"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/77 E., 2023/434 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Gaziantep ili Şehitkamil ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 121 ada 1 parsel sayılı 2.107,00 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, aynı ada parsel numarasıyla ve 2.076,16 m2 yüz ölçümlü olarak tespit edildikten sonra, 02.04.2018 tarihli komisyon kararıyla 2.182,85 m2 yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 22/A maddesine dayalı yenileme çalışmaları sonucunda yüz ölçümünün azaldığını belirterek, taşınmazın yüz ölçümünün yenileme çalışmasından evvelki hali ile düzeltilerek tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince ilk hükümle, davacı Hazinenin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun)
114/1-H ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire'nin 14.12.2022 tarihli ve 2021/14947 Esas, 2022/10244 Karar sayılı ilamı ile; '' Somut olayda; Mahkemece, 11.12.2017 tarihinde yenileme kadastrosu sonucu dava konusu taşınmazın yeni yüzölçümünün 2.076,16 m2 olarak tespit edildiği, anılan tespite yapılan itiraz sonucu, kadastro komisyonu tarafından 02.04.2018 tarihinde verilen karara göre taşınmazın yüz ölçümünün 2.128,85m2 olarak düzeltildiği ve böylelikle davacının talep ettiği hususun dava açmadan önce komisyon tarafından düzeltilerek talepten de fazla miktarın davacı adına tesciline karar verildiği, taşınmazın güncel yüz ölçümünün dosya arasına gelen tapu kaydına göre 2.128,85 m2 olduğu ve bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı Hazine, dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazda yenileme kadastrosu ile meydana gelen sınır değişikliklerine de itiraz etmiş olup, az yukarıda da değinildiği üzere, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ortofoto haritaları, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, yine varsa yenileme kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak tesis ve yenileme kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle, tesis ve uygulama kadastrosu sınırlarının birbiri ile örtüşüp örtüşmediği, dava konusu taşınmazda, uygulama kadastrosu neticesinde, davacı tarafın iddia ettiği şekilde bir sınır değişikliği olup olmadığı, sınır değişikliği olmuş ise bu değişikliğin sebebinin ne olduğu ve tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığı hususlarını açıklar mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...'' gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde; hükme esas 31.10.2023 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre; dava konusu Yığınlı Mahallesi 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fiili zemindeki sınırlar esas alınarak 22/A uygulama kadastrosu yapılmış olduğu, parselde taşkın yapı oluşmaması için Kadastro Komisyonu tarafından bu taşınmazın batı sınırı düzeltilerek taşınmazın yeni sınırları tespit edildiği ve bu değerlerle yeni yüzölçümü 2.128,85 m2 olarak hesaplandığı, parselin ilk tesis kadastrosu sırasında tescilli 2.107,00 m2 yüzölçümü, 22/A uygulama kadastrosu sırasında 2.128.85 m2 olarak tespit edilmiş olup, aradaki 21.85 m2'lik yüzölçümü artışının parselin yüzölçümü hesabındaki teknolojik yöntem farklılığı ve bu parselin batı sınırının düzeltmesiyle taşınmazda tesis kadastrosuna göre çap değişmesi meydana geldiğinden kaynaklanmakta olduğu, dolayısıyla dava konusu taşınmazda yapılan yenileme çalışmalarının usul ve esaslara uygun olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.