Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3525 E. 2025/948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün azalması nedeniyle komşu parseldeki fazlalığın davacı parseline eklenmesi talebiyle açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasında, kadastro sınırlarının doğru belirlenip belirlenmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosu verileri, hava fotoğrafları, bilirkişi raporları ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek, davacı parseline ait bir kısmın hatalı olarak komşu parsele dahil edildiği sonucuna varılıp, ilk tesis kadastrosu sınırlarına göre düzeltme yapılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/520 E., 2024/547 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/122 E., 2023/247 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca 2013 yılında yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 650 parsel sayılı, 2.236 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 2 parsel numarasıyla 2.142,52 m2 yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü eski 650 yeni 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, komşu (eski 649) yeni 145 ada 3 parselle olan sınırında hata yapıldığını ve yüzölçümünün bu şekilde uygulama kadastrosu sonucu azaldığını ileri sürerek, ilgili kısmın tespiti ile davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek davacıya ait taşınmaza ilavesiyle tescil edilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, ".. dosya içerisine celbedilen müzekkere cevapları, dinlenen tanık beyanları ve keşifler sonucu alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının dava dilekçesinde belirttiği metrekare azalması belirtilmiş ise de, yapılan güncellemede taşınmaz sınırlarının mevcut fiili kullanıma göre belirlenmiş olması, dinlenen tanıkların dava konusu taşınmazın sınırlarının uzun yıllardır keşif mahallindeki mevcut sınırlar olduğunu belirtmesi ve bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın mevcut kullanımı ile taşınmaz sınırlarının uyumlu olduğunun belirtilmesi karşısında davacının iddiasını ispat edemediğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle verilen, davanın reddine dair önceki karar, davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması neticesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; "..Somut olayda; mahkemece her ne kadar taşınmaz başında harita mühendisi ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılmış ve her ikisinin birlikte düzenlediği rapor hükme esas alınmış ise de; yukarıda belirtilen şekilde ortofoto, tesis kadastrosu tarihi olan 1974 yılına yakın tarihlere ait hava fotoğrafları, eski ve yeni paftalar, ölçü çizelgeleri, ada raporu getirilerek, dosya keşfe hazır ... getirtilerek jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden yukarıda açıklanan niteliklere sahip rapor ve eki haritaları düzenlemesi istenmemiştir. Harita mühendisince tespit tarihinden sonraki tarihte çekilmiş 1986 yılına ait hava fotoğrafları esas alınarak düzenlenen rapor hükme esas alınmıştır. Davacı parselinde sınırlandırma ve tersimat hatasının olup olmadığı, 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosunun, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmadığı ve tam olarak ortaya konulmamış olduğu, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında hüküm verebilmek için toplanması gereken delillerin hiç birinin toplanmadığı ve yöntemince uygulanmadığı ..." gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a-6 ncı maddesi gereğince kaldırılmış ve dosya yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk gönderme kararı sonrası yapılan yargılama sonunda; "... Mahallinde yapılan keşif sonrası hazırlanan 22/06/2021 havale tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre, 145 ada 2 ve 3 nolu parsellerin arasında yenileme çalışmaları sırasında sabit sınır olarak alınan duvarın yakında yapılmış ve değişmiş sınır olması sebebiyle hatalı belirlendiği, davacının iki taşınmaz arasındaki sınır olarak gösterdiği yerin, alan olarak hesaplandığında 2448.15 M2 geldiği, ancak gösterdiği sınırların bir kısmının 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi uygulamasında sınır alınabilecek belge yada herhangi bir bilgiye dayanmadığı, iki taşınmazın arasındaki sınırın mahalli bilirkişi ve tanıklarca gösterilen zeminde de mevcut Ek-5 nolu krokide de gösterilen 135, 49, 50, 139 ve 141 nolu noktaları birleştiren hatlar ile 1974 tarihli