"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1785 E., 2024/640 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü, davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ. Ereğli Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/47 E., 2022/10 K.
Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, Zonguldak ili Alaplı ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 185 ada 1l, 185 ada 2, 112 ada 3 ve 112 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmaz üzerindeki fındık ağaçları 1980 yılından beri ... kullanımındadır " şerhleri yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; davalı ...'in davacıların annesi olduğunu, Zonguldak ili Alaplı ilçesi Fındıklı köyü 185 ada 1l, 185 ada 2, 112 ada 3 ve 112 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kök murisleri ve babaları olan ...'den beri kullanımının süregeldiğini, kök murisin vefatından sonra dava konusu taşınmazları rızaları olmadan kısmi olarak davalı ... ve imam nikahlı eşinin kullanmaya başladığını, dava konusu taşınmazların daha sonra 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi kapsamına alındığını ve yapılan kadastro çalışmalarında sadece davalının kullanıcı olarak tespit edildiğini, yapılan bu tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile veraset ilamı doğrultusunda ... mirasçıları lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... dava konusu taşınmazların davacıların babası muris ...'den kaldığı, ... sağlığında herhangi bir miras taksimi yapmadığı gibi öldükten sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek aralarında miras taksiminin yapıldığının yöntemine uygun ispatlanamadığı, dava konusu taşınmazların davalı ve aynı zamanda murisin eşi ... tarafından kullanıldığı, taşınmaz üzerinde bulunan fındıkların davalı ... tarafından toplandığı, mirasçılardan birinin miras üzerinde sürdürmüş olduğu zilyetliğin tüm mirasçılar adına olduğunun kabulü gerektiği ve mahkemece asıl ve birleşen 2021/49 Esas sayılı, 2021/50 Esas sayılı davaların kabulüne karar verilerek dava konusu taşınmazların kullanımının ve taşınmazlar üzerinde bulunan fındık ağaçlarının muris ...'in tüm mirasçılarına ait olduğu şerhinin eklenmesine karar verildiği, birleşen dosyalardan 2021/48 Esas sayılı davaya konu 112 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan betonarme evin daha önceden ahşap şekilde olduğu ve daha sonradan davalı ...'in imam nikahlı eşi ... tarafından betonarme ... getirildiğinin sabit olduğu, taşınmazın kullanımının ve fındık ağaçlarının ...'in tüm mirasçılarına ait olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan betonarme evin ise ... 'e ait olduğu ..." gerekçesiyle, davacıların davasının kabulüne, dava konusu Zonguldak ili Alaplı ilçesi Fındıklı köyü, 112 ada 3 parsel, 185 ada 1 parsel, 185 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, dava konusu taşınmazların aynı ada ve parsel numarası altında, kadastro tespitindeki niteliği ve miktarı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların beyanlar hanesine ayrı ayrı "1- 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. 2- " muris ...'nın, 12.07.1983 tarihinde ölümü ile miras meselesi 8 pay olarak kabul edilerek, bundan; 2 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... Keskin, 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... , kullanımındadır. 3- Parsel üzerinde bulunan fındık ağaçları muris ... 'nın, 12/07/1983 tarihinde ölümü ile miras meselesi 8 pay olarak kabul edilerek, bundan;2 payın ..., 1 payın ...,1 payın ..., 1 payın ... Keskin, 1 payın ..., 1 payın ...,1 payın ... , kullanımındadır." şerhinin eklenmesine, dava konusu Zonguldak ili Alaplı ilçesi Fındıklı köyü 112 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, taşınmazın beyanlar hanesine "1- 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. 2- " muris ...'nın, 12.07.1983 tarihinde ölümü ile miras meselesi 8 pay olarak kabul edilerek, bundan; 2 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... Keskin, 1 payın ..., 1 payın ...,1 payın ... , kullanımındadır. 3- Parsel üzerinde bulunan fındık ağaçları muris ... 'nın, 12.07.1983 tarihinde ölümü ile miras meselesi 8 pay olarak kabul edilerek, bundan; 2 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... Keskin, 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... , kullanımındadır. 4- Parsel üzerinde bulunan tek katlı betonarme ev ... kullanımındadır." şerhinin eklenmesine karar verilmiş; hükme karşı, davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; "... davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na 5831 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sonucunda düzenlenen kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olarak açılmış olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/8-561 Esas 2024/125 Karar sayılı ilamında ayrıntılı açıklandığı üzere, 3402 sayılı Kanun'a 15.01.2009 tarihli ve 5831 sayılı Tapu Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8 nci maddesi ile eklenen Ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanun'la değişik 2 nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun'un 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceğinin hükme bağlandığı, ' Kullanım kadastrosu ' olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacının, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermek olduğu, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tespit tutanağı düzenlenen taşınmazların beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı ve muhdesat şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, askı ilanından sonra ise genel mahkemelerde kullanım kadastrosuna itiraz davası açılmasının mümkün olduğu, kadastro mahkemelerinde askı ilanı içinde 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesi gereğince açılacak davalar kullanıcı şerhine ilişkin olup söz konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğundan bu davalarda mülkiyet hakkı bakımından değerlendirme yapılması mümkün olmadığı, diğer taraftan, 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun 26.04.2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olduğu, aynı Kanun'la 