Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4214 E. 2024/7937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerinde davacının kullanım hakkı iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki fiili ve sürekli kullanımını ispatlayamaması, taşınmazın boş vaziyette olması ve davacının taşınmaza gelip gitmediğine dair tanık beyanları ve diğer deliller değerlendirilerek mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1486 E., 2024/1344 K.

DAVA TARİHİ : 17.06.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/246 E., 2021/617 K.

Taraflar arasındaki 7143 sayılı Kanun'un geçici 1 nci maddesi uyarınca 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

7143 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu esnasında dava konusu Sultanbeyli ilçesi Battalgazi Mahallesi, 214 ada 44 parsel sayılı taşınmaz 94,22 m2 yüzölçümü ile kullanıcısının tespit edilememesi nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.

Davacı vekili; çekişmeli taşınmazın müvekkilinin kullanımında olduğu iddiası ile tespite itiraz etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taşınmaza ilişkin emlak vergisi mükellef kaydının bulunmadığı, keza gerek mahalli bilirkişi gerekse de tanık beyanlarına göre dava konusu yere davacının gelip gitmediği, davacının görev nedeniyle başka yerde bir müddet kaldığı, yine taşınmazın boş vaziyette bulunduğu, etrafının çevrili olmadığı, bu bağlamda taşınmazda davacının sürekli fiili kullanımının bulunmadığı, taşınmaz üzerinde fiili kullanımı bulunduğunu ispat yükü davacıya ait olduğu, ancak bunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş olup; davacı vekilince bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.