ilk tesis kadastrosu prizmatik ölçü değerlerinden elde edilen koordinatlara göre 134, 136, 137, 139 ve 140 nolu noktaları birleştiren hatlar olarak belirlenmesi suretiyle 145 ada 2 nolu parselin alanının 2281,18 m2 , 145 ada 3 nolu parselin alanının ise 1968.68 m2 olarak tespiti gerektiğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle verilen davanın kabulüne ve davalı adına kayıtlı Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının, 22.06.2021 havale tarihli fen bilirkişisi raporuna ek-5'te ekli krokide koordinat noktaları 140, 139, 137, 136, 134, 141, 139, 50, 49, 135 olacak biçimde mor renk ile çizili şekilde 138,67 m2 lik kısmının iptali ile (sonuç olarak davalı taşınmazının yüzölçümünün 1968.68 m2 olacak şekilde) davacıya ait Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü 145 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle (sonuç olarak davacının taşınmazının yüz ölçümünün 2281,18 m2 olacak şekilde ) tapuya kayıt ve tesciline ilişkin karar, davalı mirasçıları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; ".. her ne kadar harita mühendisi, kadastro teknisyeni ve kontrol memuru bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılarak rapor aldırılmış ise de, Dairenin kaldırma kararında belirtilen belge ve haritaların tamamının dosyaya getirtilmemiş olduğu, kadastro tespiti 1974 yılında yapıldığı halde kadastro tespitine en yakın tarihli hangi haritanın bulunduğu araştırılarak dosyaya getirtilmediği, dosyaya ibraz edilen raporda 1955 ve 1992 yılına ait hava fotoğrafları uygulanmış ise de hava fotoğraflarının stereoskopik olarak incelenmediği, raporda 1985 yılı hava fotoğrafından söz edildiği halde 1985 yılı hava fotoğrafları üzerinde incelemeyi gösterir haritanın rapora eklenmediği, raporda her iki parsel arasında yenileme çalışmaları sırasında sabit sınır olarak alınan duvarın yakında yapılmış ve değişmiş sınır olması nedeniyle hatalı belirlendiği belirtilerek haritada gösterilen sınırın esas alınması gerektiği ifade edilmiş ise de, esas alınması gerektiği belirtilen bu sınırın tesis kadastrosu sınırı olup olmadığı, tesis kadastrosunda esas alınan sınırın geçerli mi yoksa sabit sınır mı olduğu tam olarak anlaşılamadığı gibi, belirlenen bu sınırın mahalli bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırın tesis kadastrosu sırasındaki sınır mı yoksa kadastrodan sonraki kullanıma dayalı sınır mı olduğu, taşınmazlar arasında tesis kadastrosu sırasında kadim değişmez sınırın bulunup bulunmadığının da tam olarak anlaşılamadığı, bahse konu raporun, taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde hazırlanmadığı, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceği ..." gerekçesiyle, davalı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a-6 ncı maddesi gereğince kaldırılmış ve dosya yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin ikinci iade kararı sonrası yapılan yargılama sonunda; "... eldeki dosya açısından ikinci kaldırma kararı öncesinde 2019/58 E. sayılı dava dosyası kapsamında aldırılan fen bilirkişileri tarafından hazırlanıp dosyaya ibraz edilen 10/06/2021 tarihli raporda Harita Genel Müdürlüğü'nün 1955 ve 1992 yılına ait hava fotoğraflarının bilgisayar ortamında değerlendirildiği, yapılan incelemeler sonucunda dava konusu 145 ada 2 nolu parselin alanının 2281,18 m2, 145 ada 3 nolu parselin alanının ise 1968.68 m2 olarak belirlenmesi gerektiği yönünde kanaat bildirildiği, ikinci kaldırma kararı sonrası eksikliklerin giderilmesi akabinde 2022/122 Esas sayılı dava dosyası kapsamında fen bilirkişisi tarafından hazırlanıp dosyaya ibraz edilen 17/09/2023 tarihli raporda da dosya içerisinde ve Kadastro Müdürlüğü arşivlerindeki mevcut belge ve bilgilere dayanılarak yapılan değerlendirme ve tespitlere göre 145 ada 2 no'lu parselin yüzölçümünün 2.281,18 m2, 145 ada 3 no'lu parselin alanın ise 1.968,68 m2 olarak belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatinin bildirilmiş olduğu, bu raporlara göre, esasında 4 farklı bilirkişinin de aynı kanaate vardığı, bu kanaatin ise dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanlarıyla da örtüştüğü, yargı içtihatları ile de vurgulandığı üzere, mahkemece verilecek kararın, mülkiyete hakkına yönelik olmayıp yalnızca kadastro çalışmasından kaynaklanan hatanın düzeltilmesine yönelik olma niteliği taşımakta olduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 1974 yılında yapılan tesis kadastrosu çalışmasında o dönemin teknik imkanlarının yetersizliği sebebiyle yanlış ölçüm veya beyanlardan kaynaklı hatalı tespit yapıldığının, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla saptanmış olduğu gerekse de mahallinde yapılan keşifte gözlemlenip tanık beyanları ile de teyit edildiği, dava konusu taşınmazların sabit sınırı olarak kabul edilebilecek tek noktanın, depo, ahır veya garaj olarak kullanıldığı anlaşılan tuğla bir yapı olduğunun gözlemlendiği, bu yapının, dosyada kain uydu fotoğraflarından da görülebilmekte olduğu ve tanık beyanında da ifade edildiği üzere, tuğlalar arasındaki renk farklılığının davalıların murisinin daha sonradan davacıya ait bir kısım yeri kendi kullanımına geçirmek için farklı renkli tuğlalar ile duvar örmesinden kaynaklandığı kanaatine varılmış olduğu, bu nedenle de uygulama kadastrosu esnasında bu yapının yanıltıcılığı ve o tarihte kullanılan ölçüm araçlarının gelişmemişliği, davalıların murisinin çalışma yapan kişilere hata yaptırabilecek hareket ve beyanlarda bulunmuş olabileceği nazara alınarak, iki farklı bilirkişi raporunda da varılan sonuç ve kanaate uygun şekilde, Kırşehir İli, Mucur İlçesi, ... Köyü 145 ada 2 parsel sayılı olup davacıya ait olan taşınmazın yüz ölçümünün uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında yanlış hesaplanması sonucunda 94 metrekarelik bölümünün, davalıya ait olan 145 ada 3 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek tapulama çalışması yapıldığı, bu nedenle tapulama çalışmalarında hatalı yapılan uygulamanın düzeltilmesi suretiyle, davacının talebine uygun şekilde, fen bilirkişisi tarafından hazırlanıp dosyaya ibraz edilen 17/09/2023 tarihli, kararın eki sayılan raporda gösterildiği üzere; 145 ada 2 no'lu parselin yüzölçümünün 2.281,18 m2, 145 ada 3 no'lu parselin yüzölçümünün ise 1.968,68 m2 olarak düzeltilmesi, raporun ekinde yer alan EK-5 numaralı krokiye uygun şekilde düzeltme yapılmak suretiyle sınırların yeniden belirlenmesine karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle davanın kabulüne, Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü 145 ada 3 parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmazın, kararın eki sayılan bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye uygun şekilde, 94 m2'lik kısmının iptali ile, Kırşehir ili Mucur ilçesi ... köyü 145 ada 2 parsel sayılı davacı adına kayıtlı taşınmaza ilave edilmek suretiyle, neticede 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 1.968,68 m2, 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ise 2.281,18 m2 olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükme karşı davalı mirasçıları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince "... ... dava konusu 145 ada 2 ve 3 sayılı parseller arasındaki sonradan yapılan duvar ve deponun sabit sınır olarak alınamayacağı, bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosunda alınan sınırın doğru olmadığı, tespit tarihinde her iki parsel arasında iki adet kerpiç evin sınır teşkil ettiği, evin yıkılmasından sonra duvar ve depo yapıldığı, kadastro tespit sınırları esas alındığında Kırşehir İli, Mucur İlçesi, ... Köyü 145 ada 2 parsel sayılı olup davacı ...'a ait olan taşınmazın yüz ölçümünün uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında yanlış hesaplanması sonucunda 94 metrekarelik bölümünün, davalı ...'a ait olan 145 ada 3 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek tapulama çalışması yapıldığı, bu nedenle fen bilirkişisi Reis Akın tarafından hazırlanıp dosyaya ibraz edilen 17/09/2023 tarihli, kararın eki sayılan raporda gösterildiği üzere; 145 ada 2 no'lu parselin yüzölçümünün 2.281,18 m2, 145 ada 3 no'lu parselin yüzölçümünün ise 1.968,68 m2 olarak düzeltilmesi gerektiği, her ne kadar davacıya ait eski 650 sayılı parselin yüzölçümü 2.236,00 m2 tespit edilmiş iken mahkemece 2.281,18 m2 olarak tescil edilmesinin talepten fazlaya hükmedildiği davalı tarafça ileri sürülmüş ise de doğru sınırlara göre tescil istenmesi ve doğru sınırlara göre karar verilmesi nedeniyle talebin aşılmasının söz konusu olamayacağı ve iş bu davada husumetin lehine yüzölçümü artığı ve sınırların yanlış belirlendiği iddia edilen komşu parsel maliklerine husumetin düşeceği, bu halde kadastro müdürlüğüne husumetin düşmeyeceği, davalı tarafın davanın reddini istemekle de davanın kabulüne karar verilmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu olacağından mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.