"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kaabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
2009 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında dava konusu, ... ili Ulaş ilçesi ... Köyü'nde bulunan 165 ada 1, 111 ada 17, 113 ada 40, 135 ada 7, 140 ada 6, 141 ada 1, 3 ve 6, 162 ada 3, 127 ada 37, 128 ada 65, 131 ada 22 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına, 113 ada 47, 142 ada 12, 128 ada 121, 122 ada 26, 111 ada 18, 128 ada 15, 140 ada 5, 149 ada 6, 128 ada 19, 121 ada 3 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına, 101 ada 31 parsel sayılı 3233,48 m² yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... ve ... adına, 122 ada 27 parsel sayılı 4990,70 m² yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacılar ..., ... ve ..., dava konusu taşınmazların dedeleri ...'dan intikal ettiğini, kadastro tespiti sırasında bilirkişilerin yanlış beyanları sonucunda sadece davalılar adına tespit edildiğini öne sürerek dava konusu 101 ada 31, 111 ada 17 ve 18, 113 ada 40, 121 ada 3, 122 ada 26, 127 ada 37, 128 ada 19 ve 65, 131 ada 22, 135 ada 7, 140 ada 5 ve 6, 141 ada 1, 3 ve 6, 149 ada 6 ve 162 ada 3 parsel sayılı taşınmazların dedeleri olan ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Birleşen davada, davacı ..., dava konusu 122 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 325 m2 lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile kendisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada, davacı ..., dava konusu 101 ada 31, 111 ada 17, 113 ada 40 ve 47, 121 ada 3, 122 ada 26, 127 ada 37, 128 ada 15, 19, 65 ve 121, 131 ada 22, 140 ada 5 ve 6, 141 ada 1, 3 ve 6, 142 ada 12, 149 ada 6, 162 ada 3, 165 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların murisi olan dedesi ...’a ait olup, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini öne sürerek dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile dedesi ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Müdahil davacı ..., annesi ...’den intikal eden taşınmazlardaki hissesini 22.09.2008 tarihli senetle dayıları ... ve ...’a devrettiği belirtilmiş ise de bu senet karşılığında altın verileceğinin vaat edildiğini, okur yazar olmaması ve dayıları olmaları inancıyla muhtarın ve diğer hissedarların olmadığı bir ortamda senedin imzalatıldığını, bu nedenle senedin geçersiz olduğunu ve miras payının bulunduğunu öne sürerek davaya katılmıştır.
Müdahil davacı ..., davalı tarafın dayandığı senetteki imzanın kendisine ait olmadığının davalılar tarafından kabul edildiğini, miras payının bulunduğunu öne sürerek davaya katılmıştır.
Müdahil davacı ..., annesi ...’den gelen miras hakkının bulunduğunu öne sürerek davaya katılmıştır.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın taksim sonucu davacının kardeşi ...’a düştüğünü ve ondan satın aldığını beyan etmiştir.
Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazları babaları ...’ın sağlığında kendilerine verdiğini, ayrıca bir kısım mirasçıların paylarını satın aldıklarını, 30 yıldır zilyetliklerinde bulunduğunu öne sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların, dava konusu taşınmazlara ilişkin satın alma sözleşmelerinden bahsetmiş iseler de, davacıların bu sözleşme, satış ve hibeleri kabul etmemeleri, kendi bilgileri dışında yapıldığını iddia etmeleri, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve davacı tanıkları bu sözleşmeleri bilmediklerini beyan etmeleri, davalı 101 ada 31, 131 ada 22, 128 ada 15 ve 121, 127 ada 37, 149 ada 6, 142 ada 12, 128 ada 19, 141 ada 1, 3 ve 6, 140 ada 5-6, 121 ada 3, 111 ada 17-18, 162 ada 3, 165 ada 1-3 nolu parsellerin davacıların dedesi olan ...'dan kalan miras taşınmazları olduğunu, davalıların ibraz ettiği senetler ve içeriklerine dair doğrudan bilgi sahibi olmadıklarını, davalı 135 ada 7, 128 ada 65, 113 ada 40-47 nolu parsellerin davacıların anne anneleri olan ...'nin kendi ailesinden ...'ye miras yoluyla kalan taşınmazlar olduğunu beyan etmeleri, davacıların kök murisi ... adına tespit gören herhangi bir taşınmaz bulunmadığını, yine davalılar tarafından 122 ada 26 ve 27 nolu parsellere ilişkin hibe ve satış işlemleri yapıldığı belirtilmiş ve bu hususu doğrulayan bilirkişiler beyan vermiş iseler de, davacıların bu hibe ve satış işlemlerini kabul etmemeleri dolayısıyla, elbirliği halinde mülkiyet mirasçılar arsında bölüştürülüp tapuda mirasçılar adına paylar