"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/128 E., 2014/305 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Hasımsız görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm, Teftiş Makamı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili istenmiş; İlk Derece Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın kabulüne dair karar Teftiş Makamı ... vekilince; tesciline karar verilen senet hakkında ...'nün görüşü alınmadığı, vakıf senedinin 4. maddesindeki 1.000.000 TL olan malvarlığının 1,00 TL olarak değiştirildiğini, değişiklik senet tarihi "2014" olmasına rağmen kararda maddi hata sonucu "2015" olarak yazıldığını, değişikliklerin sicile tescili yeterli iken değişikliklerin Resmi Gazete'de yayımlanmasına karar verildiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Dava, vakıf senedinde yapılan değişikliğin tescili istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu; yürürlükteki vakıf senedi getirtilip yapılan değişiklikler denetlenmeden ve değişiklikler hakkında Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşü alınmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
1. Duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK.nun 17-18 inci maddelerinde öngörülen şikayet başvurusu gibi). Kanunu'nun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez.
Bilindiği üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27 inci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa'nın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.
Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 inci maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece, davalı taraf dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
2.Vakfın sadece değiştirilmesi istenilen maddeler dışında gerekli olmadığı halde vakıf senedinin tamamının yeniden düzenleme şeklinde noterden hazırlanması sırasında, maddi hatalar yapılması ve gerek olmadığı halde kurucu iradeye aykırı olacak şekilde vakfın malvarlığını düzenleyen 4 üncü maddede değişikliğe gidilmesi,
3. Davacı Vakıf, 3294 sayılı Kanun'la kurulduğuna ve sermayesi bu Kanun'la 1.000.000,00 TL olarak tespit edildiğine göre, bu tespitin dışına çıkılarak vakfın kuruluş sermayesinin 1,00 TL olarak değiştirilmesi,
4. 5072 sayılı Dernek Ve Vakıfların Kamu Kurum Ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun'un 2. maddesinin "e" bendi gereği "Dernek ve vakıf organlarında görev alan kamu görevlileri, bu görevleri nedeniyle ücret, huzur hakkı veya başka bir ad altında herhangi bir karşılık alamaz." düzenlemesi getilmiş ancak aynı Kanun'un 1 inci maddesinin 2 nci fıkrasında ise, kanunla kurulan dernek ve vakıfların, bu Kanunun kapsamı dışında tutulmuş olup, davacı Vakıf da, 3294 sayılı Kanun'la kurulduğuna göre bu kanun hükümlerine tabi olmadığından, kurucu iradeye aykırı olarak Senedin 12 nci maddesinin mütevelli heyetinin fahri çalışacağı ve huzur hakkı veya herhangi bir ad altında ödeme yapılmayacağı şeklinde değiştirilmesi,
5.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 112-113 ve Vakıflar Yönetmeliği’nin 14 üncü maddeleri gereğince değişiklik senedi olarak düzenlenen senetle ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşü alınmadan karar verilmiş olması,
6.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 104. maddesinin 3 üncü fıkrasına göre mahkemenin tescil kararından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezi sicile kaydolunan vakfın sadece Resmi Gazete ile ilân edileceği hükme bağlanmış olup, senet değişikliklerinin ilân edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı halde mahkemece değişiklik kararının Resmi Gazete'de ilânına karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş; yürürlükteki vakıf senedi dosya içerisine alınıp duruşma açılarak davacı tarafa öncelikle değişiklikler için vakfın yetkili organının vereceği karar doğrultusunda yeniden düzenleme şeklinde noter senedi hazırlatılması ve Türk Medeni Kanunu’nun 112-113 ve Vakıflar Yönetmeliği’nin 14 üncü maddeleri gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünün de görüşü alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermektir.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle,
Teftiş Makamı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.