"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/252 E., 2024/141 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen vakıf evladı olduğunun tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin davanın niteliği yönü ile reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacı ...'nin Nesime Hanım ... Oğlu ... Ağa Vakfının vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacının Nesime Hanım İbneti ... Oğlu ... Ağa Vakfı'nın gelir fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ise Dairenin 14.12.2022 tarihli ve 2022/2451 Esas, 2022/10258 Karar sayılı ilamı; aynı talepli olarak davacı ve diğerleri tarafından davalı ... aleyhine "Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/218 Esas sayılı dosyası üzerinden 11.05.2010 tarihinde açılan davanın akıbeti araştırılarak dosyanın derdest olması halinde derdestlik dava şartından, kesinleşmiş ise kesin hüküm nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi" gerekçesi ile bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme sonucunda; Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/218 Esas sayılı dosyasının bozma kararları sonrası en son 2021/60 Esasını aldığı, 2021/133 Karar sayılı ilamı ile de 08/09/2021 tarihinde kesinleştiği, mahkememizde açılan dava ile Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın aynı taleplerle, aynı taraflar tarafından, aynı konu üzerineden davanın açıldığı kararın kesinleştiği, yukarıda bahsi geçen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin karara bağlanarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturduğu, bu nedenle eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle talep edilemeyeceği anlaşılmış, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/i maddesi gereğince dava şartı yokluğundan 6100 sayılı Kanun'un 115/2 nci Maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili İlk Derece Mahkemesi kararına karşı verdiği temyiz dilekçesinde; Mahkemece, davacı müvekkilinin batın şartı yerine getirildikten sonra açılan ve galleye müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti yönünde vermiş olduğu kararda direnmesi gerekirken bozmaya uymasının hatalı olduğunu, önemle belirtmek gerekir ki: kesinleşen kararın "mahalli mahkemenin davacıların sadece vakıf evladı oldukları yönündeki tespit kararı" olduğunu, galleye müstehak vakıf evlatlığı yönünden ise üst batında yaşayan vakıf evladı olduğu gerekçesi ile henüz dava açma ... oluşmadığından/şart gerçekleşmediğinden iş bu talebin reddedildiğini, derdestlik ve kesin hüküm şartlarının oluşmadığı ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk hukukunu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
Dava dilekçesindeki talep ve dosya kapsamına göre dava, vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına, şahsa bağlı davalarda vefat eden davacı mirasçılarının davaya dahil edilmesinin onlara taraf sıfatı kazandırmayacağına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi