Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4103 E. 2025/362 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında yaptığı paylaştırma nedeniyle, mirasın reddi nedeniyle kadastro tespitine itiraz edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın sağlığında taşınmazı paylaştırdığının ve mirasın reddinin kadastro tespitine etki etmeyeceğinin gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, Zonguldak ili Alaplı ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 214 ada 1 parsel sayılı 8.313,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... fiili kullanımında bulunduğu" şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; 2021 yılında Alaplı ilçesi ... köyünde 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında 214 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalı ... adına tespit gördüğünü, dava konusu taşınmazın muris ... ...'dan geldiğini, muris ...'nin oğlu olan muris ... mirasçılarının reddi miras yaptıklarını, bu nedenle yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına yapılan tespitin iptali ile muris ... ...'ın diğer mirasçıları adına kullanıcı şerhine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu Alaplı ilçesi ... köyü 214 ada 1 nolu parselin muris ... ...'dan kaldığının ve murisin 1990 yılında miras taksimi yapmak suretiyle dava konusu taşınmazı oğlu ... ...'a verdiğinin sabit olduğu, davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde, muris ... ...'ın mirasçılarından ... ...'ın mirasçılarının ... ...'dan gelen mirası reddetmeleri sebebiyle, ... ...'ın mirasçıları dışında kalan ... ...'ın tüm mirasçıları adına kullanım şerhi verilmesi talebinin, muris ... ...'ın sağlığında miras taksimi yapması ve dava konusu taşınmazı oğlu ... ...'a verdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmaması sebebiyle reddine karar vermek gerektiği, ... ... vefat ettikten sonra mirasçılarının Alaplı Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/283 Esas No, 2016/306 Karar No'lu ilamı ile murisin mirasını reddettiklerinin anlaşıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmazın ve taşınmaz üzerinde bulunan fındık ağaçlarının kullanım şerhinin davalı ...'a verildiği, her ne kadar keşif mahallinde dinlenen tüm kişiler ortak ve benzer beyanlarında, dava konusu taşınmazın davalı ... ...'ın gelini ... ve eşi ... ... tarafından kullanıldığını ifade etmiş iseler de davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın ... ... mirasçıları dışında ... ... mirasçıları adına kullanım şerhi talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği ..." gerekçesiyle davacının davasının reddine, dava konusu Zonguldak ili Alaplı ilçesi ... köyünde bulunan 214 ada 1 nolu parselin kadastro tutanağındaki gibi tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince "... dosya kapsamına göre toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi, davacı ve davalı tanıkları benzer beyanlarında, dava konusu taşınmazın tarafların murisi ... ...'dan kaldığını, murisin ölmeden önce taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığını, dava konusu taşınmazın ölü oğlu ...'a verildiğini ve ...'ın ölümü sonrasında gelini ve eşi tarafından tarafından kullanıldığını ifade ettikleri, bu hususun davacının de kabulünde olduğu, taşınmazın davalı Ulviyenin kullanımında olduğunun açık olduğu, öte yandan mirasın reddi davası, murisin mal varlığına ilişkin hüküm ve sonuçlar doğuracağından eldeki davada dava konusu taşınmazın murisin aktif mal varlığından olmadığı, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu, dolayısıyla eldeki dava açısından mirasın kötü niyetle reddedildiği iddiasının dinlenme olanağı bulunmadığı gibi sonuca da etkili olmadığının açık olduğu, kaldı ki, mirasın reddi müessesesinin yalnızca mirası ret eden kişiler yönünden bağlayıcı olup davalı Ulviye7nin mirasçı sıfatına haiz olmadığı ve mirası da reddetmediği, gerek kullanım kadastrosunun hukuki niteliği, gerekse mirastan ret müessesesinin hukuki niteliği birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 inci maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.