"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/930 E., 2024/371 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadastro tespitine itiraz talebi yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/3 E., 2023/4 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadastro tespitine itiraz talebi yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ...vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kırşehir ili Merkez Akçaağıl Köyü sınırları içinde bulunan 101 ada 347 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak orman alanlarında yapılan 2/B uygulaması ve sınırlandırma işlemlerinin yapıldığını ve askı ilanı asıldığını, bu çalışmalar sonucunda Akçaağıl Köyünde orman ile ilgili bulunmayan köy halkının evlerinin ve köye ait spor sahasının orman sınırı içinde yer aldığını, bu alanan daha önce Milli Emlak Müdürlüğü tarafından kum ocağı olarak işletildiğini, kumun çekilmesi sonucunda bu alanın meraya terk edildiğini, Akçaağıl Köyünde orman çalışmalarının 1974-1975 yıllarında başlatıldığını ve orman alanının tel örgü ile çevrildiğini, telin dışında kalan kısımlarına hiç bir şekilde ağaç dikilmediğini, ağaçlandırma yapılmayan kısmın kumluk alan olduğunu, müvekkilinin bu tel örgü dışında kalan alanda evinin bulunduğunu, müvekkilinin bu evini 1978-1979 yıllarında yaptığını, evini yaptığı yerin tel örgünün 40-50 metre uzağında olduğunu, yine müvekkilinin imar affından faydalanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığından 19.12.2018 tarihli yapı kayıt belgesi aldığını, evin yerinin orman ile bir ilgisinin bulunmadığını tüm bu nedenlerle yapılan alan sınırlandırmasının kaldırılarak bu alanın ifraz edilerek davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda 1974-1975 yıllarında orman çalışması yapıldığını, davacı tarafın iddia etmiş olduğu gibi tel örgü ile davacının evi arasında bulunan kısımda bitki örtüsü bulunmadığı hususunu doğru olmadığını, 2/B uygulama yönetmeliğine göre orman olan yerlerde orman örtüsü tamamen bulunmasa bile bu yerlerin orman olarak muhafaza edildiğini, o bölgede bitki örtüsü bulunmamasının bir önemenin olmadığını, Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerler ile ilgil olarak zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla mülkiyet kazanmanın mümkün olmadığını, bu nedenle davacının 1978 yılından beri bu yeri kullandığı iddasının bir önem ifade etmediğini, dava konusu parselin tamamının orman alanı olduğunu, yine yapı kayıt belgesi verilmesinin parselin mülkiyeti ile ilgisinin olmadığını, bu belgeyi kanıt göstererek mülkiyet iddiasında bulunulamayacağını, 2/B uygulama mevzuatına göre 31.12.1981 yılından önce orman vasfını yitirmiş yerlerin başka amaçlarla kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen arazilerin orman dışına çıkarılabileceğini, dava konusu parselin 2/B uygulaması kapsamında orman dışına çıkarılma şartlarını taşımadığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerler ile ilgil olarak zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla mülkiyet kazanmanın mümkün olmadığını, dava konusu parselin 2/B uygulaması kapsamında orman dışına çıkarılma şartlarını taşımadığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın 2/B uygulamasıyla çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılarak taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesine ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 28/b maddesi kapsamında gerekli şartları taşımadığı, orman alanı dışına çıkarılamayacağı, 3402 sayılı Kanun’un 5831 sayılı Tapu Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la (5831 sayılı Kanun) değişik Ek-4 üncü maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2 nci maddesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadastro tespitine itiraz talebi yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili ve davalı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı ...vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
427,60 peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.