Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4050 E. 2025/435 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 7143 sayılı Kanun uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sonucu belediye adına tescil edilen taşınmazın kullanım hakkının kimde olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ...'ın 1998 yılından beri taşınmazı fiilen kullandığına dair sunduğu delillerin yeterli olduğu, taşınmazın boş arsa olması sebebiyle fiili kullanımın bina yapımı dışında zorunlu olmadığı ve davacının zilyetliğinin satış senetleri ve vergi beyannameleri ile ispatlandığı gözetilerek, birleşen davacı ... vekilinin temyiz başvurusu reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, birleşen davanın davacısı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, birleşen davanın davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi Mimar ... Mahallesi çalışma alanında 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un (7143 sayılı Kanun) Geçici 1 inci maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, 8830 ada 1 parsel sayılı 408,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "7143 sayılı Kanun'un Geçici 1 inci maddesi hükümlerine tabi tutulduğu ve kullanıcısının tespit edilemediği" şerhi yazılarak arsa vasfıyla Sultanbeyli Belediyesi adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi ... Mahallesi 8830 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkili olan davacının kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının beyanlar hanesine davacı kullanım şerhi verilmesini talep etmiştir.

Birleşen davanın davacısı ... vekili ise dava dilekçesinde; İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi Mimar ... Mahallesi 8830 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkili olan davacının kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının beyanlar hanesine davacı kullanım şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda; "... davacı ... tarafından davalı belediyeye ödenen arsa vergisi makbuzları, dava konusu taşınmazın 03.11.1998 tarihinde satış senedi ile ... ve...'dan satın alındığına ilişkin senet sureti, keşif sırasında dinlenen tutanak mümzisi ile davacı tanıklarının beyanlarına göre dava konusu taşınmazın 1998 yılından beri davacı ...'ın fiili kullanımında ve zilyetliğinde olduğuna kanaat getirildiği, birleşen dosya davacısı ...'ın taşınmazın kullanıcısının kendisi olduğunu ispat edemediği ..." gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, çekişmeli 8830 ada 1 parsel sayılı arsa vasfında olan taşınmazın ...'ın kullanımında olduğunun tespiti ile taşınmazın beyanlar hanesindeki "Bu parsel kullanıcısı tespit edilememiştir." şerhinin terkinine ve beyanlar hanesine "İşbu taşınmaz 1998 yılından beri ... oğlu ...'ın kullanımındadır" şerhinin yazılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiş; birleşen dosya davacısı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... birleşen dosya davacısı tarafından tespit tarihi ve öncesinde fiili kullanımının söz konusu olmadığı, birleşen davanın reddedilmiş olması nedeniyle yasal hasım konumundaki davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, satış senetlerine göre, zilyetliğin silsile halinde davacı ...'a devredildiği ve 1998 yılında davacı tarafından emlak vergi beyannamesi verildiği ve bu şekilde zilyetliğin iktisap edildiği 03/11/1998 tarihinden bu yana da taşınmazın zilyedinin davacı ... olduğu, taşınmazın boş arsa vasfında oluşu nedeniyle kural olarak bina yapımı haricinde işlevsel şekilde fiilen kullanıma uygun olmayıp, zilyedi tarafından fiilen kullanılmasının da şart olmadığı, dolayısıyla asıl dosya davacısının davasını kanıtladığına ilişkin mahkemenin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, birleşen davanın davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup birleşen davanın davacısı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.