"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna ititaz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
İstanbul ili Beykoz ilçesi Yeni ... çalışma alanında yapılan kullanım kadastrosu sonucu, 1250 ada 126 parsel sayılı 335,39 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, "İş bu taşınmaz üzerinde 4 katlı kagir ev 25 yıldan beri ... oğlu ...'nin fiili kullanımındadır. İş bu taşınmaz bahçe olarak 25 yıldan beri ... oğlu ...'nin fiili kullanımındadır" şerhi yazılmak suretiyle bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; vekil edeni olan davacının ... 1250 ada 130 parseli yaklaşık 30 senedir kullanmakta olduğunu, 2011 yılında yapılan kullanım kadastrosunda 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahipliğini kazandığını ve tapusunu almak maksadıyla başvuruda bulunduğunu, bilahare kullanımındaki eklenti ve garaj kısmının lehine tespit edilmediğini, komşu 1250 ada 126 parsel içinde bırakıldığını öğrendiğini ileri sürerek, davacının arsasının bitişiği olan ve yanlış ölçülen alanla ilgili gerekli kadastral düzeltmenin yapılmasına, dava konusu alanın aidiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ile hak sahibi olunan taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmesini talep ettikten sonra, 22.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, davaya konu yerin yol olduğunun tespit edildiğini bildirerek, 126 parselden raporda belirtilen 15,11 m2lik alanın iptali ile yol olarak tescilini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen önceki tarihli hüküm Dairemizin 08.05.2023 tarih ve 2021/10771 Esas 2023/2789 Karar sayılı kararı ile "... yargılama sırasında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişileri ve tanıkların, dava konusu olan 15,11 m2' lik alanın kadimden beri yol olarak kullanıldığını belirttiklerine göre, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçelerle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığına..." işaret edilerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen davanın reddine dair hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Çekişme konusu taşınmaz bölümünün yer aldığı 1250 ada 126 parsel sayılı taşınmaz, 6292 sayılı Kanun uyarınca 14.12.2022 tarihinde kayden satış sonucunda dava dışı ... ve ... adlarına tapuya tescil edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda "... uyuşmazlığa konu 1250 ada 126 parselin Takbis üzerinden alınan güncel tapu kayıt örneğine göre, 14.12.2022 tarihinde muhtelif paylarla, dava dışı gerçek kişilere 6292 sayılı yasa uyarınca satışla devredildiği tespit edildiği; davacı vekilinin yeni kayıt maliklerinin davaya taraf olarak eklenmeleri suretiyle davaya devam edilmesi ve talepleri gibi karar verilmesi talebinin, davanın nev'i itibariyle yerinde bulunmadığı, uyuşmazlığa konu parselin yargılamanın devamı sırasında idari satış yoluyla devri nedeniyle, davanın konusuz kaldığı.." şeklindeki gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın açıldığı tarihte davacının haklılık durumu nazara alındığında da, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi kararı davacı vekili tarafından esasa; davalı Hazine vekili tarafından ise yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan alınan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.