Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3215 E. 2024/4014 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ve asli müdahilin, Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki zilyetlikleri nedeniyle tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 1948 yılında yapılan orman tahdidi çalışmasında orman sınırları dışında kaldığının tespit edilmesi ve bu nedenle zilyetlikle kazanıma elverişli bir yer olduğunun anlaşılması, davacı ve asli müdahilin zilyetlik iddialarının ve imar ihya faaliyetlerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/332 E., 2019/513 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gemlik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/376 E., 2019/87 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı ve asli müdahil tarafından davalı Hazineye karşı açılan davanın reddine, dahili davalı ...'a açılan davanın ise konusuz kaldığından bahisle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın, davacı ve asli müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ve asli müdahil vekili dava ve müdahale dilekçelerinde özetle; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2013 yılında yapılan kadastro çalışması sonucu tapuya, senetsizden davalı Hazine adına tarla vasfıyla, üzerindeki zeytin ağaçlarının ...'a ait olduğu şerhi ile 7.825,52 m2 yüzölçümlü olarak tescil edilen Bursa ili Gemlik ilçesi Büyükkumla Mahallesinde kain 2667 parsel sayılı taşınmazın, müvekkilleri tarafından imar ihya edilerek tarıma elverişli ... getirildiğini ve zeytin ağaçları dikildiğini, 50 yıldır da zilyedi olduklarını belirterek, taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, şerh sahibi dahili davalı ... yargılama sırasında lehine olan şerhi tapu kaydından terkin ettirmiştir.

Davalı Hazine cevabında; davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun 1948 yılında yapılarak kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığını, yine 1989 yılında 6831 sayılı yasanın 3302 sayılı yasa ile değişik 2/B maddesine göre yapılan ve 1990 yılında kesinleşen kadastro çalışmalarında da dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığını, orman mühendisi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, en eski hava fotoğrafı olan 1943 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın tamamının çalılık olduğu, eğiminin de klizimetre ile yapılan ölçüm sonucunda % 20 olduğunun tespit edildiği, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise taşınmazın eğiminin % 20 olduğu, üzerinde 30-35 yaşlarında, fen bilirkişisinin raporunda A ile gösterilen kısımda yaklaşık 110 adet, B ile gösterilen kısımda yaklaşık 100 adet zeytin ağacı bulunduğunun belirtildiğini, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağının açık olduğu, teraslama ve hafriyatla taşınmazın eğiminin düşürülmesinin taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmeyeceği, bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği gibi 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesinde % 12'den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 26/j maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış yerlerin orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceğinin hükme bağlandığı, öte yandan salt eğiminin yüksek olması bir yerin kazanılmasına engel olmadığı, yüksek eğimle birlikte söz konusu yerin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında fundalık ve çalılık olmasının da gerektiği, somut olayda, dava konusu taşınmazın en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında çalılık vasfında olduğu gibi eğiminin de % 20-25 olduğu, davacı ve asli müdahilin taşınmazı çalılık iken temizleyerek tarla haline getirip zeytin diktiği dosya kapsamına göre sabit olduğu, ayrıca dahili davalı tarafından taşınmazın tapu kaydındaki şerhin haricen kaldırtıldığı" gerekçesiyle, davacı ve asli müdahil tarafından davalı hazineye karşı açılan davanın reddine, dahili davalı ...'a açılan dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; iş bu karar, davacı ve asli müdahil vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi neticesinde; "Dava konusu taşınmazın en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında çalılık vasfında olduğu gibi eğiminin % 20 olduğu, davacı ve asli müdahilin çalılıkları temizleyerek tarla haline getirdiği, daha sonra zeytin dikildiği dosya kapsamıyla sabit olduğuna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı" gerekçesiyle, davacı ve asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında seri bazda yapılan orman tahdidi, 24.09.1988 tarihinde kesinleşen daha önce sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu, aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 3302 sayılı Kanun'la Değişik 2/B madde uygulaması, 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları vardır.

İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazın öncesinin yüksek eğimli çalılık, diğer bir deyişle, öncesi itibariyle orman sayılan yer olduğu, tahdit dışında olsa da 6831 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi uyarınca her zaman orman sınırları içine alınabileceği, bu nedenle zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya kapsamı ile usul ve kanuna aykırılık oluşturmaktadır.

Şöyle ki; kural olarak, 4785 sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun) gözetilmek suretiyle orman tahdidi yapılıp, kesinleşmişse; bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının orman mühendisi aracılığıyla yerine uygulanması yoluyla çözümlenir. Ancak 3116 sayılı Orman Kanunu'nun (3116 sayılı Kanun) 5 inci maddesinde ve 6831 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin ilk halinde Devlet ormanlarının ve bu ormanlarla içinde ve bitişiğindeki her nevi arazi ile sınırları tespit olunarak, sınırlamasının orman tahdit komisyonlarınca yapılacağının öngörüldüğü, sonradan yürürlükten kaldırılan bu maddeler gereğince, ilçe ve köy idari sınırları ile bağlı kalınmaksızın seri usule göre Devlet ormanlarının kadastrosu yapılması hükme bağlanmış olup, tahdidi yapılan orman serisine bitişik olan ve tahdit dışında bırakıldığı açıkça belirtilen taşınmazlar yönünden geçerli bir orman kadastrosunun var olduğu kabul edilir iken, serinin dışında kalan taşınmazlar yönünden geçerli bir orman kadastrosunun varlığından sözedilemeyeceği, bu durumda orman araştırmasının eski tarihli belgeler esas alınarak yapılacağı kabul edilmektedir.

Anlatılan bu ilke çerçevesinde somut olayı değerlendirdiğimizde; dava konusu taşınmazın 1948 yılında yörede seri bazda yapılıp kesinleşen çalışmada tahdit sınırına bitişik olarak tahdit dışında kaldığı anlaşılmakla, çekişmeli taşınmaz yönünden geçerli bir orman kadastrosunun varlığının kabulü zorunludur.

Hal böyle olunca; çekişmeli 2667 parsel sayılı taşınmazın 1948 yılında orman sınırları dışında kaldığından orman olmadığı sabit olmakla, zilyetlikle kazanıma elverişli yerlerden olduğu anlaşılan dava konusu yer hakkında davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, dosya kapsamında yer alan ziraat bilirkişi raporunda; keşif tarihi olan 2017 itibariyle çekişmeli taşınmazın fen raporunda (A) harfi ile gösterilen ve davacının adına tescil istediği yer üzerinde 110 adet, (B) harfi ile gösterilen ve asli müdahilin adına tescil istediği yer üzerinde ise 100 adet düzenli dikilmiş 35 yaşında Gemlik tipi zeytin ağacı bulunduğu ve ağaçların bakımının tam, eksiksiz olarak yapılmış olduğunun belirtildiği anlaşıldığına göre; taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 16.08.2008 tarihinde kadar imar ihya ile zilyetlikle kazanım koşullarının davacı ve asli müdahil lehine oluştuğu göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırılık oluşturduğundan, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle;

Davacı ile asli müdahil vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ile ...'a iadelerine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.