Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3347 E. 2024/4230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosunda yapılan tespitlere itirazda bulunan Orman İdaresinin dava ehliyetinin olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinde orman olarak tescil edilmeyip mera olarak belirlenmesi sebebiyle yüzölçümü azalmayan Orman İdaresinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca dava açma ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/828 E., 2024/157 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/15 E., 2023/12 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... İdaresi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ... İdaresi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... İdaresi vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon ili Akçaabat ilçesi ... Mahallesi'nde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 Sayılı Kanun) 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarının sonuçlarının 27.10.2020-26.11.2020 tarihleri arasında askı ilanına çıkartıldığını, yayla olarak tapuda kayıtlı bulunan 1322 ada 1 (eski 184 ada 1), 1327 ada 1 (eski 188 ada 1), 1330 ada 1 (eski 200 ada 1), 1189 ada 1 (eski 197 ada 1), 1329 ada 1 (eski 189 ada 1), 1340 ada 1 (eski 209 ada 1) parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tespitlerinde hata bulunduğunu, yapılan kadastro çalışmalarında henüz orman kadastrosu yapılmamış olan ancak devlet ormanı sayılan alanlara müdahale edildiğini, çekişmeli olan taşınmaz bölümlerinin toprak yapıları, bitki örtüleri ve eğim durumları bakımından 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre orman sayılan yerlerden olduklarını, yöreye ait hava fotoğrafları, memleket haritaları ve yersel durum incelendiğinde de nizalı bölümlerin orman olduklarının görüleceğini ileri sürerek, taşınmazların uygulama kadastrosu tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların mera vasfında olduğunu, davacı tarafın iddialarını ispatlayacak derecede güçlü ve inandırıcı deliller ortaya koyamadığını, davacının iddialarının zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesi uyarınca kadastro tespitine itiraz davalarının on yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kadastro sırasında tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisinin yasal hasım konumunda olduklarını, dolayısıyla birlikte davalı olarak gösterilmelerinin gerektiğini, Yargıtayın yerleşik içtihatları uyarınca yasal hasım konumundaki Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, dava değerinin eksik gösterildiğini, gerçek değerin tespit edilerek eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, idare tarafından yapılan kadastro tespitinin doğru olduğunu, davacının iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler içerisinde açılmadığını, bu nedenle davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, çekişmeli taşınmazların mera vasfıyla devlete ait olduğunu, davacı tarafın iddialarını ispatlayacak deliller ortaya koyamadığını, iş bu taşınmazlar mera vasfıyla kayıtlı olduğuna göre tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilinin mümkün olmadığını, kadimden beri mera olarak kullanılan ve tapu da bu şekilde kayıtlı olan dava konusu taşınmazların orman olarak tapuya tescil edilemeyeceklerini, ayrıca eldeki dava bakımından yasal hasım konumunda bulunan davalı belediyenin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, davacı ... İdaresinin, dava konusu taşınmaz bölümlerinin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline yönelik talebinin eldeki davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve yargılamaya uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden devam edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulamalara yönelik davalarda davacı sıfatının, yapılan tespit sonucunda, taşınmazlarının yüzölçümü azalan tapu maliki, yüzölçümü azalan taşınmazın tescil harici taşınmaz olduğunun anlaşılması halinde ise Hazineye ait olduğu, her ne kadar Orman Genel Müdürlüğü tarafından yenileme kadastrosuna itiraz davası açılmış ise de dava konusu alana komşu alana ilişkin kayıtlar incelendiğinde dava konusu alanda orman kadastrosunun yapılmadığının anlaşıldığı, davacının dosyaya sunduğu evraklarda da dava konusu edilen mera parsellerinin dışında kalan alanlara ait Maliye Hazinesi adına orman vasfıyla kayıtlı olan orman parseli olduğuna dair herhangi bir belge de sunulmadığı, dava konusu edilen alana komşu alanın tesis kadastrosu çalışmalarında tescil harici bırakıldığının anlaşılmış olduğu, dolayısıyla, davacı ... İdaresinin dava dilekçesinde dayandığı vakıalarla, davalılar aleyhinde dava açma hakkının bulunmadığı, " gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ... İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve iş bu karar, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.