tescil edilmediği sürece yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa kabiliyeti olamayacağından, bu taşınmazlarda da elbirliği halindeki mülkiyet sona ermeden yapılan hibe ve satış sözleşmesinin tüm mirasçılar tarafından iştirak edilmediği dikkate alınarak satış ve hibelerin geçerli kabul edilmediği, ancak 122 ada 27 nolu parsel üzerindeki evin davalı ... tarafından yaptırıldığının davacı, davalı ve tüm beyanlarından anlaşıldığı, davacıların iddiaları, davalıların iddiaları, alınan tüm beyanlar ile getirtilen tapu kayıtları, dosyaya sunulan satış ve hibe senetleriden tüm mirasçıların iştirak ettiği bir geçerli satış ve hibe işleminin bulunmadığı, rızai taksimin söz konusu olmadığı, ayrıca ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/485-541 E.K. Sayılı ilamında kök muris ...'ın veraset kararında miras gitmesi gereken ..., ... ve ...'e pay verilmediği, hüküm kurulurken bu hususun resen değerlendirildiği, adı geçenlere pay verildiği, yine ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/488-600 E.K. Sayılı ilamında kök muris ...'ın veraset kararında ise ölüm tarihleri baz alında miras gitmemesi gereken ..., ... ve ...'e pay verildiği, hüküm kurulurken bu hususun resen değerlendirildiği, adı geçenlere pay verilmediği belirtilerek, davacı ve birleşen 2009/135 esas sayılı dava dosyası davacılarının davalarının kısmen kabulü ile, ... ili Ulaş ilçesi ... Köyü 135 ada 7 nolu parsel, 128 ada 65 nolu parsel, 113 ada 40 ve 47 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile, taşınmazların her biri ayrı ayrı 5760 pay kabul edilerek, davacı ve birleşen dosya davacıları ile davalılar ... ve ...'in kök murisi 1974 yılında vefat eden ...'ın mirasçıları adına, ... İli Ulaş ilçesi ... Köyü 101 ada 31 nolu parsel, 131 ada 22 nolu parsel, 128 ada 15 ve 121 nolu parseller, 127 ada 37 nolu parsel, 149 ada 6 nolu parsel, 142 ada 12 nolu parsel, 128 ada 19 nolu parsel, 141 ada 6 nolu parsel, 141 ada 1 ve 3 nolu parseller, 140 ada 4, 5 ve 6 nolu parseller, 121 ada 3 nolu parsel, 111 ada 17 ve 18 nolu parseller, 162 ada 3 nolu parsel, 165 ada 1 nolu parsel, 122 ada 26 ve 27 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile, taşınmazların her biri ayrı ayrı 72 pay kabul edilerek, davacı ve birleşen dosya davacıları ile davalılar ... ve ...'in kök murisi 1978 yılında vefat eden ...'ın mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu122 ada 27 nolu parsel üzerinde bulunan evin ...'ya ait olduğu ve onun tarafından yapıldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine, birleşen dosya 2012/94 esas sayılı dosya davacısı ...'ın davasının reddine, bu parselin 1 nolu kararda yazıldığı gibi tapuya kayıt ve tesciline, 165 ada 3 nolu parsele ilişkin davacıların davalarının reddi ile, bu parselin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karara karşı davalı ... ve davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; mahkemece yapılan keşif, yerel bilirkişi, tespit bilirkişi, davacı ve davalı tanık beyanları ve fen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava ve istinafa konu taşınmazlardan bir bölümünün öncesinde kök muris ...’a ait olduğu, bir bölümünün de kök muris ...’a ait olduğu, ...’ın 1978 yılında, ...’nin de 1974 yılında ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, mirasçıları tarafından kullanıldığı, terekelerinin usulünce taksim edilmediği, adlarına tescil kararı verilenler yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak; taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği 3402 sayılı Kanun'un 19/2 nci maddesinde düzenlendiği, dava konusu 165 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin davalı ...’a ait olduğunun tüm dosya kapsamı ile belirlendiği halde bu muhdesat yönünden hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu, ayrıca, 140 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı göz önüne alınarak bu taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken taşınmazın esası hakkında tescil hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçeleri ile, davacı-davalı ... ve davalı ...’ın istinaf başvuru taleplerinin kısmen kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 28.03.2018 tarih, 2012/86-2018/15 E-K sayılı kararının HMK'nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı ve birleşen 2009/135 esas sayılı dava dosyası davacılarının davalarının kısmen kabulü ile, ... ili Ulaş ilçesi ... köyü 135 ada 7 nolu parsel, 128 ada 65 nolu parsel, 113 ada 40 ve 47 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile, taşınmazların her biri ayrı ayrı 5760 pay kabul edilerek, davacı ve birleşen dosya davacıları ile davalılar ... ve ...'in kök murisi 1974 yılında vefat eden ...'