Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3346 E. 2024/5337 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının zamanaşımı yoluyla zilyetlik iddiasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uygun olarak yaptığı yargılama ve delil değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ayrıca taraf lehine ve aleyhine kazanılmış hak oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında Menderes İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 20 parsel sayılı 3.874,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz içinde ev olan tarla vasfı ile 20 yılı aşkın bir zamandan beri ...'nın nizasız ve fasılasız zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte zilyetlikle iktisap edilemeyecek yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır

Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 tarihli ve 2017/840 Esas, 2020/3386 Karar sayılı kararı ile ".. taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliğinin kesin olarak belirlenmediği, dava konusu taşınmazın imar planında kalıp kalmadığının üzerinde durulmadığı, dava konusu taşınmazla ilgili yapılan ancak yetersiz olan hava fotoğrafı incelemesiyle yetinildiği dava konusu taşınmaz üzerine sadece ev yapmanın imar ihya olarak değerlendirilemeyeceği ve gerekirse muhdesatın aidiyeti kararı verilebileceğinin gözardı edildiği, ayrıca mahalli bilirkişi beyanları ile zirai raporun da çeliştiği halde bu çelişki üzerinde de durulmadığı açıklanarak; taşınmazın tespit tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilmesi, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınması ve taşınmazın imar planı kapsamında kalması halinde imar planının onay tarihi tespit tarihinden önce ise bu tarihe kadar, sonra ise tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmesi.." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, çekişmeli 107 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tespitteki yüz ölçümü ve niteliği ile ... adına tapuya tesciline; davalı taşınmaza ait kadastro tutanağının beyanlar hanesine 02.01.2024 tarihli bilirkişi raporunda sayı ve yaşları belirtilen ve tespit tarihinden önce dikilen 53 adet zeytin ağacı ile aynı raporda cins, yaş ve sayıları belirtilen ve tespit tarihinden önce dikilen meyve ağaçlarının davacı ... ait olduğu şerhinin eklenmesine ve mevcut şerhin aynen tesciline karar verilmiş; hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.