"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2010/32 E., 2021/24 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Trabzon ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 1431 parsel sayılı 19.030 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 8/48 payla ..., 8/48 payla ..., 8/48 payla ..., 19/48 payla ..., 1/48 payla ..., 1/48 payla ..., 1/48 payla ..., 1/48 payla ... ve 1/48 payla ... adlarına tespit edilmiştir.
İtirazı Kadastro Komisyonunca reddedilen davacı ... dava dilekçesinde; annesi ..., "Küçük oğlu ...'un" tek evladı olduğu halde, "..." isimli bir üvey teyzesi olduğu kabul edilmek suretiyle davalılar ..., ... ve ...'ya hisse verilmesinin isabetsiz olduğu iddiası ile dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 13.11.2008 tarihli ve 2008/7301 Esas, 2008/7207 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... çekişmeli taşınmazın ' Küçük oğlu ... ' ile ' Küçük oğlu ... ' (...) dan kaldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalıların bu kişilerin mirasçısı olup olmadıkları noktasında toplandığı, davacı tarafından dosyaya sunulan Of Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16.12.1993 tarihli ve 1993/485-545 sayılı veraset ilamının hasımsız olması nedeniyle ayrıca, davalılar adına tespit edilen payın dayanağı T.Evvel 1296 tarih 107 numaralı tapu kaydının tedavül kaydı olan Ağustos 1948 tarih 4 numaralı tapu kaydının iktisap sebebinde davalıların ' Küçük oğlu ... ' ve ' Küçük oğlu ...' un ' mirasçılarından oldukları belirtilmiş ise de bu tapu kaydının intikaline esas alınan belgenin köy ilmuhaberi olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde esas alınmasının olanaksız olduğu açıklanarak, davacı vekiline ' Küçük oğlu ... ' ile ' Küçük oğlu ...'un ' hasımlı veraset ilamlarını dosyaya sunmak suretiyle iddialarını kanıtlamak üzere süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... dava konusu taşınmazın ' Küçük oğlu ... ' ile ' Küçük oğlu ... ' (...) dan kaldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, bozma ilamı doğrultusunda, davacı vekiline Küçük oğlu ... ve Küçük oğlu ...'un hasımlı veraset ilamlarını çıkartması hususunda dava açmak üzere süre verildiği, davacı vekilince Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/128 Esas sırasında dava açıldığı, mahkemece bekletici mesele yapılan Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/128 Esas, 2020/257 Karar sayılı ilamının 28/01/2021 tarihinde kesinleştiği ve bu ilam doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle, davacının Trabzon ili ... ilçesi ... Mahallesi 1431 parsel (yeni ... Mahallesi 302 ada 3 parsel) sayılı taşınmaza yönelik davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın hükümde gösterilen payları oranında ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... mirasçısı ... ve ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, temyiz edenin sıfatına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalılar ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
77,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 350,20 TL'nin temyiz eden davalılardan alınmasına,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.