Logo

8. Hukuk Dairesi2024/345 E. 2024/3588 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescil edilen taşınmazın bedelsiz iadesi talebiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülüp görülemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi kapsamında Hazine adına kayıtlı taşınmazın bedelsiz iadesi talebinin idari işlem niteliğinde olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, adli yargı yerinde görülmekte olan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1941 E., 2023/1531 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi gereği taşınmazın bedelsiz iadesi istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 27.04.2023 tarihli 2022/4285 Esas ve 2023/2580 Karar sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro çalışmaları sırasında, İzmir ili Aliağa ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... mevkii 1107 ada 18 parsel sayılı 7.950,79 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla 03.05.2010 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş olup taşınmazın beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2/ B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın kullanıcısı ve zeytin ağaçlarının sahibinin ... oğlu ... olduğu " şerhi konulmuştur.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; mevcut kayıtlarda mülkiyeti Hazine, zilyetliği müvekkili olan davacıya ait bulunan İzmir ili Aliağa ilçesi ... Mahallesi Yağmurlu mevkii 1107 ada 18 parsel sayılı taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup 1956 yılında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'na göre, borç senedine istinaden müvekkili olan davacıya verildiğini ve bu senet borcunun Ziraat Bankası'na ödendiğini, aynı taşınmazın tapu kaydının daha sonra kullanım kadastrosu sırasında " Merkez Mahallesi 1107 ada 18 parsel " olarak değiştiğini, taşınmazın tapu kütüğüne 2/B şerhi konulması üzerine bu hususu düzenleyen 6292 Sayılı Kanun’un 7-1 (b) maddesine istinaden aynı şartları taşıdığı gerekçesi ile dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak ilgili sıfatı ile davacıya iadesi isteminin idarece gerekçesiz reddedildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile bedelsiz olarak, 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasından önce maliki olan davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve dava konusu 1107 ada 18 parsel taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş hükme karşı, davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2022 tarihli 2021/1047 Esas ve 2022/500 Karar sayılı kararı ile; " verilen kabul kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kısım yönünden kararın düzeltilmesi gerektiği " gerekçesiyle, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile dava konusu 1107 ada 18 parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ve bu kararın, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; "davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsizliğine " değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; " davada adli yargı yolunun caiz olmayıp idari yargının görevli olduğu " gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/(1)-b ve 115/(2) maddeleri uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, davacı tarafın idari yargı yoluna başvurmakta muhtariyetine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, hükmüne uyulan bozma ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.