"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1431 E., 2024/516 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/90 E., 2023/354 K.
Taraflar arasındaki mükerrer kaydının iptali istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davalılar vekili ve dahili davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar Hazine ve Tapu müdürlüğü vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... mirasçıları vekili dava dilekçesinde; davalı ... tarafından müvekkilleri olan davacılara gönderilen 13.05.2019 tarihli ve 2290313 sayılı resmi yazı ile Ankara ili Polatlı ilçesi Şıhali Mahallesi 151 ada 11 parsel ile 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazlarda mükerrerlik tespit edildiği, mükerrerliğe karşı 1515 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi hükmüne göre, 151 ada 11 parselin alanının aynen korunması gerektiği, 151 ada 12 parselin ise iptal edilmesinin gerektiği, iptale ilişkin itirazın 2 aylık sürede açılacak dava ile yapılabileceği hususlarının bildirildiğini, mükerrerlik tespit edilen taşınmazlardan 151 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Hazineye ait otlakiye vasfı ile 1950 yılında yapılan ilk tesis kadastrosu ile tapuya 179.500 m2 olarak tescil edilen taşınmaz olduğunu, mükerrerlik nedeniyle dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline gidilirse, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi hükmü gereğince devletin sorumlu olduğu tazminat isteme hakkını saklı tuttuklarını, mevcut durumda mükerrerlik durumunun, mülkiyeti devlete ait olan 151 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinden giderilmesi gerektiğini, davacıların devletin tapusuna güven duyarak malik olduğu taşınmazın tapusunun, devlet adına yasa hükümlerine göre iş ve işlem yapan kurumların iş ve işlemleri yüzünden iptal edilmemesi gerektiğini ileri sürerek, dava konusu olayda şeklin yanında davacının iyi niyetinin ve mükerrerlik durumunun oluştuğu taşınmaz malikinin devlet olması da göz önünde tutularak, davacı müvekkilinin ikinci el malik olduğu taşınmazın tapusunun mükerrerlikten dolayı iptalini içeren işlemin iptaline, mevcut mükerrerliğin 151 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinden giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... davanın, Ankara ili Polatlı ilçesi Şıhali Mahallesi 151 ada 11 parsel ile 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazlarda mükerrerliğin giderilmesi talebine ilişkin olduğu, bilindiği üzere, ikinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinde ' Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanun'unun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir ' hükmüne yer verildiği, anılar Kanun'un bu hükmüne göre, evvelce kadastrosu yapılan bir taşınmazın daha sonra yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastroya itibar edileceği ve ikinci defa yapılan kadastronun hükümsüz sayılacağı, mevcut uyuşmazlıkta, 27.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, eski 530 yeni 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazın, Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1952 yılında yapılan toprak dağıtım çalışmaları sonucunda 22.07.1952 tarihinde 12.500,00 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla ' ifrazen ' tapuya tescil edildiği, ancak bu parselin eski 115 nolu mera parselinden mi yoksa başka bir parselden mi ifraz edildiğinin tespit edilemediği, eski 115 yeni 151 ada 11 parselin 1950 yılında yapılan ilk tesis kadastrosu çalışmaları sonucunda 09.09.1950 tarihli tespit tutanağı düzenlenerek kesinleştiğinin ve 179.500,00 m² yüzölçümü ve otlakiye vasfı ile özel siciline tescil edildiğinin tespit edilmiş olduğu, bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, mevcut durumda mükerrerliğin ikinci kadastro çalışması neticesinde oluşmadığı, dolayısıyla ihtilafın çözümünde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. Maddesinin, somut uyuşmazlıkta uygulanmaması gerektiği kanaatine varıldığı, bilindiği üzere Medeni Kanun'un 1023 üncü maddesinde tapu kütüğüne güven ilkesinin düzenlenmiş olduğu, anılan maddeye göre; ' Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. ' düzenlemesinin yer aldığı, davacı tarafın malik olduğu taşınmazın, Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1952 yılında yapılan toprak dağıtım çalışmaları sırasında 22.07.1952 tarihinde 12.500,00 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tescilinin sağlandığı, edinme sebebi bölümünde ' ifraz ' belirtmesinin yapıldığı, daha sonra 13.01.1953 yılında ' dağıtım ' belirtmesiyle ... (1/3), ... (1/3) ve ... (1/3) adlarına tescil edildiği, taşınmazın tapu sicilindeki kayda güvenilerek davacılar mirasçıları tarafından satın alındığı, mükerrerliğin ikinci bir kadastro çalışmasından kaynaklanmadığı, devletin yapmış olduğu hatanın sonucunun vatandaşa yüklenmemesi gerektiği, tapu kütüğüne güven ilkesi gereğince iyi niyetle taşınmaza malik olan davacıların haklarının korunması gerektiği kanaatine varıldığı ..." gerekçesiyle, davacıların davasının kabulü ile mükerrerliğin Ankara ili Polatlı ilçesi Şıhali Mahallesi 151 ada 11 parsel nolu otlakiye vasıflı kamu ortamalı siciline kayıtlı taşınmazdan iptal/terkin edilerek giderilmesine, 151 ada 11 nolu otlakiyenin harita mühendisi 27.09.2021 tarihli rapor ekinde yer alan krokide (A) harfi ile taralı olarak gösterilen 12.941,68 m²'lik bölümünün iptaline/terkinine, 151 ada 11 nolu mera parselinin yüz ölçümünün 166.770,37 m² olarak tescili ile (aynı kalmasına), 151 ada 11 nolu parsel ile 151 ada 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydındaki mükerrerlik şerhinin kaldırılmasına, bilirkişi 27.09.2021 tarihli raporu ve ekli krokinin kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hükme karşı, davalı Hazine ve Tapu kadastro müdürlüğü vekili ile dahili davalı belediyeler vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "... dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede, mahkemece dosya arasına getirtilen tutanak ve belgeler, haritalar, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafın malik olduğu taşınmazın, Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1952 yılında yapılan toprak dağıtım çalışmaları sırasında 22.07.1952 tarihinde 12.500,00 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tescilinin sağlandığı, edinme sebebi bölümünde ' ifraz ' belirtmesinin yapıldığı, daha sonra 13.01.1953 yılında ' Dağıtım ' belirtmesiyle ... (1/3), ... (1/3) ve ... (1/3) adlarına tescil edildiği, taşınmazın mera vasıflı taşınmazdan ayrılarak iskan yolu ile Hazine adına tescil edilip daha sonra dağıtılan yerlerden olduğu, mükerrerliğin ikinci bir kadastro çalışmasından kaynaklanmadığı, iskan yolu ile tapu kayıtları oluşturulurken önceki tapu kayıtlarının tapudan terkin edilmemesi sonucu devletin yapmış olduğu hatadan kaynaklandığı, bu durumda mahkemece davanın kabulününe karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK'nın 353/(1)-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalılar Hazine ve Tapu müdürlüğü vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dahili davalı ... tarafından yatırılan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.