"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/213 E., 2024/124 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Sınırları dava dilekçesinde yazılı bulunan 3000 m2'lik arsa ve evi müvekkilinin 20 yılı aşkın bir süredir nizasız, fasılasız olarak kullandığını, taşınmazın mera olmadığını, Hazine ve diğer 3 üncü kişilerle bir ilgisinin bulunmadığını beyanla dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde yazılı olan ve krokide (A) harfi ile gösterilen 2.639,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkında davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince evvela ilamda belirtilen eksiklikler için geri çevirme yapılmış, ikmal sonrası hükmün 16.01.2018 tarihli ve 2017/6950-2018/136 sayılı karar ile davaya Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının katılımının sağlanması gereği ile taraf teşkili yönünden, kabule göre de Türk Medeni Kanunu'nun 713 . maddesi gereğince yargılama sırasında yapılması gereken ilanların, noksan ikmali sonrasında yapılması yerinde görülmeyerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bozma öncesi gibi verilen karar, davalılardan Maliye Hazinesi vekili ve davacı vekilince katılma yolu ile temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.10.2022 tarih ve 2022/5139 Esas 2022/8137 Karar sayılı kararı ile; "...Mahkemece taşınmazın niteliği ile davacının amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığının kesin olarak belirlenmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesinin doğru olmadığı, mahkemece, yöreye ait dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesi tarihli hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ilgili Yargıtay ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişileri aracılığıyla yeniden keşif yapılması gerektiği, keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek belirlenmesi; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile nizalı taşınmaz üzerinde bulunan evin inşa tarihinin açıklandığı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınması, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...Davacının dava konusu taşınmazdaki imar ihyasını 2011 tarihinde tamamladığı, taşınmazın evvelinin taşlık bir arazi olduğu, davacının kullandığı yerdeki taşları temizlediği, ağaç dikerek kullandığı, ev ve havuz yaptığı, yapıların dava tarihi olan 2011 tarihinde 8-9 yaşlarında olduğu, davacının zilyetlikle edinim süresini tamamlamadığı, davalı ...'nin tescil talebi bulunmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davacı vekilince katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
1.Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2.Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; davalı ... vekilinin 03.11.2011 tarihli celsedeki beyanında ve 30.05.2013 havale tarihli beyan dilekçesinde taşınmazın TMK 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tescilini talep etmesine rağmen Mahkemece Hazine'nin tescil talebinin bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, Mahkemece dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Kanunun Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.