Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4118 E. 2024/6401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yenileme kadastrosu sonucu taşınmazların sınırlarının hatalı belirlendiği iddiasıyla açılan davada, sınırların düzeltilmesine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Ölümle vekalet ilişkisinin sona ermesi ve mirasçıların temyiz talebinde bulunmaması nedeniyle, vekil tarafından verilen temyiz dilekçesinin reddine, diğer davalının ise taraf sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/6 E., 2021/226 K.

KARAR : Davanın Kabulüne

Taraflar arasında görülen yenileme kadastrosu davasına ilişkin İlk Derece Mahkemesince davada yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.:

K A R A R

2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanun (2859 sayılı Kanun) uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucu Antalya ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan tapuda davacılar murisi ... adına kayıtlı bulunan eski 853 ve 351 parsel sayılı 6.031,00 ve 1.660,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 268 ada 5 ve 269 ada 1 numarasıyla 6.403,37 ve 1.705,37 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar murisi ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 697 ve 539 parsel sayılı 7.033,00 ve 16.170,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 268 ada 6 ve 269 ada 2 parsel numarasıyla 6.459,98 ve 16.040,21 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar vekili dava dilekçesinde; kendilerine ait 268 ada 5 ve 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazların etraflarının kadim duvarlar ile çevirili olduğunu, tapulama çalışmalarının bu duvar ve sınırlar esas alınarak yapıldığını, ancak yenileme kadastrosu ile bu sınırlar dikkate alınmadığı için taşınmazlarının sınırlarının yanlış belirlendiğini ve yanlışlığın davalılara ait 268 ada 6 ve 269 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığını belirterek sınırlarının eski hale getirilmesini istemiştir.

Yargılama sırasında müdahale talebinde bulunan Hazine; çekişmeli taşınmazların yanında aynı adada bulunan tüm taşınmazların sınırlarının yanlış belirlendiği ve düzeltmenin tüm taşınmazları kapsayacak biçimde yapılması istemiyle davaya katılma talebinde bulunmuş, müdahale istemi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmemiştir.