17.10.1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16.02.1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırıldığı, 6292 sayılı Kanun’un 1 nci maddesinde Kanun’un amacının, 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2 nci maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olarak ifade edildiği ve 6831 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında uygulanacağının açıklanmış olduğu, anılan Kanun’un genel gerekçesinde de bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve ormana geri dönüşümü artık mümkün bulunmayan ve özellikle yerleşim alanı olarak işgal edilerek kullanılan bu alanlarda; imar planları yapılamaması yüzünden şehircilik anlayışı ve planlama ilkelerine aykırı oluşmuş çarpık yerleşim alanlarının varlığı nedeniyle düzenli ve planlı kentleşmenin yapılamadığı, oluşan fiili durum sonrasında bu alanlardaki yerleşim yerlerine götürülmek zorunda kalınan kamu yatırımlarının yapılmasının zorluğu, bu alanların orman sınırları dışına çıkartıldıkları tarihler itibarıyla yaklaşık 10 ilâ 30 yıldır herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanıcılarının tasarrufunda bulunduğu ve bu alanların kullanıcıları tarafından haricen yapılan satışlarla el değiştirdiği, bu yerlere ilişkin olarak Devlet ile vatandaşlar arasında uzun süren hukukî ihtilafların meydana geldiği, Devletin bu yerleri tasarruf edememesi sebebiyle önemli ölçüde gelir kaybının oluştuğu belirtilerek bu alanlarla ilgili fiili durumun hukukî zemine kavuşturulmasının bir zorunluluk hâline geldiğinin ifade edildiği, 6292 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde yer alan hükümlere göre de, 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen veya bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre taşınmazların 31.12.2011 tarihinden önce veya sonra kullanıcısı ve / veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen ve hak sahibi sayılan kişilerin, 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 26.04.2012 tarihinden itibaren idareye başvurmaları sağlanarak bu şekilde hak sahibi kişilerin mağduriyetlerinin önlenmesinin ve bu taşınmazların da değerlendirilmelerine imkân sağlanmasının amaçlanmış olduğu, yapılan açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince; davacıların dava konusu taşınmazların ortak muris ...'den kalıp mirasçılarının kullanımında olduğunu ileri sürerek ilan süresi içerisinde eldeki kullanım kadastrosuna itiraz davasını açmış oldukları, davacıların annesi olan davalı ... ile davalı Hazine vekilinin ise kadastro tutanağındaki tespitin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savundukları, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler, tutanak tanıkları ile davacı ve davalı tanıklarının, 1983 yılında öldüğü anlaşılan muris ...'in ölümünden bu zamana kadar dava konusu taşınmazların kullanımının davalı ...'e ait olduğunu beyan etmiş oldukları, bu itibarla, tüm tanık anlatımlarından davalı ...'in kullanımının tereke adına değil, kendi adına olduğunun, taşınmaz üzerinde bulunan fındıkların da muris ...'in ölümünden önce muris ile birlikte, ölümünden sonra ise davalı ... tarafından yeni fındık ağaçları da dikilmek suretiyle toplandığının anlaşılmakta olduğu, yukarıda da ifade edildiği üzere kullanım kadastrosu sırasında taşınmazlar 2/B alanı olarak Hazine adına tescil edilirken taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatlar tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmekte olduğu, eldeki davada da, tüm dosya kapsamına göre kadastro tespiti sırasında taşınmazın fiili kullanımı tereke adına olmayıp kendi adına olacak şekilde davalı ...'e ait olduğu, davalının çocukları olan davacıların bu kullanıma karşı çıktıklarına veya taraflar arasında uyuşmazlık konusu edildiğine dair bir belge veya bilgi de bulunmadığı, önemle vurgulamak gerekir ki, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesine göre tespit sırasında aranan husus fiili kullanım olup taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğundan mülkiyet hakkı bakımından değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, davalı tarafın çekişmeli taşınmaz üzerindeki uzun süreli kulanımının kendi nam ve hesabına olması nedeniyle davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereği ' kanunun olaya uygulanmasında hata edilen ' ve ' yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan ' eldeki dava açısından hükmün infaza elverişli olacak şekilde kamu düzeni yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği, ancak yeniden esas hakkında karar verilmesinin öncelikli koşulunun yerel mahkeme kararının kaldırılması olduğuna göre ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılarak istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen hususların aynen muhafaza edildiği ..." gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, KDZ Ereğli Kadastro Mahkemesi'nin 22.02.2022 tarihli ve 2021/47 Esas 2022/10 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esası ile ilgili olarak; Asıl ve birleşen 2021/48 Esas sayılı, 2021/49 Esas sayılı, 2021/50 Esas Sayılı dosyalara ilişkin davanın reddine, dava konusu Zonguldak ili Alaplı ilçesi Fındıklı köyü 112 ada 3 ve 4 parsel, 185 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, kullanım kadastrosunun, taşınmazların fiili kullanım durumlarını belirlemeye ve bu fiili durumun hukuki zemine kavuşturulmasını sağlamaya yönelik bir çalışma olduğuna, muristen kalan ve mirasçılardan bir ya da bir kısmının fiili kullanımında bulunan taşınmazlara yönelik davalarda, bir ya da bir kısım mirasçının uzun süreli kullanımına diğer mirasçılar tarafından karşı çıkıldığı ve bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu ispatlanamıyorsa, bir diğer ifade ile taşınmaz üzerindeki fiili kullanımın tereke adına sürdürüldüğü ortaya konulamıyorsa fiili kullanıma değer verilmesi gerektiğine, konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.04.2022 tarihli ve 2023/8 - 561 Esas, 2024/125 Karar sayılı kararında da bu hususların aynen benimsendiğinin anlaşılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere ve 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’ un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.