Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4231 E. 2024/7943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 7143 sayılı Kanun uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda davacı tarafından kullanılan taşınmazın kadastroda başkası adına tespit edilmesine itiraz edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde fiili kullanımını ispatlayamaması ve taşınmazın kadastro tespit tarihinde boş arsa olarak görünmesi gözetilerek, davacının itirazının reddine ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine ilişkin yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3661 E., 2024/1433 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/217 E., 2022/347 K.

Taraflar arasındaki 7143 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

7143 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca 3402 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu esnasında dava konusu Sultanbeyli İlçesi, Battalgazi Mahallesi, 214 ada 44 parsel sayılı taşınmaz 94,22 m² yüzölçümü ile kullanıcısının tespit edilememesi nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.

Davacı vekili; çekişmeli taşınmazın müvekkilinin kullanımında olduğu iddiası ile tespite itiraz etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda emlak vergilerinin ve arazi tespit krokisinin dava konusu taşınmaza ait olmadığı, keşif mahallinde dinlenilen tarafsız tanık beyanlarından ve icra edilen keşiften anlaşıldığı üzere boş arsa olarak kullandığı, taşınmaz üzerinde yapı bulunmadığı, davacının kullanımında olan komşu parsel ile dava konusu taşınmaz sınırının iptidai bir duvar ile çekilmiş olduğunun görüldüğü, dolayısıyla fiili kullanımı gösterir tanık ve mahalli bilirkişi beyanı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın tespit tarihi itibariyle boş arsa görünümünde olduğu ve davacının kullanımında bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiş; davacı ve davalı vekilince bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince Sultanbeyli Belediyesi kanuni hasım olduğundan davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş ise de davanın reddi durumunda vekille temsil edilen davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiğinden İlk Derece Mahkemesinin bu kabulüne katılmak mümkün olmamıştır.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince düzeltilerek onanması gerekir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) no.lu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2) no.lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmüne 5.bent olarak "Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,İstek halinde peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.