Davalılar ..., ..., ... ve ...; yenileme çalışması sırasında bütün taşınmazlarda kayma meydana geldiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, olmadığı takdirde kendileri açısından da düzeltme kararı verilmesini istemişlerdir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 268 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 22.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (T) harfi ile gösterilen 329,79 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydınını iptali ile bu bölümün 268 ada 5 parsel sayılı taşınmazla birleştirilerek tapuya tesciline, 269 ada 2 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (K) harfi ile gösterilen 564,12 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydınını iptali ile bu bölümün 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazla birleştirilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili, davalılılardan ... ve davaya müdahale istemi reddedilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.04.2015 tarihli ve 2014/5962 Esas, 2015/3104 Karar sayılı kararıyla; "Davaya müdahale istemi reddedilen Hazine'nin temyiz itirazları hakkında, eldeki davada uyuşmazlığın, davacılar ve davalılar murisleri adlarına tapuya kayıtlı yeni 258 ada 5 ve 6 parseller ile 269 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki müşterek sınırların yenileme kadastrosu sonucu yanlış belirdiği iddiasına ilişkin olduğu, müdahale isteminde bulunan Hazinenin davaya katılmada hukuki yararının bulunmadığı, kararda da aleyhine yeni bir hukuki durum da yaratılmadığı gerekçesiyle Hazinenin temyiz inceleme isteminin reddine, davacılar vekili ve davalı ...'in temyiz itirazları hakkında ise ilk derece mahkemesi tarafından eksik araştırma ve inceleme yapıldığı belirtilerek, öncelikle denetime veri teşkil edecek bilgi ve belgeler getirtilerek dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde yeniden ve yöntemie uygun şekilde keşif yapılarak uzman bilirkişiden denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "mahallinde keşif yapıldığı, keşif sonrası bilirkişi heyeti tarafından rapor tanzim edildiği rapora göre dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 06.07.1957 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarının sayısal olmayıp grafik pafta şeklinde tersim edildiği, burada yapılan çizilerin el yordamıyla karton paftalara çizildiği, 1/1.000 ila 1/5.000 ölçeğine göre kağıt üzerinde yapılacak 1 mm.lik bir hatanın zeminde 1 ila 5 m'lik bir hataya sebebiyet vereceği, dolayısı ile alan hesaplamalarında sağlıklı sonuçların oluşmayacağı, 18.10.2000 tarihinde kesinleşen yenileme çalışmaları dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde tek bir ada bazında yapıldığı, yapılan yenileme çalışmalarının da zeminde mevcut duruma bakılmadan yani yenilemenin konusu olan zeminde bulunan sabit sınırların belirlenmesi ile sınırların teknik olarak yeterli hale getirilmesi esaslarının tam olarak uygulanamadığı ve buna göre paftalaştırılmış ve oluşturulan sayısal pafta ile zemin arasında kaymaların meydana geldiği, söz konusu taşınmazların bulunduğu yer ile ilgili olarak eski paftaların, mahalli bilirkişi beyanlarının, taşınmazlara ilişkin sabit sınırları ve yapıların yaklaşık aynı ölçekte hava fotoğrafı ve ortofoto niteliğinde uydu görüntüsünün çakıştırılarak incelenmesi, dosya içerisine alınan Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1086 Esas, 2010/798 Karar sayılı dosyası ile Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/730 Esas, 2006/711 Karar sayılı dosyasında yapılan incelemede ve yine ayrı ayrı yapılan açıklamalar çerçevesinde taşınmazların gerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve gerekse hava ve uydu görüntüleri incelenerek asıl ve ek bilirkişi raporu alınmış olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, 268 ada 6 parseldeki taşınmazın 30.06:2019 tarihli rapor ve krokide (N) harfiyle gösterilen 671,80 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile taşınmazın bu kısmının davacılara ait aynı yerdeki 268 ada 5 parseldeki taşınmazla birleştirilerek ve 269 ada 2 parseldeki taşınmazın aynı tarihli rapor ve krokide (K) harfiyle gösterilen 564,12 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, taşınmazın bu kısmının davacılara ait aynı yerdeki 269 ada 1 parseldeki taşınmazla birleştirilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, rapor ve krokinin kararın ekinden sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1.Davalı ... vekilinin temyiz itirazları hakkında; hükmü temyiz etme hakkı, hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda yargılama sırasında UYAP kaydı davalı olarak yapılan ...'ın dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki olmadığı gibi davaya usûlüne uygun bir katılımı ve usûlünce açılmış bir davası da bulunmadığı, dolayısıyla davada taraf sıfatı olmadığı ve taraf sıfatı olmaması sebebiyle de temyiz hakkı bulunmadığı, mahkemece karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin de kendisine taraf sıfatı kazandırmayacağı, bu nedenlerle davanın gerçek tarafı olmaması ve İlk Derece Mahkemesince verilen kararla aleyhine bir hüküm oluşturulmaması nedeniyle ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2.Davalı ... vekilinin temyiz itirazları hakkında ise; davalı ...'in vefat ettiği ancak vekili tarafından temyiz dilekçesi verildiği, ne var ki, ölüm ile vekalet ilişkisinin son bulunduğu, davalı vekilinin verdiği temyiz dilekçesini davalının mirasçıları adına vermediği gibi temyiz dilekçesinin verildiği tarihte, öncesinde veya sonrasında mirasçılar adlarına vekaletnamesi veya yetki belgesi olmadığı, mirasçılara İlk Derece Mahkemesi kararı tebliğ edildiği halde temyiz talebinde bulunmadıkları, dilekçenin davada sıfatı sona eren ve kararı temyiz etme yetkisi de bulunmayan davalı vekilince verilmiş olması nedenleriyle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinin REDDİNE,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi