antalya ili...... ilçesi...Mahallesi 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, Hazineye ait olup tespit dışı bırakılan ve ilk tesis kadastrosu yapılırken kimsenin kullanımında olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden iken yapılan çalışma sonucunda taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davalı açısından oluşmadığını, yapılan çalışmaların kanun ve genelge hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... mahalli ve tespit bilirkişileri ile davalı tanığının, taşınmazın sürülü olan bölümünün (A) harfi ile gösterilen bölüm) güneyindeki 609 parsel ile bir bütün olarak 1980'li yıllardan beri davalının babası Tahsin ve vefatından sonra davalı tarafından devamlı suretle ekin ekildiğini beyan ettikleri, mahkeme gözleminde taşınmazın kuzey ve doğu bölümünün (B) ve (C) harfiyle gösterilen bölümler) çalılık olduğunun, kalan kısımların 609 parsel ile bir bütün halinde sürülü olduğunun gözlemlendiği, taşınmazın güneyindeki 609 parselin tapulama tutanağı incelendiğinde, uygulanan vergi kaydının - dava konusu parsele bakan - kuzey yönünü dere okuduğunun, dere ile dava konusu taşınmaz arasında 20 - 30 metre kot farkı bulunduğunun, taşınmazın dereden kazanılan yerlerden olmadığının raporda belirtildiği gibi bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ve toprak yapısının incelenmesinde taşınmazın (B) ve (C) bölümlerinin imar ihya edilmediğinin, (A) bölümünün ise imar ihya edilerek tarım toprağı vasfının oluştuğunun ve hava fotoğrafları ile uydu görüntülerinde tarım yapıldığının açıklandığı, bu haliyle taşınmazın (A) bölümü yönünden davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun, (B) ve (C) harfiyle gösterilen bölümler yönünden ise zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. madde gereğince yapılan kadastro tespitinin iptaline, 28.07.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.169,11 metrekarelik kısmın 138 ada 4 parsel numarası ile ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan (B) harfi ile gösterilen 534,21 metrekarelik kısım ile (C) harfi ile gösterilen 380,75 metrekarelik kısmın ifraz edilip ayrı ayrı 138 adanın son parsel numarası verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacı ... vekilinin temyizi üzerine hüküm Dairemizce onanarak kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra, Korkuteli Tapu Müdürlüğünce; dosya aslı 17.10.2023 tarihinde İlk Derece Mahkemesine gönderilerek hükmün infaz edilemediğinden bahisle tavzih kararı verimesi istenilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ek kararıyla; "dava tarihinden sonra 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince çalışma yapılması sebebiyle kararın infazının yapılamadığı, mahkeme kararında ve kararın ek yapılan bilirkişi raporunda herhangi bir yazım, yüzölçümü veya koordinat hatası bulunmadığı" gerekçesiyle tavzih isteminin reddine karar verilmiş, ek karara karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "... dava dışı Korkuteli Tapu Müdürlüğü tarafından tavzih isteğinde bulunuduğu, davada taraf sıfatı bulunmayan Tapu Müdürlüğünün tavzih talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına ve tavzih talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ:Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.