"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Muğla ili Köyceğiz ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 2117 parsel sayılı 1.828,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 151 ada 33 parsel numarasıyla 1.706,4 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 2116 parsel sayılı 911,3 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 151 ada 32 parsel numarasıyla 986,51 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkili olan davacıya ait 151 ada 33 parsel sayılı taşınmazın yözülçümünün azaldığını ve bu azalmanın 151 ada 32 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Bilirkişi raporundaki karşılaştırma krokisinde belirtildiği üzere 2B alanlarının güncellemesi ile oluşturulan sınırlar ile 22/a uygulaması sonucunda oluşturulan sınırların büyük oranda birbirleri ile uyumluyken eski 2116 ve 2117 parsel numaralı taşınmazların ortak sınırları ile uygulama sonucu oluşturulan 151 ada 32 ve 33 parsel sayılı taşınmazların ortak sınırı arasında gözle görülür şekilde uyumsuzluk bulunduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alınarak bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor hükme esas alınmak suretiyle taraflar arasındaki ortak sınır iptal edilerek yeni oluşturulan 151/73 ve K5 noktalarını birleştiren hattın sınır olarak belirlenmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların taşınmazları arasındaki ortak sınırın iptali ile, yeni oluşturulan 151/73 ve K5 noktalarını birleştiren hattın sınır olarak belirlenmek suretiyle, 151 ada 32 parsel sayılı taşınmazın tapudaki 986,51 metrekare olan yüzölçümünün iptaliyle 881,50 metrekare olarak; 151 ada 33 parsel sayılı taşınmazın 1.706,40 metrekare olan yüzölçümünün iptaliyle 1.811,41 metrekare olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "3402 sayılı Kanun gereğince 22/2-a uygulaması sırasında, 2010 yılında yapılan 2/B güncelleme (ifraz) çalışmaları sırasında sayısal olarak belirlenen sınıra uyulmaması nedeniyle, her iki taşınmazın ortak sınırının hatalı belirlendiğini tespit ederek, söz konusu sınırın gerçek yerinin belirlenmesi amacıyla taşınmazlar arasındaki sınırın "belirsiz sınır" tipinde kabul edilmesi ile dava konusu parseller arasındaki ortak sınırı, oluşturulan dengeleme planına göre, rapor eki krokide 151/73 ve K5 olarak tanımlanan noktaları birleştiren hat olarak tespit eden; denetime elverişli ve infazı kabil bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, temyiz edenin sıfatına , 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.