Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3259 E. 2024/5570 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılan taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ve davacı adına tescili istemli davada, idari işlem niteliğindeki satış işlemine karşı dava açılması gerekirken tapu iptal ve tescil davası açılmasının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminin iptali için idari yargı yoluna başvurulması gerekirken, doğrudan tapu kaydının iptali ve tescil davası açılmasının yasal dayanağı olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/358 E., 2024/395 K.

KARAR : İstinaf başvurunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/358 E., 2024/395 K.

Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunu (6292 sayılı Kanun) uyarınca satışı yapılan taşınmazın tapuya kayıdının kısmen iptali ile davacı adına tescili, aksi halde tazminat ödenmesi istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekil tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucu, İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 126 ada 6 parsel sayılı 209,59 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 10 yıldan beri ..., ... ve ...'ın ve üzerindeki 4 katlı binanın ..., ... ve ...'ın kullanımında olduğu " şerhi verilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, taşınmazın 69.86 hissesi 6292 sayılı Kanun gereğince 04/12/2013 tarihli satış işlemi ile davalı ... adına, 69.86 hissesi 27.12.2013 tarihli satış işlemi ile davacı ... adına ve 69.87 hissesi ise 14/08/2014 tarihli satış işlemi davacı adına tapuya tescil edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; İstanbul ili ... ilçesi ... Mahallesi 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 3/5 payı müvekkili olan davacıya ait iken her nasılsa 1/3 pay verildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın 3/5 payının davacıya adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevabında; davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Asıl dava yönünden, " davanın 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminden sonra açıldığı, davalıya ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğu, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil, tazmin istemli dava açılamayacağı " gerekçesiyle asıl davanı reddine; birleşen dava yönünden ise, " birleşen davanın davalısının da tapu kayıt maliki olmadığının anlaşıldığı " gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekilinin tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.