Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3767 E. 2025/1368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucunda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının kullanım şerhi talebiyle açtığı davada taraf teşkili ve ispat hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazlardan bir parçası yönünden taraf teşkili sağlanmadan ve tüm deliller birlikte değerlendirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuş, diğer parsel yönünden ise yerel mahkemenin kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/237 E., 2024/44 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasında Mahkemece verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sonucunda, Balıkesir ili Havran ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 321 parsel sayılı ve 1.022,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1998 yılından beri ... Kandemir’in kullanımında olduğu şerhi yazılarak, 218 ada 324 parsel sayılı ve 2.930,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı, taşınmazın 1997 yılından beri ... ile ...’nin kullanımında olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ..., dava dışı ... ’ın 1994 yılında, kullanımında bulunan taşınmazın kullanım hakkını dava dışı ... de dahil 9 kişiye sattığını, satın alanların bu taşınmazı 2007 yılında taksim ettiğini ve 7 numaralı bölümün ...’ye düştüğünü, bu bölümün yarısının da ... tarafından dava tarihinden önce vefat eden eşi ... ’ye satıldığını, bu bölümün 218 ada 321 ve 324 parsele tekabül ettiğini ileri sürerek, taşınmazların bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, nizalı taşınmaz bölümlerinde lehine kullanım şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2020/9755 Esas, 2021/5112 Karar numaralı ilamı ile Muris ... ’nün ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu dolayısıyla tüm mirasçıların tasarrufi işlemlerde birlikte hareket etmesi gerektiği, davada tapu maliki olan Hazine ve şerh sahipleri, murisin terekesi karşısında 3 üncü kişi durumunda bulunduğundan, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi, dava konusu taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususunda keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların kullanım hakkının kimden geldiği, kim tarafından, ne zamandan beri, neye istinaden ve ne suretle kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınarak, tespit tarihi itibariyle taşınmazların niteliğinin ve kullanım durumunun tespiti ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, tanık ifadeleri ve bilirkişi raporu uyarınca davaya konu taşınmazların 1990'lı yıllarda dava dışı ... tarafından 9 kişiye satıldığı, iş bu hissedarların taşınmazı taksim ederek dava dışı ... nezaretinde kullandığı, davacının bu 9 kişilik hissedarlar arasında yer almadığı, sonradan taşınmazı satın alıp kullandığına dayalı somut verilere dayalı herhangi bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Havran Tapu Müdürlüğü yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Dava konusu 218 ada 324 parsel sayılı taşınmaz yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Dava konusu 218 ada 321 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan incelemede; davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davaya konu taşınmazın dava dışı ... Kandemir'den satın alındığını ileri sürmesi ve dosya kapsamında bulunan tarihsiz senede göre de ...'nin payını davacıların murisine satmış olmasına göre davacının dayanağı olan senede göre satıcı olan ... davada taraf olarak yer almamış ve taraf teşkili eksik bırakılmıştır.

Hal böyle olunca; öncelikle davacıya, davasını çekişmeli taşınmazın satın alındığı ... 'e, ölmüş ise mirasçılarına yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf teşkili sağlanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf teşkilinin tamamlanmaması sebebiyle dava konusu 218 ada 321 parsel yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, 218 ada 324 parsel sayılı taşınmaz yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

(2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 218 ada 321 parsel sayılı taşınmaz yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.