ın mirasçıları adına, 101 ada 31 nolu parsel, 131 ada 22 nolu parsel, 128 ada 15 ve 121 nolu parseller, 127 ada 37 nolu parsel, 149 ada 6 nolu parsel, 142 ada 12 nolu parsel, 128 ada 19 nolu parsel, 141 ada 6 nolu parsel, 141 ada 1 ve 3 nolu parseller, 140 ada 5 ve 6 nolu parseller, 121 ada 3 nolu parsel, 111 ada 17 ve 18 nolu parseller, 162 ada 3 nolu parsel, 165 ada 1 nolu parsel, 122 ada 26 ve 27 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile, taşınmazların her biri ayrı ayrı 72 pay kabul edilerek, davacı ve birleşen dosya davacıları ile davalılar ... ve ...'in kök murisi 1978 yılında vefat eden ...'ın mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu122 ada 27 nolu parsel üzerinde bulunan evin ...'ya ait olduğu ve onun tarafından yapıldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine, 165 ada 1 nolu parsel üzerinde bulunan evin ...’a ait olduğu ve onun tarafından yapıldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine,Birleşen dosya 2012/94 esas sayılı dosya davacısı ...'ın davasının reddine, bu parselin 1 nolu kararda yazıldığı gibi tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 165 ada 3 nolu parsele ilişkin davacıların davalarının reddi ile, bu parselin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 140 ada 4 sayılı parsel dava konusu olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, tutanak aslının tapu müdürlüğüne gönderilmesine, 140 ada 4 sayılı parselin tapu kaydına verilen davalı şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
Somut olayda, Mahkemece, davalıların savunmalarına konu olan hibe senedinin, davacıların senedi kabul etmemeleri, kendi bilgileri dışında yapıldığını iddia etmeleri, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve davacı tanıklarının sözleşmeleri bilmediklerini beyan etmeleri gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede de, mahkemenin bu gerekçesi kabul edilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu bir kısım taşınmazların muris ...'a ait olduğu, davalıların, çekişmeli taşınmazların kendilerine hibe edildiği iddiasına dayandığı ve “Gayrimenkul Bağış Senedi” başlıklı senedi delil olarak sundukları, senet incelendiğinde; 01.12.1973 tarihinde, tarafların murisi ... tarafından, davalılar ... ve ...'a senette yazılı taşınmazları hibe ettiğinin yazılı olduğu, senedin 2 tanık, 2 aza ve muhtar tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. O halde, senedin usulüne uygun olarak düzenlendiği, tapuda kayıtlı bulunmayan dava konusu taşınmazların terekeye dahil olmaktan çıktığı ve muris tarafından sağlığında davalı oğullarına hibe edildiği hususları göz önünde bulundurulmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu durumda, Mahkemece 02.06.2015 tarihinde yapılan keşif ve sonrasında 10.06.2015 tarihli ve dava konusu taşınmazların senet kapsamında kalıp kalmadığına dair düzenlenen fen bilirkişisi raporu bu bağlamda değerlendirilmeli, gerekirse, yeniden keşif yapılması düşünülmeli ve dava konusu taşınmazların bağış senedi kapsamında olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yine, dava konusu 122 ada 26, 27 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin, davalı/davacı ... 26.10.1995 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Bahsi geçen kayıtlarda tarafların murisi dışında, davalının da satın almaya dayalı ayrı payı olduğu, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan fen bilirkişi raporunda, tapu kaydının 122 ada 24, 25, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazları kapsadığı belirtilmesine rağmen, bu hususta yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, taşınmazların tarafların ortak murisi adına tesciline karar verilmesi de doğru görülmemiştir. O halde, davanın dayandığı tapu kaydının, davalı taşınmazla birlikte revizyon gördüğü başka taşınmazlar da olduğu hususu göz önüne alınarak, davalılar/davacıların paylarının tapudaki hisseleri belirlenerek bu doğrultuda bir karar vermek gerekmektedir.
Tüm bu hususlar düşünülmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından yukarıda açıklanan gerekçelerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi