Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3547 E. 2025/1220 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, taşınmazın yargılama aşamasında devredilmesi nedeniyle taraf sıfatının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, taşınmazın devrinden sonraki yargılamada sadece kendi adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiş, diğer kullanıcılar aleyhine dava açmamış olduğundan ve Hazine de taşınmazı devrettiği için davada taraf sıfatı kalmamış olduğundan, yerel mahkemenin davaya devam ederek karar vermesinin usule aykırı olması gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/547 E., 2024/90 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... İdaresi vekili, dahili davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında İstanbul ili Beykoz ilçesi Baklacı mahallesi çalışma alanında bulunan 1346 ada 15 parsel sayılı 742,67 m² yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe olarak 20 yıldan beri ...’ın kullanımında olduğu, taşınmaz üzerindeki 3 katlı binanın da ...’ın kullanımında olduğu, 19,29 m²'sinin eylemli orman olduğu, taşınmazın tamamının dere mutlak koruma alanında kaldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.03.2012 tarihli ve 2011/348 Esas, 2012/170 Karar sayılı kararı ile beyanlar hanesindeki şerh, iş bu taşınmaz 2/B vasfıyla 07.02.2012 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda (A) harfi ve Kırmızı boyalı olarak gösterilen 92,73 m²lik kısmının ...'ın ve (B) harfi ve sarı boyalı olarak gösterilen 649,34 m²lik kısmının davalı ... oğlu ...'ın kullanımında olduğu ve geri kalan (C) harfi ve yeşil boyalı olarak gösterilen 19,29 m²lik kısmının eylemli orman alanında kaldığı, taşınmazın tamamının dere mutlak koruma alanında kaldığı belirtilmek suretiyle değiştirilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde;çekişmeli 1346 ada 15 parsel sayılı taşınmazın müvekkili kullanımında olduğunu, çekişmeli taşınmazın 900,00 m² olması gerekirken 742,67 m² olarak yazılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek adına çekişmeli 1346 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile bitişiğindeki toplam 600,00 m² alanda müvekkili adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda verilen, çekişmeli taşınmazın yargılama aşamasında Beykoz Belediyesine devredildiğinden davada husumeti kalmayan Hazine ve Orman İdaresi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden satış nedeniyle davaya devam edilebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş ve bu hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 10.05.2023 tarihli ve 2022/2638 Esas, 2023/2908 Karar sayılı ilamıyla; taşınmazın, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) 8. maddesi uyarınca Hazineye ait satış yetkisini de içeren şekilde Beykoz Belediyesine devredildiğinin kabulü gerektiği ve nitekim Belediye Encümen kararıyla bu taşınmazların kullanıcılarına satışına karar verildiğine göre, Hazine tarafından yapılan bu mülkiyet devrin gerçek kişilere yapılan satış işlemi gibi düşünülemeyeceği, eldeki davada, taşınmazın mülkiyeti hususunda bir ihtilaf bulunmayıp dava kullanıcı şerhine yönelik bulunduğunun kabulünün gerektiği, buna göre, Mahkemece işin esasına girilmesi, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerinin toplanarak değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği halde, taşınmazın Hazine mülkiyetinden çıkıp üçüncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesinin yerinde olmayıp bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde," Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/248 Esas ve 2012/170 Karar sayılı dosyasında ... taraf olmadığından eldeki davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği , çekişmeli taşınmazın bir kısmının davacının kullanımında olduğunun tanık beyanlarından ve dosya kapsamından anlaşıldığı, ne var ki ... lehine verilen ve tapuya işlenen Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/248 Esas 2012/170 Karar sayılı kararında ...'ın lehine belirlenen fazlaya ilişkin kısım bakımından o hükmün ortadan kaldırılması gerektiği, ilk yapılan keşifte davacı tarafça (C) harfi ile gösterilen ve 2133 ada 1 parsel sayılı orman parseli içinde kalan 371,00 m²lik kısım yönünden de lehine kullanıcı kaydı verilmesi talep edilmiş ise de, bu kısmın Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılmadığı ve bu kısımda kullanım kadastrosu yapılmadığı, o yörede 2/B ye çıkartma işleminin 1990 yılında kesinleşmiş olması nedeniyle davacının bu kısma yönelik davasının hem hak düşürücü süre hem aktif husumet hem de yargı yolu sebepleri ile reddedilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 1346 ada 15 no.lu 723,38 m² yüzölçümlü taşınmazın beyanlar hanesindeki "iş bu taşınmaz 2/B vasfı ile 07.02.2017 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda (A) harfli ve kırmızı boyalı olarak gösterilen 92,73 m²lik kısmının davacı ... oğlu 07.06.1976 doğumlu, ...'ın ve (B) harfi ve sarı boyalı olarak gösterilen 649,34 m²lik kısmının davalı ... oğlu ...'ın kullanımındadır. Geriye kalan (C) harfli ve yeşil boyalı olarak gösterilen 19,29 m²lik kısmının eylemli orman alanında kalmaktadır" kaydının; " iş bu taşınmaz 2/B vasfı ile 14/06/2018 tarihli Fen bilirkişileri ... ve ... raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 363,38 m²lik alan ... oğlu ...'ın, 1, 2, 9, 4, 3, 10, 1 Koordinat numaraları ile gösterilen alan içinde kalan 284,10 m²lik kısmı ...'ın, 4, 5, 8, 7, 6, 3, 4 koordinat numaraları ile gösterilen alan içinde kalan 75,10 m²lik kısmı ...'ın kullanımındadır" şeklinde düzeltilmesine, tapu kaydına bu şekilde kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/509 Esas 2013/664 Karar sayılı 09.12.2013 tarihli (bozma öncesi 2011/248 Esas 2012/170 Karar sayılı 19.03.2012 tarihli) kararının yukarıda yazılı olan düzeltmeye aykırı olan hükümlerinin ortadan kaldırılmasına, karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, dahili davalı ... vekilinin tüm, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin taraf sıfatına ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; 6100 sayılı HMK'nin 26. (1086 sayılı HUMK'un 74.) maddesine göre; hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. İlk Derece Mahkemesince bir kişi hakkında olumlu-olumsuz karar verilebilmesi için harcını yatırmak suretiyle usul hükümlerine uygun olarak açılmış bir davanın bulunması gerekir. Başka anlatımla; usule uygun olarak açılmış dava ve talep bulunmadıkça Mahkemeler karar veremez.

Somut olayda; Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na 5831 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin davada, dava tarihinden sonra 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında gerçekleşen devir nedeniyle şerhe ilişkindir. Davacı ... vekili dava dilekçesinde davasını, adına kullanıcı şerhi verilen ... ve tespit maliki Hazineye yöneltmiş, eylemli orman şerhini dava konusu yapmadığı gibi, yine adına kullanıcı şerhi verilen ... davalı gösterilmemiştir. Bu durumda, ... ve ... aleyhine usule uygun açılmış bir dava bulunmadığından davada taraf sıfatları bulunmamaktadır. Öte yandan, çekişmeli 1346 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca, yargılama sırasında devredilerek Beykoz Belediyesi adına tescil edildiği, Hazinenin mülkiyetinden çıktığı anlaşılmakta olup Hazinenin de davada taraf sıfatı kalmamıştır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince davacının herhangi bir talebi ve usulünce açılmış bir davası bulunmadığından ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davada pasif husumeti kalmayan Hazine yönünden ise esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Dahili davalı ... vekilinin tüm, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,

Dahili davalı ... vekili, dahili davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.