"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/749 Esas, 2024/197Karar
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bulancak Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, Giresun ili Bulancak ilçesi Alibey köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 6 parsel sayılı 922,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine "6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır" ve "iş bu parsel... oğlu ...'nin 1985 yılından beri kullanımındadır" şerhleri verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfıyla davalı Hazine adına, 132 ada 7 parsel sayılı 5.272,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır" ve "iş bu parsel... oğlu ...'nin 1992 yılından beri kullanımındadır" şerhleri verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfıyla davalı Hazine adına, 133 ada 1 parsel sayılı 1.392,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır" ve "iş bu parsel... oğlu ...'nin 1992 yılından beri kullanımındadır" şerhleri verilmek suretiyle fındık bahçesi vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu 132 ada 6 ve 7 parsel ile 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazların babaları... ...'den intikal ettiğini, bu taşınmazlarda miras payının bulunduğunu, taşınmazların 2/B kapsamına alınması sırasında kendisinin ve diğer kardeşlerinin miras haklarının ihlal edildiğini, davalıların taşınmazda tek başlarına hak sahibi olmadığını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazların davalılar adına yapılan tespitin iptali ile adlarına kullanıcı şerhi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli müdahiller ..., ..., ... ve ... aynı gerekçelerle davaya katılmışlar ve muris... ... terekesi adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ..., dava konusu yerlerin taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin, 14.09.2021 tarihli ve 2020/10 Esas, 2021/16 Karar sayılı ilk karar ile, davacı ve asli müdahillerin davalarının kabulüne, dava konusu taşınmazların kullanım kadastrosu tespitlerinin iptaline, beyanlar hanelerine 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldıkları ve 7/28 payının Nokda ..., 3/28'er payının ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ......in kullanımında olduklarına dair şerhler verilmek suretiyle ve kadastro tutanaklarındaki yüzölçümleri ve vasıfları ile davalı Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hükme karşı davalı ... tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ve 2022/558 Esas, 2022/721 Karar sayılı ilamı ile; ''...Yerel Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlü olacağı düzenlenmiş ise de bu maddenin mirasçılar arasında (elde ki davada olduğu gibi) görülen davalarda değil, bir mirasçı tarafından üçüncü kişilere karşı dava konusu edilen taşınmazın terekeye döndürülmesi istemli açılan davalarda uygulanacağı açıktır. Hal böyle olunca Mahkemece; yalnızca davacı ve asli müdahillerin (dahili davacıların) miras payları hakkında yargılama yapılarak olumlu yada olumsuz karar verilmesi gerekirken anılan kanun maddesinin yanlış yorumlanması suretiyle dava açmayan ya da eldeki davaya müdahil olarak katılmak suretiyle taşınmazlar hakkında miras payına yönelik talebi bulunmayan diğer mirasçılara pay verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Kaldı ki, eldeki dava, tereke adına açılan bir dava olmayıp, aynı terekeye dahil bir mirasçının diğer mirasçıya karşı açtığı bir davadır. Mirasçıların bu şekilde birbirlerine karşı açtıkları davalarda aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Hal böyle olunca, ihtiyari dava arkadaşı olan her bir mirasçının davaya müdahil olurken ayrı ayrı peşin harç ve başvurma harcı yatırması gerekirken, somut olayda sadece ... adına harç yatırılmış, asli müdahiller ..., ... ve ... adına herhangi bir harç yatırılmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, asli müdahiller ... ve ... vekili ile asli müdahil/davalı ...'ye başvurma harcı ve peşin harcı (maktu) yatırmak üzere kesin süre verilmeli, eksik harçların ikmali halinde asli müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmeli, eldeki davanın mirasçılar arasında görülen dava olması nedeniyle yalnızca davacı ve asli müdahillerin miras payları hakkında yargılama yapılarak sadece bu paylar hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeli, dava açmayan ve davaya müdahil olmayan mirasçıların paylarının davalı taraf üzerinde bırakılması gerektiği gözönünde bulundurulmalı, bundan sonra da davanın esası hakkında yeniden bir karar verilmelidir...'' gereğine değinilerek dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, eksiklikler tamamlandıktan sonra, dava konusu taşınmazların muris... ... terekesine ait olduğu, davalı ...'nin açılan davayı kabul ettiğini beyan etttiği, davacının iddiasının Hazineye karşı ispatı açısından dosya arasına alınan bilirkişi raporlarından taşınmazlarda tespit tarihi ve öncesi itibari ile fındık bahçesi olarak fiili kullanımın olduğu gerekçeleri ile dava konusu 132 ada 7 parsel ve 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 132 ada 6, 7 parsel sayılı taşınmazlar ile 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kullanım kadastro tespitlerinin iptali ile, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine, 132 ada 6 parsel sayılı taşınmazın hüküm yerinde gösterilen payları oranın da, Nokda ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Dik'in kullanımında olduklarına dair, 132 ada 7 ve 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise, hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacı ... ve müdahil davacılar ..., ..., ..., ...'nin kullanımında olduklarına dair ve 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır şerhleri yazılmak sureti ile kadastro tutanaklarındaki yüzölçümleri ve vasıfları ile davalı Hazine adına tapuya tescillerine, karar verilmiş, hükme karşı davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemi esastan reddedilmiş, hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalıdan alınan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.