Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3384 E. 2024/7156 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hükmen orman olarak tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde zilyetlikle kazanma yoluyla tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, taşınmazın orman kadastrosu ile konumunun belirlenmesi, kesin hüküm incelemesi ve taraflar arasında akdi/ırsi irtibat araştırması yapmadan eksik inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1879 E., 2024/318 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/102 E., 2023/218 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Bafra ilçesi Yeşilyazı köyünde hükmen tescil harici bırakılan 591 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kalan, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmaz üzerinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili olan davacı yararına oluştuğunu ileri sürerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... taşınmazda davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu ..." gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ve Samsun ili Bafra ilçesi Yeşilyazı Mahallesi 591 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 24.10.2022 tarihli harita mühendisi bilirkişisi raporunun 8. sayfasında (A-1), (B) ve (C) harfleri ile belirtilen alanlar yönünden davanın kabulüne, 24.10.2022 tarihli harita mühendisi bilirkişisi raporunun 8. sayfasında (O) ile belirtilen alan yönünden davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davalılar Hazine, Orman İdaresi, ... tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "... dava konusu taşınmaz hükmen orman olarak tescil harici bırakıldığı, hükmen orman olarak tescil harici bırakılan taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı ..." gerekçesiyle, davalı ... İdaresi, ... ve Hazine vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulüne ve Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli ve 2022/102 Esas, 2023/218 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemece, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kesin hüküm başlıklı 303 üncü maddesi, "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir." hükmünü içermektedir. Bir mahkeme kararının, diğer bir davanın tarafları ve külli halefleri arasında kesin hüküm teşkil edebilmesi için mezkur maddedeki şartların sağlanması gerekmekte olup, kesin hüküm teşkil etmeyen ilamlar ancak taraflar arasında güçlü delil mahiyetinde olabilir ve güçlü delilin aksi ancak aynı mahiyette bilgi ve belge ile kanıtlanabilir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dairemizin istikrar kazanmış 25.09.2024 tarihli ve 2022/3488 Esas, 2024/5285 Karar sayılı, aynı tarihli ve 2022/8306 Esas, 2024/5284 Karar sayılı, 11.09.2024 tarihli ve 2022/4058 Esas, 2024/4780 Karar sayılı, 26.06.2024 tarihli ve 2022/6526 Esas, 2024/4291 Karar sayılı emsal ilamlarında belirtildiği üzere Bölge Adliye Mahkemesince, davacının babasının ve babasının taşınmazı satın aldığı kişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin 1975/38- 1976/14 sayılı kararının başlığında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsi irtibat olup olmadığı ve bu suretle mezkur ilamın temyiz konu davadaki taraflar hakkında kesin hüküm teşkil edip etmediği usulünce araştırılmamış, taşınmazın Yeşilyazı Mahallesinde dava tarihinden önce yapılıp 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosuna göre konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş, taşınmazın karar tarihi itibariyle içinde bulunduğu belirtilen Altınova Mahallesinde orman kadastrosu çalışmalarının yapılıp yapılmadığı araştırılmamış ve bu şekilde eksik araştırma ve inceleme sonucu hatalı kabule dayanılarak hüküm kurulmuştur.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince öncelikle, yörede dava tarihinden önce yapılıp 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosuna ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmazın karar tarihi itibariyle içinde bulunduğu Altınova mahallesinde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise bu çalışmaya ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği de dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşifte öncelikle orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli, dava konusu taşınmazın Yeşilyazı Mahallesindeki orman kadastrosu ile yapılmış ise Altınova köyünde orman kadastrosuna göre konumnu ayrı ayrı belirlenmeli, yine keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı araştırılmalı, müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklattırılıp bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı işleri da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ilk derece mahkemesinde yapılan keşifte taşınmazın davacının babası tarafından kullanıldığı ve ondan da davacıya intikal ettiğinin beyan edilmesi karşısında, nüfus kayıtları getirtilmek ve mahalli bilirkişiler ve tanıklara etraflıca sorulmak suretiyle davacının babasının taşınmazı kimden ne şekilde satın aldığı belirlenmeli, davacının babası ve varsa satın aldığı kişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin 1975/38 - 1976/14 sayılı kararının başlığında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsı irtibat bulunup bulunmadığı ve davacının babası ile mezkur mahkeme kararının başlığında adı geçen kişilerin aynı kişi olup olmadığı ve aralarında akdi ve ırsi irtibat bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, kesin hükmü bertaraf etmeye yönelik yanlış beyanlara itibar edilmemesi gerektiği dikkate alınmalı, söz konusu mahkeme kararının davacı aleyhine kesin hüküm teşkil ettiğinin belirlenmesi halinde kesin hükmün sonuçları da gözetilmek suretiyle toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre infaza elverişli şekilde bir hüküm kurulmalıdır.

Bölge Adliye Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.