Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4049 E. 2025/956 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda davacıya ait taşınmazın yola cepheli olma özelliğinin ortadan kalktığı ve komşu parsel ile yerlerinin değiştirildiği iddiasıyla açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasında, kadastro tespitinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosunda ada ve parsel numaralarının sehven ters yazıldığı, uygulama kadastrosunda ise bu hatanın düzeltildiği, mülkiyet değişikliği olmadığı, davacı parsele ait yüzölçümünün değişmediği ve yola cepheli olan taşınmazın davacıya ait olduğu hususunun ölçü krokisi, tahdit paftası ve kadastro tutanakları ile sabit olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2307 E., 2023/3154 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/36 E., 2022/17 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; davanın niteliği itibariyle duruşma isteminin reddine ve kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kırklareli ili Merkez ilçesi ... köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-(a) maddesi uyarınca 2021 yılında yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı adına kayıtlı bulunan 146 ada 1 parsel sayılı 3.905,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 3.905,01 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu Kırklareli ili Merkez ilçesi ... köyü 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yola cepheli olduğunu, uygulama kadastrosu sonucu yola sınır olmayan komşu 146 ada 2 parsel ile yerlerin değiştirildiğini ileri sürerek, eski ... getirilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... davacı vekilinin uygulama kadastro tespitine yönelik, maliki olduğu Kırklareli ili Merkez ilçesi ... Köyü 146 ada 1 parselde sınırlandırma hatası yapıldığından bahisle ikame ettiği davada; dava konusu davacıya ait 146 ada 1 parselin tespitinin 1993 yılında ham toprak vasfı ile senetsizden yapıldığı, tespitin 1994 yılında kesinleştiği, tespit malikinin Hazine olduğu, diğer dava konusu davalıya ait 146 ada 2 parselin tespitinin vergi kaydına istinaden ... Hızlı adına tespit edildiği, tesis kadastrosu tutanağının edinme sebebi incelendiğinde vergi kayıtlarının 140 ada 3 parsel, 146 ada 2 parsel ve 169 ada 6 parseli bir bütün halinde kapsadığının anlaşıldığı, dosyadaki harita,tutanak ve belgeler, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirme ve hesaplamaların Mahkememizce hüküm kurmaya elverişli olduğu, dava konu parsellerin uygulama kadastro tespitinde sınırlandırma ve hesaplama gibi herhangi bir hataya rastlanılmadığı, davacının dava konusu maliki olduğu 146 ada 1 parselin yola cepheli olduğu iddiasının haksız olduğu gerçekten de tesis kadastrosu çalışmalarında dava konusu 146 ada 1 ve 2 parsellere ait sınırlandırma krokisi ve tahdit paftasındaki yerlerinin ters yazıldığı, güncelleme kadastrosu sonucunun doğru olduğu, parsel numaralarının yerleri ile ilgili farklılığın tesis kadastrosu çalışmalarında hatalı tanzim edilen sınırlandırma krokisi ve kadastro paftasından kaynaklandığı anlaşıldığı ..." gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu Kırklareli ili Merkez ilçesi ... köyü 146 ada 1 parsel ve 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince; "... davanın, 3402 sayılı Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarına karşı süresi içerisinde açılan itiraz davası olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ile, “sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi” amaçlanmakta, yani, taşınmazın zemindeki durumunu doğru olarak yansıtmayan haritası yenilenmekte, zemin ile harita uyumlu ... getirilmeye çalışılmakta olduğu, bir başka ifadeyle, uygulama kadastrosunda mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmemekte mülkiyet değişikliğine sebebiyet verecek şekilde uygulama yapılması mümkün olmadığı, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu kapsamında yapılan değerlendirmede, davaya konu taşınmazların bulunduğu alanda yapılan uygulama kadastrosunda ada ve parsel numaralarının korunmasına karar verildiği, davaya konu taşınmazların bulunduğu adada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar haricinde başka parsel bulunmadığı, tesis kadastrosunda 146 ada 1 parsel numarası adı altında (3905,06 m2) tespit görüp kesinleşen yola çepheli taşınmazın, aynı ada ve parsel numarasıyla olacak şekilde ancak tesis kadastrosunda 2 parsel olarak sınırlandırılan yerde güncelleme kadastrosuna tabi tutulduğu, tesis kadastrosunda yola çepheli olmayan 2 parsel numarasıyla tespit gören 3654,93m2 komşu taşınmazın da tam tersi şekilde uygulama kadastrosuna tabi tutularak yola çepheli taşınmaz olarak hakkında güncelleme tutanağı düzenlendiği, bu şekilde yola cepheli taşınmaz hakkında davalı adına; yola çepheli olmayan komşu taşınmaz hakkında da davacı adına güncelleme kadastro tutanağı düzenlendiği ve bu nedenle işbu itiraz davasının açıldığının görülmekte olduğu, her ne kadar sınırlandırma krokisi ve buna bağlı düzenlenen kadastro paftası aksi yönde olsa da, dosyada mübrez ölçü krokisine göre yola cepheli taşınmaz olarak sınırlandırılan yerin, 2 parsel olduğu, parsel içerisinde ... nın (davalının selefi) isminin yazıldığı, Maliye Hazinesi (davacının selefi) adına olan 1 parselin ise bu taşımızın güneyinde yer aldığı, yine aynı şekilde tahdit pafta örneğinde de yola cepheli taşınmaz olarak 2 parsel sayılı taşınmazın gösterildiği, 1 parsel sayılı taşınmazın da aynı şekilde bu taşınmazın güneyinde yer aldığı, 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağına bakıldığında ise bu taşınmaza uygulanan vergi kaydının ...'nın babasına ait olduğu, öncesinde bir bütün olarak kullanılan taşınmazların Yeni Kırklareli Yolunun geçmesiyle önce iki parçaya, köy yolunun geçmesiyle de üç parçaya bölündüğü, bölünen bu parsellerin 140 ada 3, 146 ada 2 ve 169 ada 6 parseller olduğu, paftasına göre, devlet yolunun, 3 parsel ile davaya konu 2 parseli böldüğü; 146 ada 2 parselin kadastro tutanağında ise bu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup çalılık vasfında olduğu ve ekonomiye kazandırılabileceği gerekçesiyle ham toprak vasfı ile maliye hazinesi adına tespit edildiğ ve ayrıca, uygulamada yapılan parsel numara değişikliği sonrasında parsel yüzölçümlerinin değişmemiş olduğu, bu delil durumuna göre, yani ölçü krokisi, tahdit paftası ve kadastro tutanakları ve parseller numaraları yer değiştirmiş olmasına rağmen yüzölçümlerinin değişmiyor olması gerçeği çerçevesinde, taşınmazların parsel numaralarının, esasen, sınırlandırma krokisi ve paftasında ters gösterildiğinin anlaşılmakta olduğu ve bu durumun güncelleme kadastrosunda düzeltildiği, somut olayda mülkiyet aktarımının da söz konusu olmadığı, zira kadastro tutanağı ve ölçü krokisine göre devlet yoluna cepheli taşınmazın, 146 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu hususunun açıkça anlaşılmakta olup; bu durumun, parsel numarasının, maddi hataya dayalı olarak paftasında yanlış yazıldığı anlamına geldiği, giderek uygulama kadastro işleminin mevzuata aykırı bir yanının olmadığı, dolayısıyla davacı vekilinin, 146 ada 1 parsel sayılı taşınmazın gerçekte devlet yoluna cepheli olan taşınmaz olduğu yönündeki iddia ve itirazlarının kabule şayan olmadığınin görülmekte olduğu, bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olduğu ..." gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.