"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekil tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla: dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde: müvekkili olan davacının 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun)
kapsamında satın aldığı ....mahallesi 882 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 400,00 m2’lik kısmının aynı Kanun kapsamında davalıya satışı yapılan 883 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " davacı tarafından 6831 sayılı Orman Kanunu' nun (6831 sayılı Kanun) 2/B madde uygulamasına ilişkin açılmış bir dava bulunmadığı, kullanım kadastrosu keşinleşerek tapuya tescil edilen ve Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tescil edilen taşınmazların tapu iptaline yönelik davanın dinlenilme olanağının olmadığı, taraflara ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğundan dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6292 sayılı Kanun kapsamında satışı yapılan taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.