Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4168 E. 2024/7174 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosunda şerhe itiraz davasında, taşınmazın hangi kısmının davacı tarafından kullanıldığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna göre davacının taşınmazın belirli bir kısmını fiilen kullandığı ve bu kısmın sınırlarını belirlediği tespit edilerek, davanın kısmen kabulü ile davacı lehine kullanım şerhi konulması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/23 E., 2020/291 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosunda şerhe itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince son bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup uyulan bozma ilamında özetle; “Hazinenin temyizi yönünden kullanım ve zilyetlik olmadığı belirtilmişse de açmış olduğu dava olmadığından temyiz dilekçesinin reddine, davacı şirketin 689 parsel taşınmaza ilişkin temyizinin mahkemenin gerekçesi doğrultusunda reddi ile kararın bu parsel yönünden onanmasına, davalı ...’in 682 parsele yönelik temyizi yönünden ise mahkemece 682 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı ... lehine olan kullanım şerhi kaldırılarak davacı şirket lehine kullanım şerhi konulduğu ancak yapılan keşif, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporları gözönüne alındığında taşınmazın bir kısmında davacı şirkete ait binaların bulunduğu ve bu kısmın şirket tarafından kullanıldığı açıklanmış olup, taşınmazın 8.204,75 m2 yüzölçümüne sahip olduğu geri kalan kısmında zeytin ağaçlarının olduğu açıklanmış ancak bu kısmın kimin kullanımında olduğunun yeterince araştırılmadığı, 2009 yılında kullanım kadastrosu yapıldığı sırada 682 parsel nolu taşınmazın fiilen kimin kullanımında olduğu, taşınmazın tamamının mı yoksa bir kısmının mı kullanıldığı, kullanılan kısımlar varsa bu kısmın kimin kullanımında olduğu belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” hususlarına değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı tanıkları ile davalı tanığı ...'nın beyanında belirttiği üzere, davacı tarafın, dava konusu 682 parsel sayılı taşınmaz üzerine yaklaşık olarak 2003 yılında balıkçılık tesis kurmaya başladığı ve bu tarihten itibaren aralıksız olarak taşınmazın denize kıyısı olan belirli bir kısmında zilyetliğini devam ettirdiği, fiilen kullandığı kısmın sınırlarına yaklaşık olarak 2008 yılında tel örgü çektirdiği, keşif sırasında görüldüğü ve bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere tel örgü içerisinde yer alan zeytin ağaçlarının imar ve ihyasının yapıldığı, tel örgü dışında kalan alanda yer alan zeytin ağaçlarının ise bakımsız olduğu ve herhangi bir zilyetlik olgusuna rastlanılmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, Milas ilçesi Gürçamlar Mahallesi Alagün mevkii 682 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kısmen kabulü ile taşınmazın beyanlar hanesindeki "bu parsel Mustafa oğlu ...'in kullanımındadır" şerhinin iptaline, toplam yüz ölçümü 8204,75 m2 olan taşınmazın 20.03.2020 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3141,68 m2'lik kısmının davacı tarafından kullanıldığının tespitine ve bu tespitin taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmasına, davanın 689 parsel sayılı taşınmaz yönünden reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Şirket vekili , davalı ... vekili ve davalı Hazine vekilini temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

54,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 373,20 TL'nin temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına,

1086 Sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinin 1inci fıkrası gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.